Türkiye’nin dört bir yanında üniversiteler açıldı, gençler yurtlarına, evlerine döndü. Ama bu dönüş, heyecanla karışık bir endişeyi de beraberinde getirdi. Çünkü hayat pahalılığı ve barınma krizi, bu yıl her zamankinden daha çok hissediliyor. Kirasını ödemekte zorlanan öğrenciler, yurt bulamayan gençler, ulaşım masraflarını karşılamakta güçlük çeken aileler…
Tüm bunlar ülkenin gündeminde en çok konuşulan başlıklardan biri haline geldi.
Aslında bu tablo, sadece öğrencilerin değil, tüm toplumun ortak sorunu. Market fiyatları, enerji giderleri, ulaşım ücretleri artıyor. İnsanlar geçim sıkıntısı içinde günlük hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor. Gelecek planları, mesleki hayaller ve umutlar ise bu tablo karşısında giderek daha kırılgan bir hal alıyor.
Ama tüm bu zorluklara rağmen gençlerin enerjisi, yaratıcılığı ve dayanışması ülkenin en büyük gücü olmaya devam ediyor. Fırsat bulduklarında, doğru politikalarla desteklendiklerinde kendi yollarını açabilen bir nesil var karşımızda.
Bu yüzden bugünün gündemi sadece sorunları değil, çözümleri de konuşmak olmalı. Eğitimden barınmaya, istihdamdan sosyal desteklere kadar gençlerin ihtiyaçlarını önceleyen bir yaklaşım; umutla, azimle ve çalışkanlıkla bir araya geldiğinde bu ülkenin geleceğini yeniden şekillendirebilir.