Eskişehir’de ciddi bir trafik sorunu yok. Bu şehir, kronik trafik yüküyle boğuşan İstanbul veya Ankara gibi değil. Peki, o zaman neden kavşaklarda beklemekten bıkıyoruz, yollar daralıp sokaklaşmış hissi veriyor, araçlar ilerlemiyor? İşte meselemiz:
trafik yok, akış sorunu var.
Daralan cadde ve sokaklar, gidiş-geliş güzergahlarının çoğu yerde aynı hatta toplanması ve sağa-sola dönüşlerde yaşanan sıkışmalar, şehir içi ulaşımı felç ediyor. Bu sıkışıklık araç fazlalığından değil, planlama hatalarından kaynaklanıyor. Sinyalizasyon ve tramvay hatları da işin cabası. Her ışık, her dur-kalk, her tramvay geçişi şehir içi akışı kesintiye uğratıyor.
Somut bir örnek vermek gerekirse: Atatürk Caddesi’ni tren garına kadar tek yön yapmak ve buradan Vali Ali Fuat Güven Bulvarı’nı tek yön alarak Odunpazarı’na bağlamak, şehir içi akışı ciddi şekilde rahatlatabilir. Araçlar birbirine çarpmaz, kavşaklarda bekleme süresi düşer, sinyalizasyon yükü azalır. Basit bir çözüm gibi görünüyor ama etkisi büyük.
Dünyanın farklı metropollerinde tek yön uygulamalarının tercih edilmesinin sebepleri de çok açık:
• Akışı hızlandırır, araçların ilerlemesini kolaylaştırır.
• Kavşak yükünü azaltır, dönüşlerdeki beklemeleri düşürür.
• Sinyalizasyonu hafifletir, gereksiz dur-kalkları ortadan kaldırır.
Bizim şehrimizde de bazı ana arterler ve yoğun bağlantı noktaları var ki, tek yön uygulamalarıyla rahatlıkla çözülebilir. Merkezdeki dar sokaklar, alışveriş güzergahları ve işlek kavşaklar buna örnek gösterilebilir. Yani mesele cadde cadde isim vermek değil; mesele trafik yükünü dağıtmak ve akışı düzenlemek.
Bir öneri:
Ana arterlerde gidiş-gelişi aynı cadde üzerinden yürütmek yerine, dönüş güzergahlarını alternatif hatlara kaydırmak. Sinyalizasyon ve ışıkları optimize etmek. Atatürk Caddesi’nden Tren Garı’na, oradan Vali Ali Fuat Güven Cadde’sine ve Odunpazarı’na uzanan bu öneri sadece bir başlangıç. Ama unutmayalım, bu iş bizim işimiz değil. Bu şehirdeki felç olmuş trafiği çözmek, tramvayı ve sinyalizasyonu hizaya sokmak Belediye’nin Ulaştırma Dairesi Başkanlığı’nın işi. Onlar bu işi yapabileceklerini bildikleri için, kendilerine güvendikleri için o koltukta oturuyorlar. Biz sadece gözlemliyoruz.
Ve buradan önemli bir noktayı da vurgulamak gerekiyor: Trafik akışını düzenlemek, şehirde nefes almak isteyen her Eskişehirlinin hakkı. Bu sorun çözülmediği sürece, şehirde yaşayanlar sadece beklemekle kalmayacak, zaman kaybedecek, enerjisi düşecek ve günlük hayatı etkilenmeye devam edecek. Dolayısıyla belediye sadece “trafik yok” demekle yetinemez. Akışı düzenlemek, sorunu çözmek ve şehri rahatlatmak onların asli görevidir.
Sonuç net: Eskişehir’de trafik sorunu yok, ama akış felç! Eğer cadde ve sokak düzenlemesi doğru yapılır, sinyalizasyon ve tramvay yönetimi optimize edilirse, şehir hem araçlar hem insanlar için nefes alacak. Ve bunu yapacak olanlar, görevlerini bilen ve güvendiğimiz belediye yetkilileridir.
Biz sadece uyarıyoruz: Trafik yok, ama akışı darmadağın eden sorun var. Ve çözmek onların işi.