Metin Tezişçi yazdı...

Çin demiryolları şirketi son on yıldır yıllık 10-15 milyar dolar zarar ediyor. 19 ana tren hattının altı tanesi kar, 13 tanesi zarar ediyor. Ancak tren yolunun geçtiği hatta ekonomi canlanıyor.
Örneğin Şanghay-Pekin arası hızlı tren hattı geçen bölgede yüzde 68 fazla vergi toplanmış. Bugün sabah okudum bu haberi ve düşündüm. Üzüldüm…
Eskişehir, ortalama iki saat 15 dakika mesafede 30 milyon insanın ulaşabileceği bir şehir… Sanayi ve üniversite şehri unvanını kaybetti, ekonomisi çöktü!
Turizmi de başaramadı…
Fuarcılığı da başaramadı…
Bir kaç gündür; şehrin bir gazetecisi ‘turizm turizm’ diye bağırıyor. Diğer bir gazetecisi daha önce ‘özel üniversite’ diye bağırdı. Şehirden ses yok.
Sanki üzerine ölü toprağı serpilmiş…
Kim neden susuyor?
Vali, milletvekilleri, belediye başkanları tabi ki değil! (Onlar icra makamı)
Bence şehrin seçilmiş tüm oda başkanları susuyor. Neden mi?
Fil sendromu!
Küçük filleri çok sağlam zincirlerle bir ağaca bağlarlar. Fil her kaçmaya yeltendiğinde başarısız olur. Fil kaçamayacağını anladığında artık denemeyi bırakır.
Yıllar geçer, küçük fil artık büyür ve çok güçlüdür. Öyle güçlüdür ki artık zinciri koparabilecek ve kazığı sökebilecek gücü vardır. Ancak özgür olamayacağına inandığı için kaçabileceği halde kaçmayı denemez.
Çünkü fil artık öğrenilmiş çaresizlik sendromuna yakalanmıştır.
Çıkın, konuşun, arz edin… İcra makamlarından şehrimizin ve sektörlerimiz için neler yapabiliriz?
Bugün özel üniversiteyi, şehir turizmini gazeteciler değil, icra makamları değil sizler masaya yatırmalısınız. Sizler konuşmalısınız… Medya dile getirmeli, icra makamları uygulamalı!
Bu şehir siz seçilmiş oda başkanlarının sesi ile tekrar turizm ve termal şehri olabilir.
Sağlık turizm şehri olabilir…
Tekrar üniversite şehri olabilir…
Teknoloji ve bilişim şehri olabilir…
Unutmayalım biz ilklerin şehriyiz… Yeter ki kırın şu zincirleri sevgili oda başkanları…