Eskişehir; Kurtuluş Savaşı başlangıcına uzanan havacılık tarihinde özellikle Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar havacılık sektöründe kilit rol oynayan bir şehirdir. Eskişehir.Net'te şehrin basın tarihine yönelik araştırmalarımız devam ederken 1912 yılının Mart'ından Temmuz'una kadar geçen zaman diliminde "tayyare" ekseninde çok sayıda haber ve yazıya rastladık. Bu haber ve yazıların içeriği; Eskişehir'in Osmanlı döneminde havacılık vizyonunu göstermesi bakımından önemlidir. 

Karşımıza çıkan ilk yazılar; bir eğitimcinin, Eskişehir Mekteb-i İdadisi Müdürü Mehmed Mücteba Bey'in kaleminden çıkmıştır. İki makaleden oluşan ve -kendi ifadesiyle "nîm-fennî" yani yarı akademik diyebileceğimiz- yazı dizisinde Mehmed Mücteba Bey, tayyareler hakkında teknik bilgiler vermektedir. Tayyareyi anlatırken kullandığı "hava gemisi" tabiri dikkatimizi çekti. Zira daha önce Gaspıralı İsmail Bey'in Tercüman gazetesinde görmüştük. "Edebiyat Dünyamız" sitesinde yer alan "Tarih Gezgini" yazı dizimin 13. sayısında "1909’da Odessa Semaları ve Hava Gemileri" başlığı altında konuya dair ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Gaspıralı İsmail Bey'in kullanımıyla örtüşen bir şekilde "Tayyare hava gemisi 'Aeroplane' kelimesinin tercümesidir." diyen Mehmed Mücteba Bey Trablusgarb Savaşı dolayısıyla tayyarelerin büyük önem kazandığını vurgulamaktadır. Üstelik Eskişehirlilere bir teklifi vardır.  Zaten bu teklifi sunmak için söz konusu makaleleri kaleme aldığını son cümlede itiraf etmiştir.  Mehmed Mücteba Bey her tarafta tayyare filosu için yardımlar başladığını belirterek "Fiyatı bin liradan fazla olmayan bu cihazlar için her kaza namına bir tane hediye edilse ne âlâ olur." diyor. 

Yaptığımız kaynak taramasında Osmanlı Devleti'nin neredeyse Batılı devletlerle aynı tarihlerde girişimlerde bulunduğunu, öncelikle yurt dışına pilot eğitimi için subay gönderildiğini görüyoruz. Havacılık teşkilatı kurulurken yaşanan mali sıkıntılara çözüm olarak "tayyare ianesi" adıyla yardım kampanyası başlatıldığını ve memleketin her köşesinden gönderilen bağışlarla tayyare siparişleri verildiğini öğreniyoruz.

"Tayyare İanesi" kampanyası başlar başlamaz -zaten eğitime ve orduya yardım denince ön saflara doğru koşan- Eskişehirlilerin hamiyeti; "Hakikat-Anadolu Sesleri" gazetesindeki ifadeye göre "sel gibi" akmıştır. Mehmed Mücteba Bey'in teklifi hüsnükabul görmüş, iki ay kadar sonra "Millî Teşebbüsler Eskişehir'de" başlıklı haber, tayyare hakkında iki müjdeyi duyurmuştur. Eskişehir İttihat ve Terakki Kulübü önderliğinde Eskişehirliler bir tayyare parası toplanabileceğini ön görerek tayyareye "Eskişehir" isminin verilmesi için resmî başvuruda bulunmuşlardır. Hatta Seyitgazililer "Seyitgazi" namında ayrı bir tayyare satın alınmak üzere büyük bir bağış kampanyasına başlamışlardır. Sonucu ne olursa olsun Eskişehirliler, 1912'deki "millî teşebbüsler"i ile havacılığa dair bir ufuk çizmiştir. Havacılık sektöründe köklü bir geçmişe, engin tecrübeye ve önemli bir birikime sahip Eskişehir'in 1912'ye ait anıları da kayda değerdir.

