Hüseyin Akçar yazdı...
Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı ve Belediye Meclis Üyesi Erdal Şahbaz’ın 8 Ekim’de sosyal medya hesabından yaptığı istifa açıklaması, Eskişehir kamuoyunda şok etkisi yarattı. Sadece bir “kişisel karar” gibi görünen bu gelişme, aslında siyasetin arka odalarında dönen tartışmalı süreçleri de açığa çıkarmış oldu.
Şahbaz’ın istifa dilekçesini Belediye Başkanlığı’na sunduğunu sağır sultan bile duydu. Bu dilekçe, sürüncemede kaldı diye düşünülerek Şahbaz’ın avukatı tarafından da bir kere daha iletildiği iddia ediliyor. Yani ortada istifa konusunda ısrarcı ve bir o kadar da ilginç bir durum var.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Meclis üyeliğinin sona ermesi” başlıklı 29. maddesinde; “Meclis üyeliği, ölüm ve istifa durumunda kendiliğinden sona erer. Meclis üyeliğinden istifa dilekçesi belediye başkanlığına verilir ve başkan tarafından meclisin bilgisine sunulur.” demektedir.
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 28. maddesi ise belediye başkanına açık bir görev yükler. Şöyle ki;
‘’İl genel meclisi üyeliklerinde, herhangi bir sebeple boşalma olduğu takdirde vali, belediye meclisi üyeliklerinde boşalma olduğu takdirde ise, belediye başkanı beş gün içerisinde meclise katılacak yedek üyelerin adını yetkili seçim kurulundan sorar ve üç gün içerisinde adı bildirilen üyeyi davet eder. Bu suretle davet edilen üye, kalan süreyi tamamlar.’’
İstifa sonrasında Seçim Kuruluna yazılması gereken yazının şu an itibariyle yazılmadığı belirtiliyor. Bizim bilmediğimiz bir durum var ve yazı belediye başkanlığı tarafından yazıldıysa; Şahbaz’ın istifası üzerine, Fikriye Söğütlü’nün belediye meclis üyeliği açısından ilk sırada olduğunu, fakat kimsenin Söğütlü’yü aramadığı da bilinen bir gerçek.
Gerçekleşmesi gereken basit prosedür, Şahbaz’ın istifasının üzerinden 8 gün geçmesine rağmen neden işletilmedi?
Kanun orada, hüküm belli.
Bilmediğimiz bir şey mi var?
· 29. ve 28. maddeler gayet açıkken, neden prosedür işletilemiyor?
· Resmi olarak Seçim Kurulundan sıradaki belediye meclis üyelerinin isimlerinin istenmesi için neden girişimde bulunulmuyor?
· Acaba, Şahbaz ikna edilmeye mi çalışılıyor?
Hukuken istifa, tek taraflı irade beyanıdır. Kişi istifa dilekçesini yetkili makama sunduğu anda süreç tamamlanır. Bu, geri dönüşü olmayan bir adımdır. Yani “ben vazgeçtim” deme lüksü yoktur. İrade kullanılmıştır, tükenmiştir. Bu açıdan bakıldığında Şahbaz’ın istifasını geri çekmesi gibi bir ihtimal hukuken söz konusu değildir.
Neyin İkna Çabası?
Bu gecikmenin tek açıklaması olabilir: Şahbaz’ın istifasından geri dönmesi için ikna edilmeye çalışılması. Ancak yukarıda vurguladığım gibi, bu hukuken mümkün değil. O halde tüm bu “bekleme hali”, yalnızca siyasi bir manevra mı? Yoksa perde arkasında kamuoyuna açıklanamayan başka pazarlıklar mı dönüyor?
Her ne olursa olsun, bu tablo Eskişehir açısından üzücüdür. Çünkü bir meclis üyesinin istifası, sıradan bir “kişisel tercih” değil, doğrudan kamu düzenini ilgilendiren bir süreçtir. Yasa koyucu bu yüzden istifa mekanizmasını açık ve net düzenlemiştir. Buna rağmen uygulanmıyorsa, ortada ciddi bir problem var demektir.
İstifa dilekçesi verilmişse, o makam artık boştur. Ne duygusal ikna çabaları, ne siyasi oyunlar, ne de bekletmeler bu gerçeği değiştirebilir. Kanun önünde istifa bir sonuç doğurmuşsa, geri dönüşü yoktur.
O halde asıl soru şudur:
Kanunların açık hükümlerine rağmen neden hâlâ bekleniyor?
Eskişehir kamuoyunun da bilme hakkı var:
Acaba ne iş çevriliyor?