Cihan Yıldırım yazdı...

Böyle yazılar yazmayı pek sevmiyorum. Dört bir yanımızın umutsuzluk ve karamsarlık dolu olduğu günlerde iyi şeyler yazmalıyız ama olmuyor. Umudu büyütmeliyiz ama pek mümkün görünmüyor.
Bu ülkeye ve insanına olan güvenimizi ilan etmenin tam zamanı ama ‘gerçekler’ maalesef izin vermiyor.
Toplumun hemen hemen kesimiyle temas halindeyiz. Herkesi dinliyor, her şeyi anlamaya çalışıyoruz. Ve elbette uyarmak!
Bu yazıyı okuyanlar, bunu bir uyarı yazısı olarak görmeli.
Üç beş yıldır ağır şekilde devam eden ekonomik sıkıntıların bitmesini bekliyoruz. En azından hafiflemesini, nefes almayı umut ediyoruz. Pandemide bile bu kadar zorlanmadık… Savaşta da değiliz! Peki ne oluyor? Alım gücümüz neden bu kadar düştü?
110 bin lira maaş alan profesör bile geçim derdine düştü. Gerisini siz düşünün… Asgari ücretliyi, emekliyi düşünmek bile istemiyorum!
Hayata yeni başlayanlar… Gençler… Yeni mezun olanlar… Belki de en çok zorlanan onlar…
Ne olacak peki? Bu hasta halimiz ne kadar devam edecek?
İyi şeyler söylemek zor… İyi şeyler söyleyen de yok zaten…
Kriz, şehirleri adeta tek tek geziyor. Konkordato Krizi! Bursa’ydı geçen ay… Önceki ay Bilecik… Böyle geziyor il il…
Eskişehir’e gelmek üzere!
Küçük küçük işten çıkarmalarla ve sınırlı konkordatolarla bugünlere gelen Eskişehir sanayisi alarm veriyor. Konkordato malum çok yıkıcı bir süreç… Beraberinde pek çok firmayı da zora sokuyor.
Eskişehir’de yine kimsenin ‘ummadığı’ bir konkordato oldu. Bir milyardan bahsediliyor…
Sanayici, büyük patronlar zor durumda. Eski firmalar, geleneği olan firmalar… İşi gücü yerinde olan firmalar… Maalesef arka arkaya konkordatolar bekleniyor. Bu, işsiz insanlar demek… Binlerce işsiz insan…
Eskişehir’in en büyüklerinden biri ödemeleri iki ay birden öteliyor. Kim dayanır, nereye kadar dayanır.
Sanayide görülmemiş şeyler oluyor.
Biz baharı beklerken kusursuz bir fırtına yaklaşıyor.
Eskişehir için ‘kriz’ yeni başlıyor.
Allah herkesin yardımcısı olsun. Patronun da çalışanın da…