Bilgehan Tombul yazdı...

Eskişehir’de yaşanan su kesintisi, teknik bir sorunun çok ötesinde bir tabloyu ortaya koydu. Musluklardan suyun kesilmesiyle birlikte, şehirde yalnızca günlük yaşam değil, kriz anlarına karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuz da sorgulanmaya başlandı.

Birçok mahallede saatler, bazı noktalarda ise neredeyse günler süren kesinti, vatandaşın tepkisini de beraberinde getirdi. Tepkinin kaynağı yalnızca susuz kalmak değildi. Asıl sorun, “ani” denilen bir arızanın ardından ortaya çıkan plansızlık ve belirsizlik hissiydi.
Vatandaşlar ne zaman su geleceğini öğrenemedi. Mahalle mahalle farklı bilgiler dolaştı. Sosyal medyada paylaşılan duyurular yetmedi, güncellenmedi ya da net bir zaman aralığı sunmadı. İnsanlar bidonlarla su aradı, damacana taşıdı, tanker bekledi. Bir kentte su kesintisi yaşanabilir; ancak bu kesinti yaşandığında herkesin ne yapacağını bilmesi gerekir.

Yaşananlar, Eskişehir’in ani gelişen bir altyapı krizine ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdi. Alternatif senaryoların, acil eylem planlarının ve etkili bir bilgilendirme sisteminin eksikliği açıkça hissedildi. Özellikle çocuklu aileler, yaşlılar ve hasta bireyler için bu süreç ciddi bir mağduriyete dönüştü.
Vatandaşın tepkisi de tam olarak bu noktada yükseldi. “Kesinti olur ama bu kadar mı?” sorusu sıkça dile getirildi. Çünkü insanlar, sorunun varlığından çok yönetilememesine itiraz etti. Kriz anlarında sessizlik, en az arızanın kendisi kadar yıpratıcı oluyor.

Bu yaşananlar, Eskişehir için önemli bir uyarı niteliğinde. Kuraklık gerçeği ortadayken, altyapı sorunları artık istisna değil, olası senaryolar arasında yer alıyor. Bu nedenle mesele yalnızca bir hattın onarılması değil; olası her kesintiye karşı hazırlıklı bir şehir refleksi oluşturmak.

Musluklardan su akmadığında vatandaşın ilk ihtiyacı, netliktir. Ne olduğunu, ne zaman düzeleceğini ve bu süreçte hangi önlemlerin alındığını bilmek ister. Yaşanan kesinti, Eskişehir’in bu konuda daha gidecek yolu olduğunu gösterdi.

Bir arıza her zaman olur. Asıl mesele, o arıza yaşandığında şehrin nasıl ayakta kaldığıdır.