Cihan Yıldırım yazdı...

Eskişehir turizmini her yönüyle yazmaya devam… İlk gün “Yılmaz Büyükerşen Turizmi sona ermeli” dedik. Hoca’nın başlattığı hareketliliği daha ileri taşımalıyız dedik. İkinci gün Eskişehir’in, İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi’ne ve diğer fuarlara katılmamasını eleştirdim. Üçüncü yazımda ise kentin tanıtım eksikliğine dikkat çekerek “Bir milyon turist çeken Eskişehir kendini tanıtamıyor” başlığı atmıştım köşeme…

Gelen yazı, yorum, tepki ve isteklere serinin son yazısında yer vereceğim.
Şunu kabul etmeliyiz… Eskişehir’in turizm yolculuğu biraz sorunlu, hayli yavaş, büyük oranda sahipsiz… En can sıkıcı kısım elbette sahipsizlik… Belediyeler ve Valilik arasında yıllarca devam eden ‘soğuk savaş’ maalesef turizmde bizi geride bıraktı.
Artık Yılmaz Hoca yok… Evet, Hoca ile işbirliği yapılmadı ama Hoca da pek el uzatmadı! Şimdi Ayşe Ünlüce var. Yeni bir dönem, bunu her alanda hissediyoruz. Ve Valimiz Hüseyin Aksoy… Bu konuda büyük şansımız…

İlk icraatlarından biri turizm çalıştayı yapmak olmuştu. Bu yeni dönemde bir araya gelmek, iş yapmak daha kolay… En azından biz öyle görüyoruz. Her ne kadar şu ana kadar olumlu pek adım görmesek de…
Bu noktada bir valinin daha ismini anmam gerekiyor. Gökmen Çiçek… Afyon’da, Frigya'da yaptıklarını gördükten sonra Eskişehir’de görev yapmasını çok istemiştim. Şu an Kayseri Valisi… Orada da çok güzel işler çıkarıyor. Belki bir gün diyelim…
Eskişehir’in sorunlu turizm yolculuğunun nedeni ne? Onlarca neden sayılabilir ama ‘potansiyeli yok’ denemez.
Sadece Yazılıkaya’yı ele alalım… Avrupa’da olsa, orta ölçekli bir kenti doyururdu… Bizde ise yanıbaşındaki köye bile faydası yok!
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bir camimiz var… Sivrihisar Ulu Cami… Ama pek kimsenin haberi yok! Eskişehirlinin bile doğru düzgün haberi yok…

Yunus Emre, Battalgazi, Nasrettin Hoca…
Devrim Otomobili, Uğur Mumcu’nun otomobili, Karakurt lokomotifi…
İnönü’deki fay hatlarından Han’daki yer altı şehrine… Karacaşehir Kalesi’nden Gürleyik’e… Balıkdamı’ndan Pessinus Antik Kenti’ne… OMM’dan onlarca tematik müzeye…
İnanç turizmi, sağlık turizmi, doğa turizmi, kongre turizmi… Ne istersek olur, ne yapsak gider…
Eskişehir, futbol kenti ama gelenlere göstereceğimiz eli yüzü düzgün bir futbol müzemiz yok. Demokrasi şehidimiz var, Hasan Polatkan… Onun da müzesi yok… Cüneyt Arkın’ımız var ama müzesi yok…

Eksikler var ama olanları da satamıyoruz! Bir eksiğimizde ödenek! Han Yer Altı Şehri yıllarca kazılmadı, Karacaşehir Kalesi aynı şekilde… Şarhöyük yine öyle… Kültür ve Turizm Bakanlığı yıllarca bu kente sadece ‘maaş katkısı’ sundu! Personelinin maaşlarını ödeyerek…
Yine aynı şekilde Ulaştırma Bakanlığı… Sarıcakaya yolu yapılsa ilçe atılım yapacak. Kırka ve Alpu yolları aynı şekilde… Mihalıççık’a ulaşmak bu kadar zor olmasa Av Köşkü’nde hafta sonu tatil yapıp gelinirdi…
Başka il ve ilçeler neredeyse olmayanı satıyor. Biz potansiyelimizi bile satamıyoruz. Satamazsan batarsın!
Yarın devam edelim…