Geçen hafta şehrimizin başarılı özel okullarından YENİ YOL EĞİTİM KURUMLARININ  dünya çocuk hakları günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdikleri seminerde ; Eskişehir Baro Başkanımız Av. Mustafa ELAGÖZ ve Eskişehir baromuzun değerli meslektaşları ile birlikte ilköğretimde öğrenim gören öğrencilerimiz ile buluştuk.

Dünya çocuk hakları günü kapsamında ; çocuklarımızın haklarının farkında olmaları, onları birgün değil hergün kullanmaları ve bu yönde farkındalığı sağlamak adına gerçekleştirilen seminerde ; “Çocuk Hukuku” ,”Çocuk Haklarının Dünyada ve Ülkemizde Gelişimi“, “Eğitimcilerin Çocuk Haklarının Gelişiminde Yeri“, “Çocuk Hakları  sorunlarında başvurulacak kurum ve kuruluşlar ile bunlara başvuru kolaylıkları” hakkında gerçekleşen seminerde ; genel hatları ile öne çıkan bilgileri siz okurlarımız ile de paylaşmak istiyoruz.   

Çocuk Hakları konusu net bir şekilde ilk defa Leh eğitimci Janusz Korczak’ın yazdığı ‘Bir Çocuğu Nasıl Sevmeli ‘kitabında ; çocukların hakları olduğundan ve hakların içeriğinden bahsedilmesi (1919 yılında) ile ortaya çıkmış ve çocuk hakları çalışmaları hız kazanmıştır.

Çocuklar hukukun öncelikli konusudur ve çocukların özel olarak korunması hukuken anayasal koruma altına alınmıştır. Çünkü çocuklar bedensel, zihinsel yönden güçsüz ve en bağımlı kesimdir. Dünya üzerinde birçok çocuk ya savaş ortasında ya da açlık sınırında yaşamını sürdürmektedir. Bu koşulları ortadan kaldırmak için ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak için Çocuk Hakları Sözleşmesi hazırlanmıştır. Dünyadaki neredeyse tüm ülkeler 1989 Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi (ÇHS) yürütmeyi kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 (Bu çocuk hakları günü olarak kabul edilmiştir.) tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi; nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine, etnik kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlayarak yaşama hakkı başta olmak üzere; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma hakkını içermektedir.  Ülkemiz de bu  sözleşmeyi ; 1995 yılında yürürlüğe koymuştur. Buna göre farklı etnik ve inanç gruplarında bulunan kesimlerin anadilinde eğitim hakkı ile inançlarına uygun dini eğitim alma hakları bulunmaktadır. Ayrıca zorunlu eğitimin parasız olması ve devlet tarafından karşılanmasının zorunluluğu bulunmaktadır.

Çocuk haklarının gelişiminin sağlanması için devletimiz ve ilgili kurum ve kuruluşlar yaratabildikleri imkanları dahilinde; her geçen yıl  daha olumlu bir seviyeye ulaşma gayretindedir. Toplumu oluşturan bireyler olarak bizler de bulunduğumuz konum ve imkanlarımız dahilinde; engelli çocuklarımıza yaşamın her alanında yer açılabilmesi ve eğitimleri, çocuklarımızın suça sürüklenmesinin engellenmesi , adli süreçte desteklenmeleri , çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi  ( 2018 yılında Çocuk İşçiliği ile mücadele yılı ilan edilmiştir.) , çocuklarımızın çatışma ortamından uzaklaştırılmaları , çocuklara yönelik cinsel suçla mücadele başta olmak üzere; çocuklarımızın en temel haklarının sağlanmasına destek olarak öncelikle ; çocukluklarımızın mutlu ve özgürce yaşayabilmeleri için onlara hep birlikte  sahip çıkmaya devam etmeliyiz.                                                      

NOT :Her türlü görüş ve önerilerinizi mail adresimize ([email protected]) gönderebilirsiniz.