Deniz Çağlar Fırat yazdı...

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde temizlik hizmetlerinin bir bölümünün öğrenciler tarafından yapıldığına dair Eskişehir.Net’te yayımlanan haber, kamuoyunda ciddi bir tartışmanın kapısını araladı.

Haberimizde skişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde (Tıp Fakültesi) temizlik hizmetlerinin bir kısmının öğrenciler tarafından yapıldığını, bu öğrencilerin de ağırlıklı olarak Hukuk öğrencileri olduğunu yazmıştık.

Yani birkaç yıl sonra hâkim, savcı, avukat olması muhtemel gençler bugün hastane koridorlarında temizlik yapıyordu. Haberimizin ardından ESOGÜ Rektör Danışmanı ve Kurumsal İletişim Müdürü Y. Murat Kurum, üniversite adına konuya açıklık getiren bir sözlü değerlendirmede bulundu.

Kurum’un verdiği bilgiye göre:

  • Temizlik personeli alımı genelge hükümleri gereği sınavla yapıldı.
  • Sınava girmek için lise mezuniyeti şartı arandı.
  • Bu şartı sağlayan ESOGÜ öğrencileri de sınava girdi.
  • Sınavı kazananlar arasında Hukuk Fakültesi öğrencilerinin de bulunduğu bir grup öğrenci yer aldı.

Kurum, öğrencilerin bu işe harçlıklarını çıkarmak amacıyla kendi iradeleriyle girdiklerini, Rektörlüğün durumdan haberdar olmasının ardından ise ders ve sınav programları dikkate alınarak çalışma planlarının yeniden düzenlendiğini ifade etti.

Açıklamanın en kritik cümlesi ise şuydu:

“Rektörlük olarak öğrencilerimizin mağdur olmaması için gerekli önlemleri aldık.”

Kesinlikle saygı duyuyorum.

Öncelikle peşinen ifade edeyim ki bu durumdan en son eleştirilecek kurum, kişi ESOGÜ yönetimidir. Ortada eleştirilecek bir durum varsa bu eleştirinin muhatabı ESOGÜ yönetimi olamaz.

Konuya çok daha derin pencereden bakmamız gerekir. Çünkü durum o kadar vahim ki… Düşünsenize oğlunuz, kızınız Hukuk Fakültesini ya da herhangi bir başka fakülteyi kazanıyor, ileride hâkim, savcı, avukat, mühendis, öğretmen, iktisatçı… olacak, büyük hayalleri var, ama okumak için Rektörlüğün açtığı sınavda temizlik işçiliğini kazanıyor ve okumak için temizlik işçisi oluyor. Olayın o kadar çok farklı boyutu var ki…

Öğrencilerin o işe muhtaç binlerce lise mezunu işçi adayların önüne geçmesine mi, öğrencilerin okumak için çalışmak zorunda kalmasına mı, geçici iş gözüyle baktıkları bir işi ne kadar sağlıklı yerine getirecekleri sorusunun kafamızı karıştırmasına mı, siz söyleyin hangisine yanalım?

Olayı ne var bunda işte çocuklar hem çalışıyor, hem okuyor diye romantize de edebilirsiniz, saygı duyarım. Ama bu tablo Türkiye’ye yakışıyor mu? Önce bunu cevaplayalım…

Bir ülkenin gerçek yüzü, gençlerini nasıl yaşattığıyla ortaya çıkar; bugün üniversite öğrencisini hastane koridorlarında temizlikle sınayan düzeni sorgulamazsak, yarın adaletin de, liyakatin de, toplumsal vicdanın da temelleri daha derin bir yara alacaktır.

Bu tartışma burada bitmez.
Bitmemeli de.