Hüseyin Akçar yazdı...

Düşünün…

İktidar partisiniz.

Türkiye’yi yönetiyorsunuz.

Ama Eskişehir’in iki merkez ilçesinde başkanınız yok.

Evet, yanlış okumadınız.

Odunpazarı ve Tepebaşı Ak Parti ilçe başkanları 28 Ekim’de istifa etti ve o günden bu yana tam üç hafta geçti. Üç haftadır merkez ilçeleri kim yönetiyor belli değil. Parti, adeta “Allah’a emanet” bir düzende ilerliyor.

Bu tablo gerçekten trajikomik.

Bir yandan CHP kadrolarını eleştirip “Bu ekiple mi ülke yönetilecek?” diye soracaksınız…

Biz de aynı soruyu size soralım:

Üç haftadır iki ilçe başkanı bile atayamayan Ak Parti mi yönetecek Eskişehir’i?

Dedikodular, fısıltılar, kulisler… İlçe başkanlığı bile kriz..

İktidar partisinin yaşadığı bu boşluk, sokakta şöyle bir algı oluşturuyor:

“Eskişehir’i yönetmeye talip olan Ak Parti, kendi içini bile toparlayamıyor.”

Haklı bir algı.

Çünkü mesele aslında ilçe başkanlığı gibi parti literatüründe, “altı üstü” denilen, bir pozisyonun dahi doldurulamaması. Üç haftadır süren görüşmeler, fısıltılar, araya girenler, yoklamalar, kulisler…

Mülakat mı yapılıyor?

Başkan mı seçiliyor?

Yoksa parti içi hesaplaşmalar mı çözülüyor?

Kimse bilmiyor.

Ama şunu herkes görüyor:

Bu kadar uzun süren bir belirsizlik, Ak Parti’nin Eskişehir’de “aday bulmakta” zorlandığını açıkça ortaya koyuyor.

Ne değişti? Dün mülakatla gelenler bugün neden tarihe karıştı?

Bugün “ince eleyip sık dokuyoruz” hikâyesine sarılanlar…

Daha dün aynı koltuklara Muhammed Ali Kaya ve Engin Vural’ın mülakatla geldiğini unuttu mu?

O zaman sistem çok mu kusursuzdu?

Yoksa şimdi işler başka bir hesaplaşmaya mı dönüştü?

Eğer bugün “daha dikkatli olalım” deniyorsa, o zaman dün yapılan atamaların ne kadar sağlıklı olduğu da tartışmaya açılır.

“İnce elenip sık dokunan” o süreçler nasıl oldu da bir anda tarih oldu?

Bu soruların cevabı yok.

Çünkü sorun kişilerde değil; parti içi siyaseti öğüten bir düzenin yıllardır değişmemiş olmasında.

26 yıldır olmayan iktidar, bu zihniyetle hiç olmaz.

Ak Parti, Eskişehir’de son 26 yıldır seçim kazanamadı.

Neden mi?

Çünkü Eskişehirli siyasetçinin kapısını çaldığınızda insanlar artık şunu hissediyor:

“Bu parti kendi içindeki insanları bile koruyamıyor.”

“Bu parti, görev almak isteyenlere güven vermiyor.”

“Bu parti içinde taşın altına elini koymak cesaret istiyor.”

Ak Parti üç haftadır bir ilçe başkanı bile atayamıyorsa, Eskişehir’de nasıl iktidar olacak?

Bu soru sandığa giderken seçmenin zihninde şimdiden yerini almış durumda.

Bir şehir, ciddiyet ister.

Bir şehir, sağlam kadro ister.

Bir şehir, yönetilmeye talip olanlardan irade ister.

Eskişehir, bugün bu tabloyu izliyor ve kendi kendine soruyor:

“Kendi içindeki iki koltuğu dolduramayan bir parti, bu şehri nasıl yönetecek?”

Sorunun cevabı belli.

Eskişehirli, görmediği ciddiyete oy vermez.