Cihan Yıldırım yazdı...

Siyasi partiler, özellikle de köklü davalarla yürüyen teşkilatlar; birlik, istişare ve ortak akıl üzerine yükselir. Ne zaman ki bu dengeler bozulur, kişisel hesaplar kurum kültürünün önüne geçer, işte o zaman en büyük zararı parti değil, bizzat o koltuğun ağırlığını taşıyamayan yöneticiler verir.

Eskişehir’de son aylarda yaşanan süreç tam da böyle bir tabloyu önümüze koyuyor.

Dört büyük ilçe başkanıyla uyum sağlayamayan, istişare kültürünü değil kişisel tercihlerini öne çıkaran İl Başkanı Gürhan Albayrak, şimdi de yapılan yeni atamaların önüne geçmeye çalışarak adeta teşkilatın ayağına pranga vuruyor. Oysa siyasette koltuklar değil, dava esastır. Kişiler değil, ekip ruhu önemlidir. Bir il başkanının görevi; ilçeleri toparlamak, kadroları güçlendirmek, genel merkezin talimatlarını sahada en sağlıklı şekilde uygulamaktır.

Ancak görünen o ki Eskişehir teşkilatı bugünlerde bir yönetme iradesinden çok bir engelleme refleksiyle karşı karşıya. Görevden aldırdığı dört ilçe başkanının yerine yapılan atamaları dahi baltalamaya çalışmak, siyaseten yalnızca bir “koltuk muhafazası” çabası olarak okunabilir. Bu davranışın kazananı yoktur, kaybedeni ise açıktır: teşkilatın bütünlüğü, şehrin enerjisi ve partinin sahadaki itibarı.

Bir il başkanı, kendi ekibini kuramadı diye tüm teşkilatı kilitleme hakkına sahip değildir.
Bir il başkanı, ilçelerle kavga ederek değil, onları kucaklayarak güçlenir.
Ve bir il başkanı, partiye en büyük zararı; koltuğunun daralması ihtimali karşısında verdiği tepkilerle verir.

Bugün Eskişehir’de konuşulan konu, belediyelerin çalışmaları veya parti politikaları değil; bir il başkanının kendi içindeki hesaplaşmalarıdır. Bu manzara sadece parti tabanında huzursuzluk yaratmakla kalmıyor, seçmende de “bu şehri kim yönetecek?” sorusunu büyütüyor.

Oysa AK Parti’nin 20 yıllık teşkilat geleneğinde esas olan şahıslar değil, sahada ter döken dava insanlarıdır. İl başkanlığı bir kriz üretme makamı değil; uzlaştırma, büyütme ve yol açma makamıdır.

Bugün Eskişehir’de yaşanan sıkışıklığı yaratan da, çözülmesini engelleyen de aynı isimdir.
Ve bu gerçek artık kimsenin saklayamayacağı kadar ortadadır.

Son söz:
Bir il başkanı, kendi gölgesinden korkmaya başladığı anda partiye değil, yalnızca kendine hizmet etmeye başlar. Ve hiçbir dava, böyle bir yükü uzun süre taşımaz.