Cihan Yıldırım yazdı...
Ali Baş ve stajyerimiz Nisanur ile Han’a gittik. Mart 2024’te AK Parti’den Belediye Başkanı seçilen Bekir Belceli ile iki üç saat geçirdik. Samimi ve şaşırtıcı saatler… Hepsini anlatacağım…
Bekir Başkan’dan başlayalım. Yokluk içinde geçen çocukluk ve ilk gençlik yılları. Bir zamanlar Han’ın en garibanı olan Bekir Belceli günün sonunda Han’a başkan olmuştu. Kendi tabiriyle ‘milletin küflü ekmekleriyle büyümüş’ Belceli… Okumak hayal…. Ayağına giyecek ayakkabı bulamıyor. Beden eğitimi dersinde giyeceği spor ayakkabısı yok. Güç bela lise için Çifteler’e atıyor kendini… Türkiye’de Örnek Öğrenciler arasına giriyor.
Acı zulüm bitiriyor ama üniversite mümkün değil! Dün gibi hatırlıyor sınav için istenen 87 lirayı bulamamasını… 18 yaşına gelen her Hanlı gibi o da veda ediyor doğup büyüdüğü ve çok sevdiği topraklara…
Han sevgisini her fırsatta dile getiriyor. Eskişehir’den ya da gittiği bir yerden dönüşte Han’a gelince şükrediyor. Cennet mekan Han! Bekir Başkan’ın Han sevgisini ifade etmek bulduğu bir ifade!
Başkan, Han’da yaşamış, yaşıyor ve yaşamayı düşünüyor. Belceli “Hanlı ne yer ne içerse onu yer içerim. Ne yaparsa onu yaparım” diyor.
Üniversiteye gidemiyor. Eskişehir’e gelip sanayide işe başlıyor. Ama pes etmiyor. AÖF’den mezun oluyor. Ve maliyeye atanıyor. 30-35 yıl çeşitli kademelerde çalışıp emekli oluyor. Çifteler’de de görev yapıyor. Son olarak Han Mal Müdürlüğü yapıyor… Çifteler’de icra memuru olarak görev yaparken kimsenin ‘burnunu kanatmadan’ tahsilatlar yaptı. Devletin bir kuruşunu kimsede bırakmadı. Kendine has taktikler geliştirmişti.
Sadece tahsilattan değil paradan ve bütçeden de anlıyor Başkan… Adı son üç seçimde aday olarak anıldı ama 2024 seçiminde aday oldu. Han’da 10 yıldır görev yapan Erdal Şanlı’yı devirdi.
Başkan kısaca kendini tanıttı ve Han’dan bahsetti.
Han, Türkiye’nin nüfus bakımından en küçük beşinci ilçesi. Eskişehir’in en küçüğü… Nüfusu 2024 itibariyle 2 bin 164… Han’da 130-140 öğrenci var. Seçmen sayısı ise 2030 civarı… Tahmin edileceği üzere Han’da bebek, çocuk yok denecek kadar az!
Han, 1963’te Emirdağ’dan ayrılarak Çifteler’e bağlandı. 1967'de kasaba oldu ve belediye kuruldu. 1990’da ilçe statüsüne kavuştu. Başkan, Han’ı anlatırken “Türkiye’de büyüğüz Eskişehir’de küçük” diyor. Eskişehir’de 14 bin civarı Hanlı var. İstanbul’da hatırı sayılır Hanlı var. 1960’lı yıllarda başlayan yolculuk günümüze kadar gelmiş.
Emirdağlılar’ın Belçika’ya gitmesi gibi Hanlılar da İstanbul’a gitmiş. İstanbul’da 30 bin civarı Hanlı yaşıyor. İki dernekleri, dört muhtarları var… İstanbul’dan her Cuma Han’a otobüs kalkıyor. Pazar akşamı geri dönüyor. Hanlılar daha çok Kartal’da toplanmış.
