Deniz Çağlar Fırat yazdı...
Bazı günler vardır ki yapılan bir etkinlik sıradan bir tören olmaktan çıkar, daha derin, daha anlamlı bir şeye dönüşür. Anadolu Üniversitesi’nin “Her Öğrenci Bir Fidan” projesi kapsamında düzenlediği fidan dikimi tam olarak böyle bir gündü.
Etkinliğe Ali Baş, Cihan Yıldırım ve ben üçümüz buluşarak gittik. Sabah Yunus Emre Ormanı’na vardı
ğımızda, karşımızda gerçekten de beklediğimizden çok daha büyük ve coşkulu bir kalabalık bulduk.
Onlarca değil, yüzlerce kişi… Siyasetçiler, komutanlar, kurum yöneticileri, baro, üniversite senatosu, iş dünyası, öğretim üyeleri ve öğrenciler. Herkes aynı amaç için oradaydı: Bir öğrencinin adına toprağa bir yaşam bırakmak.
Kimler yoktu ki;
Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü…
Muharip Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Hv. Korg. İsmail Üner…
Baro Başkanı Av. Barış Günaydın…
Vali Yardımcısı Adem Keleş…
Eskişehir Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin…
Eskişehir Orman İşletme Müdürü Doğan Kiras…
Özbesin A.Ş. Sahibi Gökhan Duran…
Yönetim Kurulu Başkanı Nejla Duran…
Özbesin Protokol Müdürü Orhan Erçevik…
Üniversite senato üyeleri, yerel basın temsilcileri, öğretim üyeleri ve üniversite öğrencileri…
Ve aileler… Çocuklar, fidan dikimi kendiliğinden doğal bir şenlik havasındaydı.
Yaklaşık 6.000 fidan dikildi. Rakam kulağa büyük geliyor ama insan toprağa dokunduğu anda o rakam bir duyguya dönüşüyor. Uzun zamandır unuttuğumuz, yaşama ve yaşatmak hissi kaplıyor insanın benliğini…
Basın fidan sahasını bulduğumuzda ise Cemiyet Başkanımız Yılmaz Karaca, meslek örgütlerimizde uzun yıllar her kademede görev yapmış üstadımız Bülent Özyazı ile karşılaştık. Hemen 5 kişilik mini bir basın ekibi oluşturduk.
Bizim ekip ise kendi içinde sembolik bir sıra oluşturdu. Yaş ve kıdem esasına göre ilk fidanı Yılmaz Karaca, ikinciyi Bülent Özyazıcı, üçüncüyü Ali Baş, dördüncüyü ben, beşinciyi ise Cihan Yıldırım dikti. Cihan’ın fidanı ise güzel bir jestle Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ile birlikte toprakla buluştu. O anki samimiyet, belki de günün en sıcak fotoğrafıydı. Biz kendi aramızda şakalaştık: “O fidan diğerlerinden daha gür çıkar artık…”
Ama her bir fidanın gövdesi aslında o gün orada bulunan herkesin ortak emeği olarak tarihe not düşüldü.

REKTÖRDEKİ DEĞİŞİM
Etkinliğin bir diğer dikkat çekici yanı ise Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in ruh hâliydi. Uzun süredir gergin, yorgun ya da fazla protokol ağırlığı altında gördüğümüz rektörü o gün bambaşka bir atmosferde izledik.
Heyecanlıydı.
Mutluydu.
Ve gerçekten gururluydu.
Katılımın yoğunluğu, projenin sahiplenilmesi ve ortaya konulan işin sembolik değeri belli ki onu derinden etkilemişti. Alandaki herkesle tek tek ilgilenmesi, öğrencilerle konuşması, gazetecileri davet edip bilgilendirmesi, bu projenin onun için sadece bir etkinlik olmadığını da gösteriyordu.
Günün sonunda yüzündeki gülümseme, uzun zamandır kendisinde görmediğimiz türdendi. Bizim adımıza da sevindiriciydi. Rektör hocayı; sığ, dar, vizyonsuz gündemin dışında görmek hoşumuza gitmedi değil. Çünkü kendisinin ortaya koyduğu güzel projeleri olduğunu biliyoruz.
BU PROJE NE SÖYLÜYOR?
“Her Öğrenci Bir Fidan” sloganı çok basit gibi görünebilir. Oysa bir fidan dikmek; bir öğrencinin yolculuğuna bir doğa mirası eklemek demektir. Bu fidanlar büyüdükçe, öğrencilerin isimleri de o ormanda büyümeye devam edecek.
Eğitimin sadece sınıflarda, kitaplarda ya da ekranlarda olmadığını hatırlatan bir proje bu. Bilginin kök salmasıyla bir fidana can vermek arasındaki bağ kolay kurulacak bir metafor değil.
Ancak Anadolu Üniversitesi bunu gerçek bir sahaya dönüştürmüş durumda.
Bu yönüyle proje, Türkiye’de yükseköğretimin nasıl daha anlamlı hale getirilebileceğinin de bir örneği olabilir.
Toprağa eğilip bir fidan diktiğinizde aslında o anın ötesine geçiyorsunuz. Siz gidiyorsunuz, fidan kalıyor. Siz unutuyorsunuz, fidan büyüyor. İşte bu nedenle o gün Yunus Emre Ormanı’nda yapılan şey sıradan bir etkinlik değil, gelecek yıllara bırakılan bir hatıraydı.
Biz toprağa bir iz bıraktık. Yıllar sonra belki aynı alana gidip kendi fidanlarımızı gözümüzle arar, gölgesine oturur, “Biz bu ağacı dikmiştik” deriz.
O gün, sadece toprağa değil, geleceğe bir söz verildi. Ve o söz, 6.000 fidanla birlikte büyümeye başladı.
Emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum.