Ve insan kırar / göğsüne bastırırken sevdiği şeyi… Bir Louis Aragon dizesi…
Ahmet Altan’ın da “Ve Kırar Göğsüne Bastırırken” isimli kitabı var.
Çok sevdiğim bir cümledir… Pek çoğumuz sevdiğimiz şeylere zarar veririz. Bilerek ya da bilmeyerek…
Aşırı sevgi zarardır elbette…
Her şey zehirdir, önemli olan dozdur… Ortaokulda duyup güzel sözleri biriktirdiğim defterime not ettiğim diğer sevdiğim söz…
Bu bir edebi yazı değil elbette… Yaşam koçu da değilim!
O halde asıl konuma geleyim hızlıca…
Eskişehir’de “CHP’li politikacı” denince akla gelen isimler sıralansa Kazım Kurt şüphesiz zirvede yer alır. Ya da alırdı!
Kurt’un partili kimliği hep ön plandaydı…
Yaptığı iyi/güzel şeyleri CHP’ye mal etmeye çalışırdı. Bu haliyle Hoca ve Ataç’tan ayrılırdı…
Hatta kimi zaman Hoca ve Ataç’ı zor durumda bırakırdı. Eskişehir’de CHP’nin belediye başkanı sadece Kurt gibi izlenim doğardı çoğu zaman…
Hoca ve Ataç da elbette her fırsatta CHP demeyi bilirdi… Hem karakterleri, hem siyaset yapma biçimleri hem de kentin siyasi yapısı böyle davranmalarına engel oldu!
Kurt da her fırsatta CHP deyince öne çıktı. Partide, tabanda, örgütte daha çok benimsendi!
Ya da benimsenmişti!
Bir kısım partili “Ohh be CHP’li olduğundan utanmayan bir başkanımız var” demeye başlamıştı.
Günler, aylar böyle geçti…
Ve CHP İl Kongresi yapıldı…
CHP’liler Kurt ve Özel Kalem Müdürü’nün yaptığını gördü. O gün bugün CHP’lilerin tadı tuzu yok. Üç belediye, kırsalda yeni eklenen yerler…
Bunların hiçbiri partiliyi mutlu etmedi, etmiyor!
CHP’li kara kara düşünüyor…
2024’te ne olacak?
Hatta bu haliyle 2023’te ne olacak?
Günün sonunda “en partili başkan” Kazım Kurt, CHP’nin huzurunu kaçırdı. Sadece huzuru bozmakla kalmayacak. CHP’ye seçimleri de kaybettirecek gibi görünüyor.
O çok sevdiği CHP’yi kırdı, parçaladı, böldü…
Tamir etmek için de herhangi bir girişimi yok!
Kazım Kurt, avukattır…
Yakında bir mesleği daha olacak… Mimar Kazım Kurt!
AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın Eskişehir’deki zaferinin mimarı…