Cihan Yıldırım yazdı...
Kano şampiyonası, çocuklarla buluşma, yangın yeri kontrolü, gece mesaisi çalışanlarını ziyaret, Silivri cezaevi ziyareti, kadınlarla buluşma, Kurtuluş Pazaryeri temel atma töreni ve yüzlerce ziyaretçi kabulü…
Ayşe Ünlüce’nin son birkaç gün içerisindeki mesaisi… Bu durum üç beş gündür böyle değil. 31 Mart seçimlerinden sonra neredeyse her gün aynı tempo…
Düşünsenize 31 Mart seçimlerinden sonra kent lokantaları, bisiklet yolları, aktif yaşam parkı, gece seferleri, halk ekmek, yeni yollar ve bulvarlar daha pek çok hizmeti bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede hayata geçirdi.
Dişiyle, tırnağıyla kent için çabalarken bir yandan da kendi hikayesini yazıyor.
Nazik kadın, iyi insan, dürüst başkan kalıplarını aştı. Çalışkanlığı, Ünlüce’yi çok başka bir alana taşıdı. Kendi partilileri Ayşe Başkanı seviyor amenna. Ancak AK Partisi’nden MHP’lisine BBP’den İYİ Parti’ye inanılmaz bir saygı da görüyor.
Üstelik boş bir saygı değil… Salt makamından kaynaklı bir saygıdan söz etmiyorum.. Yoğun emeğin yarattığı samimi bir saygı.
Ancak yine de eleştiriliyor. Siyaset yapmıyormuş!
‘Siyaset yapıyorum’ diye ortada gezinenlerin şehre neredeyse hiçbir katkı sunmadığı göz önüne alındığında Ayşe Ünlüce’nin farkı daha anlaşılır zannediyorum. Siyaseti sadece birkaç afili laf birkaç slogana sıkıştırmak olarak görenlerin anlayamayacağı bir politika güdüyor Ünlüce.
Konuştukları değil, yaptıkları ettikleriyle Eskişehir’e ve Eskişehirlilere bir şey anlatıyor.
Edindiğim izlenim o ki; Eskişehir ve Eskişehirliler de Ayşe Ünlüce’nin ne anlattığını gayet iyi biliyor. Ancak yine Ünlüce’yi bekleyen bir sorun var.
Çalışmak yorar, dinlemek yorar, liderlik yorar… Hele ki böylesi zamanlarda… Sonuçta insan yorulur. Zaman zaman geriye yaslanmalı şehri izlemeli ve kendini dinlemeli.