Yine Başkan’ın ifadesiyle “Han’da 18 yaşına giren 18 gün durmuyor”…
Hanlılar, şirin ve sakin ilçelerinden vazgeçmiyor. TOKİ, Han’a 111 konut yapıyor. Kırsal ilçelerde en çok konut bu ilçeye yapılıyor. En küçük ilçe ama en çok konut buraya… Hatta yeterli gelmiyor. Başkan, yoğun istek var diyor ve 250 civarı konut istiyor. İkinci etap yolda…
2014 yılına kadar Hanlılar Günü yapılıyormuş. Son 10 yıldır nedendir bilinmez yapılmamış. Belceli, birlik ve beraberliği sağlayan bu etkinliği yeniden başlatacak. 2026’da Hanlılar Günü düzenlenecek. Bu vesileyle Üççam Göleti’nin mesire alanı olarak düzenleneceğini öğrendik. Etkinliğe burası ev sahipliği yapacak.
Han Belediyesi’nde 25 personel var. Yaklaşık 40 milyon bütçesi var ama yıl içinde Başkan’da 30-40 milyonluk ekstra bütçe oluşturuyor. Ankara’dan hiç eli boş dönmüyor. En son kapalı spor salonu sözüyle döndü.
Başkan, Han için “Tarih burada yazıldı ama okunmuyor” dedi. Sadece Yazılıkaya ve Han Yer Altı Şehri Han’ın tarihi zenginliğini ispatlamak için yeterli iki örnek…
Böylesine tarihi bir yerde elbette SİT alanı ‘sorunu’ var. Han’ın gelişimini ve yaşayanların hayat kalitesini olumsuz etkileyen bu 50 yıllık sorun Belceli’nin Ankara temaslarıyla çözülmüş. Han’da artık ikinci derece SİT alanı yok. İnsanlar evlerini yeniden yapabiliyor, onarabiliyor.
Han Yer Altı Şehri’ni soruyoruz… Uzun zamandır bu önemli alanla ilgili haber almıyoruz. Burada kazı çalışmaları 1992’de başladı. Ardından ara verilmiş taa 2005’e kadar… Sonra yine durdu. Oysa çok önemli bir kazı… Sadece Han’ın değil insanlık tarihine ışık tutacak bir çalışma. Bunun bilincinde olan Başkan, kazı çalışmalarını yeniden başlatmak için girişim yapıyor ve sonuç alıyor. Seneye kazı başlayacak.
Ali Baş ile ilçe merkezindeki Yer Altı Şehri’ne gittik. 20 yıl önce bıraktığımız gibi duruyordu. Değişen tek şey bizim kilolar! 20 yıl önce girmeye cesaret etmiştik. Şimdi girişin önünden bakmakla yetindik.
Han ilçe merkezinin altı komple ‘yer altı şehri’ olabilir. 100’den fazla bağlantı noktasından bahsediliyor. Hüsrev Paşa Camisi’nin avlusundan girer iki üç kilometre uzaklıktaki delikten çıkardık… Bu cümle Hanlı yaşlı amcaya ait… Yine bir uzman “Han’da 365 gün kazı yapsak çalışmamız 100 yıl sürer” diyor. Öylesine bir hazine üzerinde Han! Tamamı gün yüzüne çıkarılacak olsa belki Han’ı taşımak bile gerekebilir.
İlçe, 1300 rakımda… Lavanta üretimiyle öne çıkmak istiyor. Çok aktif iki kadın kooperatifi var. Lavanta ürünleri yanı sıra erişte, salça da üretiyor. Başkan bir yandan lavanta üretimini artırmak bir yandan da yeni tesisler için çabalıyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerin işlenmesi için tesis yapılacak.
Han’da her şey iyi gitmiyor! Hayvancılık… Küçükbaş sayısı 15 yılda 14 binlerden 1500’e düşüyor. Büyükbaş hayvanda da aynı durum söz konusu… Düzenli şekilde azalıyor. Yabancı uyruklu çoban ve çalışanlar olmasa çoktan bitermiş! Mevcut düzeni ayakta tutan onlarmış!
Bu ziyaretimiz günübirlikti ama yakında yatılı olarak gideceğiz Han’a… Çünkü Arif Ağa Konağı misafirhane olarak hizmet verecek. Han’da kalacak yerimiz olacak. Güzel bir restorasyon ile kurtarılmış meydana bakan Arif Ağa Konağı… 15 kişilik konak, en geç bir aya misafir kabul edecek.
