Deniz Çağlar Fırat yazdı...

Zaman zaman işimize çok gömüldüğümüzden gündemimize gelen her konuyu yazamıyoruz. Notlarımızın arasına alıp sonra değerlendirmek üzere bekletiyoruz. Yeşiltepe meselesi de o dosyalardan biriydi. Ama AKP İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın 9 Kasım’daki paylaşımı bu konuyu yeniden gündeme taşıdı.

Malum, Yeşiltepe sadece Tepebaşı Belediyesi’nin değil, Eskişehir’in en kronikleşmiş mahallelerinden biri. Anadolu Üniversitesi’nin hemen yanı başında, şehrin en dinamik alanlarından birine komşu olmasına rağmen hâlâ altyapıdan imara, yaşam kalitesinden estetiğe kadar birçok sorunla anılan bir bölge. Anadolu Üniversitesi gibi sadece kurulduğu şehri değil kendi bünyesinden kopup ayrı üniversiteye dönüştürdüğü illeri dahi büyütüp genişleten bir kurumun hemen yanı başındaki bir mahalle nasıl olur da hala benzetmemi hoş görün, izbe, bakımsız ve bu kadar sorunlu olabilir. Dünyanın her yerinde milyonlarca öğrenciye sahip bir yerleşkenin yanında olan bir mahallenin adeta Beverly Hills gibi olması gerekirken (benzetme Cihan’a ait) neden tam tersi kentin en sorunlu yapılarına ve varoş görüntüsüne sahip? Bu ayrı bir tartışma konusu…

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç önderliğinde yapılan Yeşiltepe Mahallesi imar planları ise geçen günlerde gerçekleşen Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliği ile kabul edilmişti.

Albayrak’ın paylaşımı, işte tam bu tabloya “siyasi bir mercek” tuttu. Tepebaşı Belediyesi AK Parti Meclis Üyeleri ile birlikte mahalleliler ile bir toplantı yaptı. Dedi ki:

“Tepebaşı Meclis Üyelerimizle birlikte bugün Yeşiltepe Mahallemizdeyiz... Mahalle sakinlerimizin kentsel dönüşüm sürecine dair imar planları konusundaki endişelerini ve beklentilerini dinledik. Yeşiltepe halkı dönüşüme karşı değil, aksine bu sürecin sağlıklı ve adil ilerlemesini istiyor. Tepebaşı Belediyesi, Yeşiltepe’nin sesini duymalı. "Ben yaptım oldu" anlayışıyla hareket etmemelidir.”

Söylem dikkat çekici, çünkü uzun yıllardır bu kentte “kentsel dönüşüm” meselesi gerçekten de sürüncemede. Ancak sorun, sadece söylemin içeriğinde değil aynı zamanda söyleyenin konumunda. Çünkü bu sözlerin geldiği partinin meclis üyeleri, Yeşiltepe imar planına oy birliğiyle evet oyu vermiş durumdalar.

İşte tam bu noktada CHP’li meclis üyelerinin tepkileri sert oldu. Atilay Dalgıç’ın ifadesiyle,

“Hem mecliste evet oyu verip hem de sahada planı eleştirmek nasıl bir siyaset?”

CHP’li Hacı Çuhadar’ın tepkisi de aynı yöndeydi:

“AK Parti kendi oyunu unuttu! Yeşiltepe üzerinden mağduriyet üretmek siyasi ikiyüzlülüktür.”

Vural Yörük ise sürecin şeffaflığına dikkat çekti:

“İl Başkanı’nın iddia ettiği gibi habersizce yapılan bir işlem yok. Plan değişikliği komisyondan oy birliğiyle geçti. Tüm aşamalar açık şekilde yürütüldü.”

Albayrak, planı “eleştirdiği” anda aslında kendi partisinin meclis üyelerini de eleştirmiş oluyor. Bu da kamuoyunda ister istemez “samimiyet” tartışmasını doğuruyor. Oy birliğiyle alınan bir kararı kamuoyuna “dayatma” gibi sunmak güven vermez.

Albayrak’ın tam olarak neyi eleştirdiğini anlamakta zorluk çektiğimizi not olarak düşmek istiyorum. Planı mı eleştiriyor, plana evet diyenleri mi, planın şeffaf hazırlanmadığını mı? Hangi noktadan eleştiri getirirse getirsin, yaptığı bu paylaşım ile iş dönüp dolaşıp yine kendi kucağına dönüyor.

Çünkü Yeşiltepe imar planı oy birliğiyle kabul edildi. Ancak AK Parti İl Başkanı’nın paylaşımı, onay veren kendi meclis üyelerini de hedef almış gibi görünmüyor mu?

Benden söylemesi…