Deniz Çağlar Fırat yazdı...

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz’ın Eskişehir.Net’e yaptığı ziyaret, yalnızca bir nezaket buluşması değil; yaklaşan seçim sürecine ve Eskişehir’deki politik dengelere dair kritik ipuçları barındıran bir görüşmeydi. Yalaz’ın cümleleri rutin değerlendirmelerinin ötesinde, hem partinin iç işleyişine hem de konjonktürel toplumsal dalgaya dair önemli tespitler sunuyordu.

Yalaz’ın en temel vurgusu, sahada CHP politikalarına artan ilgiydi. Bunu sıradan bir siyasi söylem olarak kenara koymak kolay; ancak yaşanan ekonomik gerçeklikler, insanların gündelik yaşamda katlanarak artan yükleri, barış süreci adı altında İmralı ile yapılan görüşmeler, bu konuya yönelik söylemler ve iktidar politikalarına yönelik memnuniyetsizlik göz önüne alındığında, bu tespitin karşılığı olduğunu anlamak mümkün.

Eskişehir özelinde de tablo farklı değil. 2024 seçimleri itibariyle pazar tezgâhında, minibüs durağında, öğrenci evinde, tarlada, fabrikada… Tüm bu alanlar uzun süredir “bir değişim talebi”ni fısıldıyordu. Şimdi ise bu fısıltı yüksek sesle dile getiriliyor.

Yalaz, bu fısıltının yüksek sesle dile getirildiğini gözlediğini cesurca açıklayan İl Başkanı oldu. Ama şunu söylemeden edemem; sahadaki ilgi, her zaman sandığa aynı oranda yansımaz.

O yüzden soru şu: CHP, bu ilgiyi kalıcı bir seçmen desteğine dönüştürmek için doğru örgütlenme modelini, doğru zamanlamayı ve doğru mesaj disiplinini yakalayabilir mi?

Yalaz’a bunu sorduğumda ise Yalaz oldukça kararlı bir şekilde soruya yaklaştı; “CHP’li belediyeler aslında bir ön izleme sunuyor.”

CHP’YE BEKLEYEN EN BÜYÜK RİSK İÇ İLETİŞİM

Bu söz önemli.

Açalım biraz; Eskişehir, Türkiye’de CHP’nin belediyecilik anlayışının en görünür vitrinlerinden biridir. 20-25 yılı aşkın süren bir yönetim pratiği var ve bu pratiğin seçmen gözündeki algısı hâlâ yüksek.

Ama bana göre Eskişehir’de CHP’nin en büyük avantajı, belediyecilik üzerinden kurulan güçlü marka algısı. En büyük riski ise: Bu algının, parti içindeki rekabet, açıklama kirliliği veya yanlış iletişimle gölgelenmesi.

Kendisine bu soruyu sorup özellikle 2019 seçimleri öncesi parti içine getirilen kurumsal kimlik taşıyan partililerin başta sosyal medya olmak üzere gazete, tv, haber kuruluşlarına açıklama yapmaması “tavsiyesini” hatırlattığımda da Yalaz, partililerin kişisel açıklamalarının “CHP politikası gibi sunulması” yönündeki hassasiyete dikkat çekti.

Bu Eskişehir için hafife alınmayacak bir konu.

Çünkü Eskişehir’de parti kimliği güçlü isimlerin yaptığı her açıklama, her paylaşım, her çıkış ister istemez “CHP görüşü” olarak etiketleniyor. Bu nedenle bir üyenin bireysel çıkışı, bazen örgütün aylardır kurmaya çalıştığı stratejik iletişimi tek cümlede dağıtabiliyor.

Yalaz, örgüt içi disiplinin ve mesaj bütünlüğünün seçime giderken hayati hale geldiğini ve bu konuda meclis üyeleri başta olmak üzere eski-yeni fark etmeksizin tüm yöneticilerin açıklamalarına, söylemlerine dikkat etmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Yalaz’ın açıklamalarının bence Eskişehir’deki olası yansımaları şöyle özetlenebilir:

1. CHP Eskişehir, seçim sürecine ‘moral üstünlük’ ile giriyor.

2. Örgüt içi disiplin yeniden inşa edilmeye çalışılıyor.

3. CHP’nin karşısındaki en büyük risk, rakip partiler değil; kendi iç iletişim kazaları.

CHP ESKİŞEHİR İÇİN KRİTİK 4 TEMEL KONU

Kısacası CHP’nin Eskişehir’de nasıl bir profil çizeceğini belirleyecek 4 ana nokta öne çıkıyor.

· Sahadaki dalga,

· Yerel yönetim algısı,

· Örgütsel beklentiler ve

· Siyasal iletişim disiplini

Ancak hatırlatmakta fayda var: Eskişehir, CHP’ye her zaman avantaj sunan ama aynı zamanda örgütsel hataları da affetmeyen bir kenttir. Yalaz’ın uyarıları ve tespitleri, bu nedenle yalnızca bir il başkanının değerlendirmesi değil, yaklaşan seçimlerin Eskişehir cephesindeki yol haritasının satır araları olarak okunabilir.