Deniz Çağlar Fırat yazdı...

Atatürk Caddesi… Eskişehir’in kalbi, nabzı, belleği.
Bugünlerde o cadde artık sadece trafiğiyle değil, duba tartışmasıyla da anılıyor. Kimi “disiplin geldi” diyor, kimi “şehir boğuldu.” Duba, bir kentte bu kadar gündem olur mu demeyin; bu şehirde olur. Çünkü Eskişehir’de duba bile siyasetle ölçülür.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Dubalar emniyetin talebiyle yerleştirildi” dedi.
Yani mesele, belediyenin estetik tercihi değil, güvenlik önlemi olarak konumlandırılmış bir uygulama. Trafik polisi “sürücüler hatalı park yapıyor, şerit ihlali fazla” diyorsa, belediye bu uyarıyı dikkate almak zorunda.

Ancak mesele burada bitmiyor. Tam tersi tam da burada başlıyor.

OLUMLU YÖNLERİ

Dubaların savunucuları, “Duba disiplindir” diyor.
Gerçekten de birçok noktada:

  • Hatalı park oranı ciddi biçimde azaldı,
  • Caddenin ortasında “dur-kalk” yapan araçlar trafiği tıkayamıyor,
  • Acil durum araçlarının geçişi kolaylaştı,
  • Yaya güvenliği arttı,
  • Esnaf önü işgalleri azaldı.

Yani kentin omurgası olan bir caddede “kuralın görünür hale gelmesi” açısından dubalar işe yaradı. Bu yönüyle, sürücü disiplini açısından bir kazanım sağlandığı açık.

OLUMSUZ YÖNLERİ

Ama öte yandan Eskişehir zaten trafik kapasitesini çoktan aşmış bir şehir.
Yeni bulvar açılmıyor, alternatif güzergâh üretilmiyor, toplu taşımada yoğun saatlerde tıkanma var.

Hal böyleyken, dubalar:

  • Acil durumda şerit değişimini engelliyor,
  • Taksilerin, kuryelerin manevra alanını yok ediyor,
  • Kavşak girişlerinde “dar boğaz” yaratıyor,
  • Yavaş akan trafiği tamamen kilitleyebiliyor.

Yani kural düzeni sağlarken akışı öldüren bir sistem doğmuş durumda.
Trafik yönetiminde esas olan “akışın devamlılığı”dır; duba, devamlılıktan ziyade “duvar” etkisi yaratıyor.

DUBA BİR SEMBOL MÜ OLDU?

Konuyla ilgili AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın açıklaması da oldukça sertti:

“26 yıldır Eskişehir’i yöneten CHP’li belediyeler, trafiği çözmek için kalıcı projeler üretmek yerine göstermelik işler yapıyor. Bu zihniyetin izahı lügatta yok.”

Bu çıkış, sadece trafikle ilgili değil, bir zihniyet eleştirisi olarak okundu.

Ama işin ironisi şu: Eğer dubalar Emniyet’in talebiyle yerleştirildiyse, o zaman mesele CHP’nin dışına çıkıyor. Albayrak, gol atayım derken ofsayta düşüyor…

Görülüyor ki Eskişehir’de mesele sadece bir duba meselesi değil.

Aslında bu tartışma, “nasıl bir şehir istiyoruz?” sorusunun da küçük bir yansıması haline geliyor. O yüzden konuşmaktan, fikir üretmekten vazgeçmemek gerekiyor.

Ama son tahlilde benim için artık duba, aklın yerini alan refleksin simgesi olarak görünüyor.

Yani aslında sorun dubada değil, sorun konuya nasıl yaklaşıldığında…