Hüseyin Akçar yazdı...

31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde bir anda Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi adayı olarak sahneye çıkan isimlerden biri oldu Erdal Şahbaz.

Parti genel merkezi, belediye meclis üyelikleri için ön seçim yapılmasına karar vermişti. Ancak Şahbaz ön seçime giremedi. Çünkü kendisine kontenjan çok önceden vadedilmişti. 20 Şubat 2024’te kesinleşen listelerde, Tepebaşı kontenjanından ikinci sırada yerini aldı. Ne var ki, olaylı geçen, hatta pusulaların çalındığı ön seçim skandalı olmasa belki de tablo çok daha farklı olacaktı. Birilerinin önü açılırken, birilerinin önü kapanmıştı.

Seçimlerin ardından Tepebaşı Belediyesi’nde taşlar tam yerine oturmadan Şahbaz, Belediye Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturdu. İşte asıl fırtına da o andan itibaren başladı. Yerleşik bürokratlar bu duruma fazlasıyla tepkiliydi. Şahbaz’ın kendi çalışanını belediyeye aldırması, işleri onun üzerinden yürütmesi, bir yandan belediyeye uğramıyor denirken öte yandan “çıkmıyor” dedikodularının yayılması ve her yerde “belediye başkanı olacağım” sözleri, dengeleri altüst etti.

Deyim yerindeyse güç savaşları başladı. Sahte hesaplarla yapılan saldırılar, içerideki gerilimler derken Şahbaz, siyasi bir hedef tahtasına dönüştü. Ve nihayetinde 8 Ekim 2025’te “gördüğü lüzum üzerine” hem belediye başkan yardımcılığından hem de belediye meclis üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı.

Ama mesele sadece bir “lüzum” muydu?

Yoksa aslında “gördüğü zulüm”e daha fazla dayanamadı mı?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin üzerine bu kadar oyun oynanırken bir meclis üyesinin istifa etmesi akla pek çok soru getiriyor. Seçimlerde dökülen emeklerin, harcanan paraların karşılığı yalnızca bir buçuk yıl mıydı? Belediye Başkanı Ahmet Ataç için verilen çabaların bedeli bu kadar mıydı?

Hele ki, açıklamasında “partide mücadeleme devam edeceğim” demesi de ayrı bir muamma. Hangi partide? CHP’de mi? Yoksa kulislerde adı geçen, gizli kapaklı görüştüğü AK Parti’de mi?

Şahbaz, istifa gerekçesini “yönetimle anlaşamadım” diye özetliyor. Bu, aslında uzun süredir devam eden bir gerilimin itirafı. Ama sorular hâlâ ortada duruyor:

• Madem sadece yönetimsel sıkıntı çekiyordun neden sadece başkan yardımcılığından istifa etmedin? Her belediye meclis üyesi yönetimle sıkıntı çektiği taktirde istifa mı edecek?

• Partiyi böylesine zor günlerinde neden yıprattın?

• Bir “lüzum” mu gördün yoksa “zulme” mi dayanamadın?

Bu istifa, Tepebaşı’nda siyasetin kırılgan dengelerinin bir kez daha alt üst olduğunu gösteriyor. Şimdi geriye tek bir şey kalıyor: bekleyip görmek.

Erdal Şahbaz’ın siyasi yolculuğu, gerçekten CHP’nde mi devam edecek, yoksa bambaşka bir kapıya mı çıkacak?