Deniz Çağlar Fırat yazdı...

Rüştü Şentuna ile hiç tanışmadım. Ne benim tarafımdan ne de ERİAD kanadından bugüne kadar böyle bir talep gitmedi, gelmedi. Dolayısıyla kendisi hakkındaki tüm düşüncelerim basına yansıyan açıklamaları, röportajlarından alıntıladığım cümleleri ve elbette ki ortaya koyduğu projeler ile bana geçen ve hissettiğim vizyonundan ibarettir.

Öncelikle şunu ifade edeyim ki; ERİAD Başkanı Rüstü Şentuna’nın son dönemde ortaya koyduğu fikirler Eskişehirli, yerel bir sanayicinin günlük talep ve beklentilerini aşan bir vizyon içeriyor. Şentuna’nın yaklaşımı, klasik “dernek başkanı”ndan çok daha öte; Eskişehir’in geleceğini, gücünü, potansiyelini ve ekonomik dönüşümünü aynı çerçevede okumaya çalışan bir zihinsel altyapıya dayanıyor.

Bu nedenle Şentuna’yı tartışırken, onu yalnızca Eskişehir siyasetine sıkıştırmak, gündelik tartışmaların içine hapsetmek büyük bir haksızlık olur.

Bu çerçevenin en görünür örneği ise elbette ki Kızılinler projesi.

KIZILİNLER: DOĞRU BİR NİYET

Bildiğiniz gibi Eskişehir’in yıllardır konuşulan ama bir türlü ete kemiğe bürünemeyen Kızılinler Termal Sağlık ve Turizm Bölgesi, Şentuna’nın bakış açısıyla yeniden gündeme taşındı.

Şentuna’nın öncelikli olarak vurguladığı iki kritik nokta bence de oldukça doğru:

1. Kızılinler, Eskişehir'in yüksek katma değer üretebileceği nadir alanlardan biri.

2. Kızılinler, sadece bir turizm yatırımı değil; kent ekonomisinin dönüşüm projesi.

Güncel turizm raporlarını takip eden, turizm ekonomisi ile az çok ilgilenen benim gibi turizm sosyolojisi ile ilgili çalışmalar yapan herkesin çok iyi bildiği gibi bugün Avrupa’da yaşlı bakım turizmi ve wellness turizminin ulaştığı büyüklük ortadadır.

Hatta Almanya, Hollanda, Danimarka, İngiltere yaşlanan nüfusları için yeni bakım merkezleri arıyor. Bu ihtiyaç yalnızca termal suyla değil; teknolojiyle desteklenmiş, sürdürülebilir yönetim modelleriyle anlam kazanıyor.

Ben Şentuna’nın projesini ilk okuduğumda “İşte bu proje, bu ihtiyacı doğru okuyor. Ama bir şeyler eksik…” demiştim.

EKSİK OLAN NE?

Hatta bizim Cihan ile yaptığım sohbetlerde de tüm doğruluğuna rağmen Şentuna’nın Kızılinler yaklaşımında eksik kalan bazı kritik başlıklar olduğuna vurgu yapmıştım. Bunlar Şentuna’nın yakın çevresine mutlaka açıklanmış hatta cevabı bilinen sorulardır belki ama dedim ya kendisi ile ne tanışma ne de tanıştırılma imkanı bulmadığım için bir Eskişehirli olarak şu soruları-bakış açılarını sormadan, yazamadan edemiyorum:

1. Proje hâlâ kamu ile özel sektör arasında net bir rol paylaşımına sahip değil.
Yatırımcı kim olacak? Kamu hangi yükümlülükleri üstlenecek? Yerel yönetimlerin pozisyonu nasıl tanımlanacak? Bu sorular cevapsız kalıyor.

2. Kızılinler’i bir çekişme alanına dönüştüren siyasi ton hâlâ güçlü.
Şentuna’nın amacı bu değil; fakat projenin siyasetin “kimin yaptığı kime yazılır?” kısır döngüsüne sıkışma riski hala çok büyük.

3. Kızılinler’in marka hikâyesi eksik.
Turizm ve sağlık ekonomisi sadece altyapıyla kurulmaz. Hikâye, marka, küresel tanıtım ve uluslararası iş birlikleri olmadan proje yarım kalır.

4. Üniversitelerin –özellikle tıp ve mühendislik fakültelerinin– daha görünür şekilde projeye entegre edilmesi gerekiyor.
Sadece termal suyla küresel rekabet olmaz; teknoloji, klinik araştırma, AR-GE ve dijital sağlık sistemleri bu işin omurgası olmalı.

Rüstü Şentuna’nın bugün en çok takdir edilmesi gereken yönü, Kızılinler’i bir “kamu-belediye projesi” olarak değil; Türkiye’nin hizmet ihracatını artıracak, Eskişehir’in katma değer kapasitesini büyütecek bir ekonomik hamle olarak görmesidir.

Bu nedenle Şentuna’nın vizyonu, yerel siyasi tartışmaların içine sıkıştırılmamalıdır.

Rüstü Şentuna’yı seversiniz, sevmezsiniz; fikirlerine katılırsınız ya da eleştirirsiniz. Ama bir gerçek var ki görmezden gelinemez: An itibariyle Şentuna, Eskişehir’in ufkunu büyüten, şehri Türkiye’nin ve dünyanın değişen dinamikleriyle bağlamaya çalışan nadir iş insanlarından biridir.

Artık küçük tartışmalarla vakit kaybetmek yerine; büyük projeleri doğru analiz etmeyi öğrenmeliyiz.

Yeter ki Şentuna Eskişehir gibi dar ve sığ çevreden sıyrılıp ufkunu ve vizyonunu Kızılinler Projesinin ortaya koyduğu vizyon gibi daha geniş kitlelere dayasın…

Gerisi kendiliğinden gelecektir.