Hüseyin Akçar yazdı...

Eskişehir, yıllardır bir yerlere bağlanıyor.

Bağlanıyor ama güçlenmiyor.

Bağlanıyor ama kazanamıyor.

Bağlanıyor ve her seferinde bir parçasını daha kaybediyor.

İktidar milletvekilleri bakıyor.

Yıllardır toplanıyorlar, toplanıyorlar. Ama sonuç aynı. Sonra Gürhan Albayrak, yeni bir isimle yeni bir masa kuruyor: Konsey.

Sonra Kalkınma Platformu adına dönüşüyor; ama sonuç değişmiyor: hep laf, hep laf.

İsimler değişiyor sadece…

Oysa bu şehrin kaybettikleri lafla telafi edilemez.

Bir dönem dedik ki:

“Eskişehir, konumu ve yargı altyapısıyla Bölge İdare Mahkemesi’ni hak ediyor.”

Demiş miydik? Demiştik.

Ne oldu? Bursa’ya kaptırdık.

01.09.2021’de faaliyete başlayan Bursa Bölge İdare Mahkemesi’nin yargı çevresine Eskişehir ekleniverdi. Baktık kaldık. Bağlanıverdik.

Şimdi sıra PTT Başmüdürlüğünde.

Türkiye Varlık Fonu bünyesinde faaliyet gösteren PTT’nin, birden fazla başmüdürlüğü kapatma girişimi var. Eskişehir’de Başmüdürlük olarak faaliyet gösteren kurum kapatılıyor. Ankara’ya bağlanılması planlanıyormuş.

Düşünün; Kastamonu’da Başmüdürlük var ve duruyor, Eskişehir’deki kapanıyor.

Ben başka bir şey demek istemiyorum.

Bu tablo zaten her şeyi söylüyor.

Bir şehirde başmüdürlükler, bölgesel kurumlar, üst düzey idari yapılar yalnızca tabeladan ibaret değildir.

O şehirde:

• istihdam yaratır,

• karar alma süreçlerini hızlandırır,

• bürokratik ağırlık oluşturur,

• şehrin bölgesel cazibesini artırır.

Ama biz ne yapıyoruz?

Elimizde olanı bile tutamıyoruz.

Sonra kalabalık kalabalık gruplarla bakanlık kapılarında fotoğraf veriyoruz.

Kimi kandırıyorsunuz?

Eğer gerçekten güçlü bir siyasi irade olsaydı;

• Mahkeme, Bursa’ya gitmezdi,

• Başmüdürlük, Ankara’ya bağlanmazdı,

• Eskişehir sürekli “bağlanan şehir” olmazdı.

Şimdi merakla bekliyoruz.

Kalkınma Platformu bu duruma ne diyecek?

İktidar milletvekilleri hangi cümleyi kuracak?

Ben şimdiden söyleyeyim:

Bir şey söyleyebileceklerini düşünmüyorum.

Ama ne diyelim,

Umut Dünyası…