Deniz Çağlar Fırat yazdı...
Alpu’da bir ormanlık alanın 2B Yasası kapsamında orman sınırları dışına çıkarılması, son günlerde Eskişehir kamuoyunda ciddi bir merak ve kaygı yarattı. Bu kaygının temelinde ise haklı bir soru vardı: Bu işlem, Alpu’da yapılması planlanan enerji santraliyle bağlantılı mı?
CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan’ın Tarım ve Orman Bakanlığı’na verdiği soru önergesi de tam olarak bu noktaya işaret ediyordu. Enerji santrali tartışmalarının hâlâ hafızalarda taze olduğu bir bölgede, orman sınırı değişikliği doğal olarak “yeni bir adım mı atılıyor?” kuşkusunu beraberinde getirdi.
Ancak konuyu sahadan ve doğrudan kaynağından araştırdığınızda, tablo bambaşka bir yere çıkıyor.

ARIKAYA MAHALLESİ GERÇEĞİ
TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk ile yaptığım görüşmede edindiğim bilgiler, tartışmanın merkezindeki alanın Alpu’ya bağlı Arıkaya Mahallesi olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
Söz konusu alan, yıllar önce köylülerin kendi imkânlarıyla yaptıkları evlerin, zamanla yapılan kadastro ve sınır belirlemeleri sonucunda orman sınırları içinde kalması nedeniyle ortaya çıkan bir durumdan ibaret. Yani burada yeni bir yapılaşma, yeni bir rant alanı ya da sanayi yatırımı söz konusu değil; aksine mevcut yerleşimin hukuki durumunun düzeltilmesi söz konusu.
Orman sınırları dışına çıkarılan alanlar, görsellerde de açıkça görüldüğü üzere sarı çizgiyle belirlenen ve doğrudan köylülerin evlerini kapsayan bölgeyle sınırlı.
ENERJİ SAHASIYLA MESAFE NET
En kritik başlık ise enerji santrali iddiası. Bu konuda da veri son derece açık:
Söz konusu alanın Alpagut maden sahasına uzaklığı yaklaşık 48 kilometre. Yani ne coğrafi olarak ne de planlama açısından bu işlemin enerji santraliyle herhangi bir bağlantısı bulunmuyor.
Bu mesafe, “örtülü bir hazırlık” ya da “dolaylı ilişki” iddialarını da teknik olarak boşa düşürüyor.
TEMA’NIN TAKİBİ ÖNEMLİ
Burada altı özellikle çizilmesi gereken bir nokta daha var: TEMA Vakfı’nın süreci yakından takip etmesi. Türkiye’de çevre ve doğa alanında yıllardır güvenilir bir referans noktası olan TEMA’nın, bu konuda açık ve net biçimde bilgi paylaşması, spekülasyonların önüne geçilmesi açısından son derece önemli.
Bu nedenle TEMA’ya ve süreci şeffaf biçimde izleyen tüm çevre örgütlerine ayrıca teşekkür etmek gerekiyor.
Alpu, geçmişte yaşanan büyük çevre mücadeleleri nedeniyle haklı olarak hassas bir bölge. Bu hassasiyet, her idari kararı sorgulamayı meşru kılıyor. Ancak sorgulama, doğru bilgiyle beslendiğinde anlamlıdır.
Bugün gelinen noktada şunu net biçimde söylemek mümkün:
Alpu Arıkaya Mahallesi’ndeki 2B düzenlemesi, enerji santraliyle bağlantılı bir adım değil; yıllardır orman sınırları içinde kalan köylü evlerinin hukuki durumunu düzenlemeye dönük bir işlem.