Cihan Yıldırım yazdı...
İYİ Parti’den seçilip AK Parti’ye geçtiğinde doğal olarak oy aldığı seçmeni kızdırdı. AK Partililer ise hafif tedirgin, biraz umutlu, çokça meraktaydı… Sonuçta “Eskişehirli’ bir vekilleri olmuştu…
Hatipoğlu ilk sınavını büyükşehir adaylığı ile verdi. Tabandan tavana tüm AK Parti seçmenini memnun eden bir kampanya ortaya koydu. Hatipoğlu, AK Parti’nin beşinci adayıydı… AK Parti seçmeni ilk kez bu kadar net konuşan bir aday görmüştü.
Sorunları iyi tespit etmişti… Cesareti ve etkili hitabetiyle ses getiren bir kampanya yaptı. Önceki adaylar kimseyi eleştirmeden, sadece ne yapacaklarını anlatmıştı. Hatipoğlu, Fatih Terim’in ‘bam bam bam’ taktiğini uyguladı.
Evet, seçimi kaybetti ama AK Parti ve geniş anlamda da ittifak seçmenini kazandı.
AK Parti’ye iyi bir başlangıç yaptı…
Aylar sonra partide yapılan toplantıda Murat Canözer’in kendisine etkili kampanya için teşekkür ettiği kulislere yansıdı. Hatta bu söylem ve duruşunu devam ettirmesi istendi. Hatipoğlu da yerel gündemden kopmadı, zaman zaman eleştiri ve önerilerini getirmeye devam ediyor.
Hatipoğlu, dört kez yenilen ve neredeyse hiç umudu olmayan iktidar seçmenini o dönem motive etti, heyecan getirdi. Zira AK Parti’nin bırakın kampanya yapmayı sokağa çıkacak hali yoktu!
Sonrasında Fatih Dönmez ve Prof. Dr. Ayşen Gürcan ile uyumlu çalıştı. Hatipoğlu’nun, Harun Karacan olması bekleniyordu! Harun Karacan büyük umutlarla göreve gelmişti ama sonraki süreçte beklenen performansı gösteremedi. Haklıydı haksızdı o ayrı tartışma konusu…
Günün sonunda partiye ve şehre küsüp kabuğuna çekilmişti. Karacan, şehrin 20-30 yıllığına abisi olma fırsatını hoyratça harcamıştı…
Hatipoğlu öyle yapmadı…
Zaman zaman gerginlikler yaşadı ama partili olduğunu hiç unutmadı…
İlçe başkanlığı seçimlerine müdahil olmadı. Burada gerginlik yaşanmasına fırsat vermedi. Sadece Av. Pınar Turhanoğlu Gücüyener’in Ankara’ya çağrılmasını ve dinlenmesini istedi. Sonrasında iki ilçe başkanının yönetim için isim önerisini de reddetti! Herkes kendi çalışacağı kadroyu kendi belirlemeli dedi.
Politikanın küçük ayak oyunlarına dahil olmadı. Burada hesap kitap işlerine girmedi.
Hatipoğlu aynı zamanda MKYK Üyesi… Bunun ‘havasını’ da hiç atmadı… Toplantı ve programlarda parti hiyerarşisi gereği en son konuşması gerekiyor. Karacan’ın bu konudaki hassasiyetini hatırlayınca… Neler, ne krizler yaşandığını hatırlıyoruz…
Hatipoğlu “Ben Fatih Bakanımın ve Ayşen Hocamın önüne asla geçmem. Bunu dikkat edilsin” diye talimat vermiş.
Sorunsuz, kaprissiz ilerledi Hatipoğlu… 40 yıllık partili sanki… Teşkilatlarda büyümüş gibi…
Şunu da ben atayayım, bir rektörde bana yakın olsun demedi…
Görevden alınan iki ilçe başkanıyla buluştu… Teşekkür etti, biriz beraberiz dedi… Belki de il başkanının yapması gerekeni yaptı… Partide yeni bir küskünlüğün önüne geçmeye çalıştı.
Son olarak Prof. Dr. Nabi Avcı’yı dinlemeye gitmiş… 2011-2023 arasında Eskişehir’de bakanlık ve vekillik yapan Nabi Hoca’ya “Bizim için kıymetlisiniz, yaptıklarınız unutulmaz” demiş. Ve Eskişehir’e davet etmiş…
Hatipoğlu’nun AK Parti yolculuğu böyle… Partiyi, teşkilatı bir arada tutmaya çalışan bir portre var karşımızda… Siyasette ve AK Parti’de ahde vefanın unutulduğu günlerde Hatipoğlu başka bir profil çiziyor.
Sonuç olarak Nebi Hatipoğlu, AK Parti’ye iyi geldi…