Hüseyin Akçar yazdı...

Tepebaşı Belediyesi’nde neredeyse iki haftadır bir “istifa bilmecesi” sürüyor. 08 Ekim 2025 tarihinde Belediye Başkan Yardımcılığı ve Meclis Üyeliğinden istifa eden Erdal Şahbaz’ın yarattığı kaos hâlâ çözülebilmiş değil. Mevzuat açık, süreler belli… Fakat basit bir istifa dilekçesi üzerinden Eskişehir kamuoyunun hâlâ meşgul edilmesi, belediye yönetiminde ciddiyet eksikliğini gözler önüne seriyor.

Şahbaz’ın istifası sonrası belediyenin seçim kuruluna yazı göndermekte bile günlerce gecikmesi, sürecin neden bu kadar uzadığını düşündürüyor. Dahası, Şahbaz’ın yalnızca bir değil, iki ayrı istifa dilekçesi sunduğu, hatta birini avukatı aracılığıyla ilettiği bilinirken, hâlâ “ulaştırma sıkıntısı” gibi gerekçeler sunulması inandırıcılıktan çok uzak.

Sıradaki İsim: Fikriye Söğütlü

Şimdi gözler belediye meclis üyeliği sıralamasındaki ilk isme, Fikriye Söğütlü’ye çevrilmiş durumda. Söğütlü ile yaptığım görüşmede, kendisinin daha resmi davet almamış olmasına rağmen, çağrı geldiğinde meclis üyeliğini kabul edeceğini net bir şekilde ifade ettiğini söyleyebilirim. Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım ve Atilay Dalgıç’ın kendisini daha şimdiden arayıp “hayırlı olsun” dileklerini ilettiklerini de Söğütlü konuşmasında ekledi. Söz konusu şahısların telefonla arayıp Söğütlü’ye hayırlı olsun demeleri manidar. Aradan geçmiş 2 hafta akıllarına daha yeni mi geldi acaba?

Bununla birlikte Söğütlü’nün, hakkında ortaya atılan “komisyon başkanlığı” iddialarına kırgın olduğunu da görmek mümkün. Kendisi bu konuda açık konuşuyor: kendisiyle yapılan röportajda “Bana komisyonlarda çalışmak ister misiniz diye soruldu, ben de seve seve dedim. Ama özellikle komisyon başkanlığı verilmez ise ‘’ben kabul etmem’’ gibi bir cümle kullanmadığını belirtiyor.

İşin bu noktaya çekilmesi bile üzücü. Söğütlü’nün bu açıklaması, belediye içinde kişisel hesaplaşmaların, sıradaki meclis üyesinin belirlenmesi konusunda birilerinin etkisinin ve bastırıcılığının hâlâ devam ettiğini ortaya koyuyor.

Bürokratik Kısır Döngü

Tepebaşı Belediyesi bünyesinde uzun zamandır bilinen bir gerçek var: yerleşik bürokrat yapısının talepleri hiç bitmiyor. Meclis üyelerinin çoğu zaman bu klikleşmiş yapının dışında bırakıldığını, birkaç kişinin inisiyatifinde dönen süreçlere ortak olamadığını herkes biliyor. Bu noktada, yıllardır partinin kadın kollarında özverili çalışmalar yapmış olan Fikriye Söğütlü’nün nasıl bir tabloyla karşılaşacağı büyük merak konusu.

Umarım, meclise girdiğinde emeğinin ve heyecanının karşılığını bulur. Çünkü bu yapının içine girip de bir süre sonra pişmanlık duyan pek çok örneğe tanık olduk. Söğütlü’nün samimiyetini ve gayretini bilen biri olarak dileğim, bu sürecin onu da yıpratmaması.

Yaklaşık iki hafta önce başlayan bir istifa sürecinin hâlâ sonuçlanmamış olması, kamuoyunun gözünde “belediye ciddiyeti” tartışmalarını beraberinde getiriyor. Artık top seçim kurulunda ve oradan gelecek yazıyla birlikte süreç resmiyet kazanacak. İlk sıradaki üye Fikriye Söğütlü’nün meclis üyeliğini kabul etmesiyle bu sayfa kapanmış olacak gibi görünüyor.

Ama asıl mesele şu: bir istifa dilekçesinin bile yönetilemediği bir düzende, daha büyük sorunların nasıl yönetileceğini düşünmek insanı kaygılandırıyor.

Bekleyip göreceğiz.