Sohbetimizde ilginç bir şey daha öğreniyoruz ilçeye dair… Az önce bahsetmiştim ilçede 130-140 öğrenci var. İlkokul, ortaokul ve Anadolu lisesi var. Sınıflar 8-10 kişilik! Han’da eğitim doğal olarak çok kaliteli. Öğretmen öğrenci ilişkisi en üst düzeyde… Özel okulda bile sınıflar 24 kişilik! Başkan “Biz Boğaziçi’ne öğrenci gönderdik” diyor gururla…
Han adeta şantiyeye dönmüş. Kilit taşlı yollar, TOKİ çalışmaları, muhtarlık binaları tadilatı… Yakında kapalı spor salonu inşaatı…
Han’da beni üzen bir şey oldu… Büyükşehir Belediyesi’nin izini göremedim. Belceli de biraz sitem etti. Geride kalan 18 ayda 100-150 litre gübre desteği almış Han Belediyesi… Sanırım gübreydi… Ayşe Ünlüce ile bu işlerin biraz değişeceğini umut etmiştim. Ekonomi biraz sıkıntılı ama Bekir Başkan’ın sitemi sadece ekonomi temelli değildi! Biraz ayrımcılık da hissetmiş… Erdal Şanlı’nın başlattığı ve iki üç kere yaptığı festivale destek olmamış Büyükşehir… Kültür ve Sanat Festivali… Ünlüce bu festivale genel sekreterliği döneminde de pek inanmamış. Bunu Erdal Başkan’a da söylemiş… Başka bir şey yapalım demiş Han’a… Üççam Göleti’ne bungalov tarzı evler, kamelyalar yapacak Büyükşehir… Ama orada da pek ses çıkmamış. Bekliyor Bekir Başkan…
Az kalsın unutuyordum, Büyükşehir hiçbir şey vermedi değil! Büyükşehir’den 100’e yakın tablo almış Bekir Belceli… Ne tablosu? Resim tabloları… Yurtdışından gelen ressamların yaptıkları da var arasında… Hamam’da sergileniyor uzun süre… Erdal Şanlı seçimi kaybedince kamyonete atmış hepsini Büyükşehir’e yollamış. Belceli, “Eserler bize ait, burada sergilenmeli” diyor ve geri istiyor. Biraz direnme olsa da geri alıyor tabloları… Bazıları zarar görmüş… Eskişehir’de sergilenecek olsa belki izin verirdik ama atmışlar bi depoya diyor Belceli…
AK Parti seçimi alınca otobüs seferlerinin bile iptali gündeme geliyor. Ünlüce karşı çıkıyor ve “Otobüsün üzerinde Büyükşehir yazıyor, seferler devam edecek” diyor. Belceli, “Han’ın bir başkanı bensem diğeri Ayşe Ünlüce… Büyükşehir adayları arasında en çok oyu kendisi aldı. Han’ı ihmal etmemeli” dedi.
Son olarak Erdal Şanlı ile ilişkileri soruyoruz. Şanlı da Belceli gibi ilçede yaşıyor… Şanlı 2014 yılında tam olarak ilçede yaşamaya başladı. Belceli’nin ise hayatı hep Han’da geçmiş. Belceli “Aşure yaptık, dağıtacağız. Önceki başkan bunu belediye hoparlörinden öğrenmemeli. Davet etmek için aradım ama açmadı. Burada gördüğüm zaman koluna girer çay içmeye çıkartırım belediyeye… Koltuk belki üç yıl sonra bende de olmayacak. Bunları aşmalıyız. Siyaset ayrı insanlık ayrı” dedi.
Biraz uzun oldu ama Han’daki iki saatimizi ancak böyle anlatabilirdim… Bi bu kadar daha yazabilirim. Bekir Başkan ekmek fırınını hayata geçirmiş. Ekmek, Eskişehir’den Halk Ekmek’ten geliyormuş. Üretime başlayan fırından iki güzel ekmek aldık. Akaryakıt giderlerini yarı yarıya düşürmüş mesela… Neyse şimdilik keseyim… Bi ara yine yazarım Han’ı…
Han’daki Gorahan’da köfte yedik. Köftesi meşhurmuş… Yazılıkaya’ya uğradık. Cevdet Abi’nin Hıçın Böreği’nin tadına baktık. Nefis ayranı ve güzel sohbetiyle… Devamı yakında…