Cihan Yıldırım yazdı...

Eskişehir’i 25 yıl büyükşehir belediye başkanı olarak yöneten Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, kentin tanınmasını sağladı. Bunu küçük bütçelerle yaptı… Porsuk düzenlemesi, parklar, tramvay, müzeler…
İnsanlar Eskişehir’e gelmeye başladı. Eskişehir, turizmden ekmek yemeye başladı. Burhan Sakallı’nın Odunpazarı Evleri çalışması… Hızlı trenle ulaşım… Bu ve benzeri nedenlerle kentimize ilgi giderek arttı.
Daha çok günübirlik turlar… Gelen kalmadan gidiyor… Bu turistlere ‘almam turist’ lakabı takılmıştı. Yaklaşık 10-15 yıldır durum değişmedi. Bugün bile kente gelen turist 1000 lira harcıyor. 250 lira kahvaltı, 250 lira çibörek, 250 lira masraf, 250 lira da firmaya kalıyor.
Bütün hikayemiz bu…
İşte buna Yılmaz Büyükerşen Turizmi dedik… Ama artık buna son vermeliyiz! Daha ileri taşımanın vakti geldi de geçiyor bile…
Eskişehir’in kaderi mi bu?
Önce biz buluyoruz, bizim aklımıza geliyor, en önce biz konuşuyoruz… Ama sadece konuştuğumuz için başkalarını izlemek zorunda kalıyoruz. Mobilyada İnegöl’e geçildik… Oysa Eskişehir Mobilyası nasıl ünlüydü bir zamanlar… İnegöl, mobilyanın başkenti oldu… Eskişehir, İnegöl’e giderken gelip geçilen bir yer…
Türkiye’ye Süsler ile soba satıyorduk…
Üniversite kenti Eskişehir… Bugün öğrenci sayısında hayli geride kaldık. Teşvik edip, bir araya gelip bir özel üniversite açamadık.
Termal tesisler meselesi de böyle… Hala hamam kültürüyle idare ediyoruz… Havacılıktan raylı sistemlere pek çok alanda konum kaybettik. Merkez olmamız gerekirken bölge müdürlüğü, şube falan olduk.
Aynı kaderi turizmde yaşamayalım.
Gürümüzde şehirlerin yarışı var. Herkes iyi olduğu yönleri öne çıkarmaya çabalıyor. Eskişehir’de böyle bir çaba söz konusu değil. Oysa çok kıymetli bir akademik kadromuz var. Müthiş bir potansiyelimiz var. Kırsaldan kent merkezine Eskişehir’in taşı toprağı turizm…
Valimiz Hüseyin Aksoy’un ilk işlerinden biri kapsamlı bir turizm çalıştayı yapmak olmuştu. Doğrusu çok heveslenmiştim. Ne yazık ki devamı gelmedi… Somut adımlar atılmadı… Oyduysa da benim bilgim yok. Belki de benim eksikliğim, bilmiyorum…
İstanbul tecrübesi olan bir İl Kültür ve Turizm Müdürümüz var. Bülent Avnamak… Hakkında olumlu çok şey duydum. Ama Eskişehir’de henüz varlığını hissetmedim!
Ayşe Ünlüce, 2026’yı Eskişehir Yılı ilan etmişti bu yıla girerken… Bu da beni heyecanlandırdı… Ama şu anda bu projenin ‘kağıt üzerinde’ kaldığını ya da kalacağını hissediyorum. 2026’ya bir ay kala bu konuyla ilgili hiçbir şey duymuyorum. Çevremde Eskişehir Yılı’nı konuşan kimse yok.
Ticaret Odası, yarıyıl tatilini Eskişehir’de geçirin diye kampanya başlattı. Devamı gelmedi… Turist bize ilkbahar ve sonbaharda geliyor. Yaz ve kış misafir çekmenin yollarını aramalıyız diye onlarca kez yazdım. ETO’da bi heves girdi bu işe ama vazgeçti…
Turizm konusu Eskişehir’de sahipsizdir. Eskişehir’in bu konuda hedefi, hayali, projesi yoktur. Kimin, hangi kurumun ne iş yapacağı belli değildir. Yol haritası yoktur…
İnanç turizminden kongre turizmine, müzelerden gastronomiye… Ne yapacağını bilmiyor…
Festivali yok, tanıtanı yok…
Yılmaz Büyükerşen’in çabalarıyla harekete geçen turizme yeni bir boyut kazandırmalıyız. Yeniden ele almalıyız. Bir masa etrafında toplanmalı ve bunu konuşmalıyız.
Devam edeceğim…