Millî Teşebbüsler Eskişehir'de Başlıklı Haberden Kısa Bir Bölüm

"Tayyare filosu ianesi" için Eskişehir'in her yerinden yardım eli uzanır. İnönü nahiyesi "Esnemez" karyesinin öğrencileri, aralarında "51 kuruş 10 para" toplamışlardır. Bu hususta küçük yürekleri motive eden elbette sınıf öğretmenleri Numan Efendi'dir. "İnönü Nahiyesi Donanma-yı Osmanî ve Tayyare Cemiyeti" Reisi Hüseyin bin Osman "Tayyare Filosu İanesi" başlığı altında bir bağış listesiyle birlikte gönderdiği bilgi notunda her şeyi açıklıyor.

Tayyare menfaatine Eskişehir'de başlatılan kampanyada "Hakikat-Anadolu Sesleri" gazetesinin de büyük çabalar sarf ettiğini görüyoruz. Öyle ki çocuklar dahi bunun farkındadır. Nitekim okul çıkışı bir kız çocuğu Hakikat matbaasına gelerek haftalıklarından biriktirdiği 20 kuruşu gazetenin idarehanesine teslim eder. "Bir Hanım Kızın Hamiyeti" başlığıyla 22 Nisan 1912'de verilen haberde kendisinden bahsedilen bu çocuk; Eskişehir Redif Taburu Üçüncü Bölük Kumandanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Beyefendi'nin kızı Mümine'dir.

Tayyare Filosu Menfaatine Düzenlenen Oyunun İlan Başlığı

Eskişehir'de her kesimden, her yaştan insanlar bir tiyatro eğlencesini, bir müzayedeyi yardım bahanesi görmüş ve "Tayyare Filosu Menfaatine" Ermeni Kulübü'nde düzenlenen oyuna büyük ilgi göstermiştir. Hakikat gazetesinin oyun ilanında kullandığı coşku dolu şu cümle gözümüze çarpıyor: “Haydi kardaşlar, vereceğimiz paralar namus bahasıdır, kan parasıdır, şan akçesidir.” Hâl böyle olunca oyun gecesi "her taraftan sahneye yağan mecidiye ve liralardan başka birkaç zat da ceplerinden saatlerini verdiler." Sadece o gece  yüz liraya yakın meblağ toplanmış.

Ülke genelinde devletin birçok resmî kurumunun kampanyaya destek verdiğini Hakikat gazetesinin sayfalarından da takip etmek mümkün. Mesela 17 Nisan 1912 tarihinde "Dersaadet'te Darü'l Muallimîn" öğrencileri adına 10 kişinin imzasını taşıyan bir yazı yayınlanmış. İstanbul'daki bu öğretmen okulu; büyük fedakârlıklarla bir tayyare parasını toplayıp "Donanma-yı Osmanî Muavenet-i Millîye Cemiyeti"ne gönderirler. Alınacak tayyareye de "Muallimîn Tayyaresi" isminin verilmesini isterler. "Kadr ü meziyeti henüz heyet-i ictimaiyece layıkıyla takdir olunamayan muallimler" ibaresindeki sitemi de eklemeyi ihmal etmiyorlar yazılarına. Öğretmenlerin değeri ve öneminin toplum tarafından layıkıyla takdir edilememesi; acaba geçmişte mi kalmıştır, bu tartışılır ancak anlaşılıyor ki büyük fedakârlıklarla kampanyaya eğitimciler de katkı sunmuşlardır.

"Vatanımızın pırlantası demek olan Trablus'u hain düşman çiğniyor, eziyor! Oradaki İslam kardeşlerimizi zehirli kılıcıyla kıyım kıyım kıyıyor." diyen Hakikat gazetesi daha ziyade "vatanperver fukara"nın bağışta bulunduğunu vurguluyor. Gazetenin Trablusgarb Savaşı ve tayyareler hakkında  en çarpıcı sözleri ise şöyle: "Muharebede ilk defa tayyare kullanmak şerefi nasıl İtalyanlara müyesser oldu ise tayyareye endaht etmek ve paralamak şeref ve muvaffakiyeti de ilk defa olarak Osmanlılara aittir." Gerçekten de dünyada ilk hava bombardımanını gerçekleştirenler İtalyanlar ve ilk hava savunma örneğini sergileyerek yerden açtıkları ateş sonucu ilk kez uçak düşürenler de Türklerdir.