Deniz Çağlar Fırat yazdı...
Eskişehir’in Ankara nezdinde güçlü bir lobisinin olmadığı, kentin talep ve beklentilerinin yıllardır bürokrasi duvarına çarpıp geri döndüğü artık neredeyse ortak bir kanaat.
“Eskişehir sahipsiz”, “üvey evlat mıyız?” gibi cümleler; siyaset kulislerinden iş dünyasına, sivil toplumdan sokaktaki vatandaşa kadar herkesin dilinde. Sorun açıkça tespit ediliyor, hatta yüksek sesle dile getiriliyor; ancak iş çözüm üretmeye gelince adımlar ya gecikiyor ya da yarım kalıyor.
İşte tam da bu kronik eksikliği gidermeye dönük olarak Eskişehir’den dikkat çekici bir hamle geliyor. Ankara’da, başta bakanlıklar olmak üzere üst düzey görevlerde bulunan Eskişehirli bürokratları bir araya getirecek bir tanışma ve dayanışma yemeği düzenleniyor. Beş yıldızlı bir otelde gerçekleşecek bu buluşmada, Eskişehirli bürokratlarla Eskişehir Konseyi’nin bileşenleri ilk kez bu ölçekte aynı masa etrafında toplanacak.
Organizasyona Eskişehir Sanayi Odası, Ticaret Odası, ETB ve Esnaf Odaları Birliği’nin de başkanlık düzeyinde katılımının planlanması, toplantının sıradan bir “tanışma yemeği” olarak kurgulanmadığını gösteriyor. Buradaki hedef, kartvizit alışverişiyle sınırlı, yüzeysel bir temas değil; sürdürülebilir, güvene dayalı ve karşılıklı sorumluluk içeren bir iletişim zemini oluşturmak.
Kurulması amaçlanan bu yeni ağ sayesinde, Eskişehir’in yıllardır Ankara koridorlarında kaybolan dosyalarının daha hızlı muhatap bulması, kentin taleplerinin daha net ve doğrudan aktarılması hedefleniyor. Mesele, yalnızca “dosya göndermek” değil; Eskişehir’in derdini, ihtiyacını ve önceliklerini Ankara’da doğru kişilere, doğru zamanda ve doğru bir dille anlatabilmek.
Bu girişimin arkasındaki isim ise hem iş dünyasından gelen hem de aktif siyasetin içinde yer alan AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak. Albayrak’ın attığı bu adım “hiçbir şey yapmamak” yerine küçük ama anlamlı bir başlangıcı tercih etme iradesini de ortaya koyuyor.
Elbette bir akşam yemeğiyle Eskişehir’in tüm sorunları çözülmez. Ancak bu buluşma; yıllardır ihmal edilen hemşerilik bağlarını yeniden hatırlatması, Eskişehirli bürokratlara kentin beklentilerini doğrudan iletmesi ve karşılıklı bir sorumluluk duygusu yaratması açısından önemli. Yeni dostlukların, yeni temasların ve yeni iletişim kanallarının açılması, çoğu zaman resmi yazışmalardan çok daha etkili sonuçlar doğurur.
Sonuç olarak Eskişehir’in ihtiyacı olan şey, daha çok konuşmak değil; daha doğru insanlarla, daha doğru zeminde konuşmaktır. Bu girişim de tam olarak bunu hedefliyor. Dileğimiz, bu adımın tek seferlik bir fotoğraf karesiyle sınırlı kalmaması ve Ankara’da Eskişehir adına kalıcı bir hafızanın, güçlü bir lobinin ilk tuğlasına dönüşmesidir. Kazananın da her zamanki gibi Eskişehir olması en büyük beklentidir.