Öncelikle şunu hemen belirtelim… Seçimi Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı böyle bir soru, böyle bir merak dolayısıyla böyle bir gündem olmayacaktı.

Kılıçdaroğlu kaybetti ve “Nebi Hatipoğlu AK Parti’ye geçer mi” sorusu sorulmaya başlandı.
14 Mayıs’ta İYİ Parti’den Milletvekili seçilen Hatipoğlu, siyasete uzak bir isim. Başarılı bir sanayici ve aksiyon adamı…
Rahmetli Kemal Unakıtan ve Efsane Vali Kadir Çalışıcı ile el ele verip ESES’i 12 yıl aradan sonra Süper Lig’e çıkarmıştı.
Hatipoğlu demek hareket demek.
Eskişehirspor’a alınacak otobüs meselesinde “Ben alıvereyim” demişti.
Sanırım babaannesiydi… Tıp Fakültesi Acil Servise götürmüştü. Tekerlekli sandalye bulamayınca ertesi gün 100 tane falan alıp hastaneye bağışlamıştı.
2012 yılında ESO Başkan Adayı olmuştu. Kampanyayı hatırlayanlar bilir, her zaman iddialı bir isimdi… 
Hatipoğlu, kendisinin de dediği gibi siyasetçi değil.
Hatipoğlu “bir şeyler yapmak zorunda olan” biri… Aksi halde duramaz, rahat edemez…
Seçime giderken vaatlerine bakalım…
Kimseyi açta açıkta bırakmayacağım.
Eskişehirspor için gerekirse cebimden vereceğim ve takımı günün sonunda Süper Lig’e çıkaracağım.
Ankara’da güçlü kent lobisinden, iş aş demek olan sanayi yatırımlarına…
Hatipoğlu’nun pek çok vaadi iktidar ile mümkün olacak şeyler…
İşte bunu bilenler soruyor; Hatipoğlu AK Parti’ye geçer mi?
Hemen arkasından kendileri bu soruya cevap veriyor: Geçmeli! Eskişehir için geçmeli… Doğup büyüdüğü bu topraklara hizmet etmek istiyorsa AK Parti saflarına katılmalı.
Yine “Nebi Hatipoğlu zaten milliyetçi/muhafazakar bir çizgide… Sonuçta CHP’ye geçmiyor! Bu geçiş izah edilemeyecek bir geçiş değil” diyenler var.
Yaklaşık bir aydır konuşulan bu mesele hakkında Hatipoğlu henüz bir şey demedi. Sadece kulağına gittiğini biliyorum.
İYİ Parti Kurultayı sonrasına dikkat çekenler olmuştu! Bu noktada Hatipoğlu’nun İYİ Parti ile, Meral Akşener ile ilişkisinin yeni olmadığını hatırlatalım. Yaklaşık 2-3 yıllık bir mesai/diyalog söz konusu…
Sonuçta “Hatipoğlu ve muhalefet” kelimeleri çok yan yana gelmiyor, olmuyor. Hatipoğlu gibi en verimli çağını yaşayan bir aksiyon adamının beş yılını soru önergesi vererek, bazı şeyleri eleştirerek geçireceğini sanmıyorum.
Hatipoğlu iz bırakmak istiyor. Ve bunun yolu belli…