Yıllar önce bir okul müdürü ‘Okulda o kadar güzel şeyler oluyor ama siz gidip bir tane olumsuz şey bulup onu kamuoyuna duyuruyorsunuz. Üstelik bu iyi şeyler kişilerin fedakarlıklarıyla yapılıyor’’ diyerek serzenişte bulunmuştu.

Biraz bizim ihmalimiz ama çoğu mesleğimizin gereği! Maalesef kötü haber, iyi haberdir!

Bir keresinde de benzer bir söylemde bulunan OSB’deki bir patrona ‘’Her gün yüzlerce araç sanayiye gidiyor. Giden haber olmuyor, gidemeyen oluyor’’ demiştim.

Zamanla iyi, güzel şeyleri daha çok haber yapmaya özen gösterdim.

Üniversiteler açılmak üzere… Kayıt telaşı başladı. Aynı zamanda en büyük sorun olan barınma sıkıntısı da başladı!
Artık bir klasik… Öğrencilerin barınma sorunu… Ekonominin bozulmasıyla birlikte daha geniş kitleleri ilgilendiren bir sorun. Haberciler için de yılın ‘verimli’ bir dönemi… Yurtlarda kalacak yer bulamayan öğrenciler… Devletin tüm taleplere olumlu cevap verememesi…

Körün fili tarifi gibi herkes sorunu bir yerinden tarif ediyordu. Kimi gençlerin cemaat tarikat yurtlarına mahkum edildiğini, kimi de ev sahiplerinin insafına terk edildiğini haber yapardı.

Kim hangi açıdan bakarsa baksın illa ki bi kıyamet koparırdı.

Kapasite hiç yeterli olmazdı. Torpil aranır, KYK’da kalmak için araya insanlar konurdu. Yedek çıkanlar sıranın gelmesini beklerdi. Hikaye böyle devam edip giderdi.

Bu sene öyle şeyler yok!

Çünkü başvuran, devletin yurdunda kalmak isteyen herkese ‘buyur gel’ deniliyor.

Akşam saatlerinde arayan Nebi Hatipoğlu’nun da itirazı ve isyanı buraya…

KYK yurtlarıyla özel olarak ilgilenen hatta MKYK toplantısında konuyu ayrıntılı şekilde anlatmış. Hatipoğlu ‘’Yav Cihan! Yurtları hiç yazmıyorsunuz. Bak kim gelirse misafir edeceğiz. Hem de küçük bir meblağa… Hem de çok güzel imkanlarla… Yer olmasa kıyameti koparırdınız. Ama bu sene size buradan ekmek çıkmaz. Bir yavrumuzu bile dışarıda bırakmayacağız’’ dedi bir solukta..

Nebi Hatipoğlu haklı mı? Yani…

Biz haklı mıyız? Yani…

Birlikte bir yurdu gezeceğiz… İmkanlara bakacağız, yerinde göreceğiz. Gördüklerimizi yazarız, niye yazmayalım.