Yazımın hemen başında şunu belirteyim. İki üç gündür konunun tüm taraflarıyla görüşerek ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorum. ESKİ’de o gün ne oldu? Çadır neden ve nasıl karıştı? Mesele o kadar teknik ve çetrefilli ki henüz konuya tam vakıf olamadım!

Şunu anladım; mesele öyle ‘önerge vereyim, komisyon 10 dakika toplansın ve işi çözelim’ denecek bir mesele değil.
Geldiğimiz noktada sorun ‘teknik’ olmaktan çıkıp “Kazım Kurt’u övme yarışına” döndüğü için ‘siyasi’ boyut kazandı. Görüşmelerde o yönleri de masaya yatırdık!
Aldığım tüm notları sizlerle paylaşmak istiyorum…

Öncelikle herkes şunu kabul ediyor. Kazım Kurt isteğinde haklı. Sevinç, Ağapınar, Kireç ve Çavlum’da (köyden mahalleye dönen yerler) su tarifesinde adaletsizlik var. Tüm taraflar bu konuda hemfikir…

ESKİ’nin tarifesi nasıl? A, B, C ve D olmak üzere dört tarife var. A, Kent merkezi için suyun metreküpü 7,93 lira. D ise köyden mahalleye dönüşen yerler için… Suyun metreküpü 1,98 lira. Yani dörtte bir oranında…

Mağduriyet var mı, kesinlikle var. Söz konusu dört mahallede komşular suya farklı fiyat ödüyor. Burada biraz geriye gideceğiz. Köylerin mahalle olması, beldelerin kapanması, ilçelerin büyükşehir için oy kullanması, 2004’deki pergel yasa denilen düzenleme… 2012’de bi düzenleme daha… 2020’de bi düzenleme daha…

Kırsal mahalle, kırsal yerleşik alan… Müthiş bir imar bilgisi ve anlatma yeteneği gerekiyor. Evet bilmek yetmiyor, anlatmak da önemli. İşin içinde imar da var.
İlçe belediyelerine ‘meclisinizde karar alın ve kırsal mahalleleri bildirin. Mahalle statüsü olmayan yerlere kırsal yerleşik deyin” deniyor. Odunpazarı Belediyesi de bildiriyor… Bazılarına göre bu ilk bildirimde ‘hata’ yapıyor! Dört köydeki sıkıntı o yüzden yaşanıyor.

Eskişehir’de bu şekilde 385 mahalle var ama sorun sadece Odunpazarı’nın dört mahallesinde deniyor. Hatta ESKİ kaynakları iki mahallede ‘mağduriyet var’ diyor. Başkan Kurt, bu mağduriyeti gidermek için önerge veriyor.

Burada mağduriyet var ama ESKİ’nin hatası/kusuru yok. Kurt’un ifadesiyle bir buçuk yıldır, kimilerine göre de altı aydır gündemde olan bir mevzu. Bu süre içinde muhtarlar ve vatandaşlar çok yere başvuru yapıyor. Ortada bir hukuksuzluk yok. ESKİ mevzuata göre hareket etmiş.

Yani ortada öyle “Kazım Kurt, ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen’e ders verdi” gibi bir durum yok. Ders alması gerekenler bir buçuk yılda (ya da altı ayda) çözülemeyen bir mağduriyetin 10 dakikalık komisyonda çözülmesini bekleyenlerdir.

O komisyonda elbette çözülmedi! Plan Bütçe Komisyonu… Başkan İbrahim Arslan… Konuya hakim üç beş kişiden biri… Onun mecliste ve komisyonda sağduyulu önerileri ne yazık ki karşılık bulmadı. Hatta o gürültüde sesi bile duyulmadı!

Öte yandan ESKİ de çözümden yana… Dört mahallede (köyde) D yerine A tarife uygulasa ne uygulamasa ne? Dört mahalle demişken komisyon mealen “Bu konuyu biraz daha araştıralım. Başka mağduriyet var mı? Varsa hepsini birden yasal zeminde çözmenin yollarını bulalım” diyor.

Ama ne yazık ki birileri aceleye getiriyor ve acele işe ‘şeytan’ karışıyor!

Konunun bir de 22-19 boyutu var. Büyükşehir Meclisi aynı zamanda ESKİ Genel Kurulu… Yani CHP’nin bariz üstünlüğü var. 24 CHP + 2 DSP’li üye var. Toplam 26 yapıyor. AK Parti 19 + 1 MHP ise 20 oluyor. Oylamanın eşit olduğu durumlarda Başkan’ın oyu iki sayılıyor.

Suya zam talebi 22-19 ile reddedilmişti. Kazım Kurt ve iki CHP’li üye ret oyu vermişti. CHP’den 6 üye yoktu. Ahmet Ataç, Gürbüz Güller ve Uğur Tepe ile üç meclis üyesi genel kurula katılmadı. AK Parti ise tam kadro oradaydı. CHP kanadı altı eksik olduğu için oylama normal şartlarda 20-20 bitecekti. Başkan’ın oyuyla su zammı kabul edilecekti. Genel Kurul talebinin zamanlamasını ‘sıkıntılı’ bulanlar oldu.

Biraz da işin ‘siyasi’ yönüne bakalım…
CHP’nin Eskişehir’deki ‘aşırı kırılgan’ yapısı malum… Kazım Kurt’un il kongrelerine dahil olmasıyla başlayan ‘camdan CHP’ süreci, Recep Taşel’in seçildiği son kongreyle zirve yaptı! İşte bu son olayda ve sonrasında yaşananlarda biraz da bunu görüyoruz. CHP’nin bir kaşık suda boğulmaya hazır hale geldiğini gördük.

CHP için ömrünü veren Kurt’un çok sevdiği partisinin mezarını kazdığını görüyoruz! AK Parti’nin tam kadro olduğu kritik bir toplantıda AK Partililerle hareket etmekten çekinmedi. Akşama a haber’e çıkacağını bile bile AK Parti grubuyla hareket etti. Bunun partiye zarar vereceğini bile bile ‘su zammına’ hayır dedi.

Tırnak içine aldım çünkü şöyle düşünenler var; Kazım Kurt su zammına hayır demedi. Toptan oylandığı için böyle bir görüntü oluştu. Ayrı ayrı oylama yapılmadı. Mesele ‘karışık’ derken haksız değilmişim!

Kurt, aynı zamanda Büyükşehir Meclisi’nde CHP’nin Grup Başkanvekili… Grup Başkanvekili olarak bir karar alıyor ve arkasında sadece iki kişi geliyor! Kalan CHP’liler rapor doğrultusunda hareket ediyor. Hani en büyük CHP’li Kazım Kurt’tu? Kendisini böylesi bir olayda ‘tartışmaya açması’ Kurt’un ruh hali hakkında bilgi veriyor.

Öğrenemediğim şeyler de var. Kurt’un önergesinden ESKİ’nin haberi var mıydı? Bu sorunun cevabı önemli.

Sonuç…

Sonuç yok, bu tartışma daha çok su götürür. ESKİ çalışıyor, Büyükşehir ekipleri çalışıyor. Su zammı yakın zamanda tekrar gelecek genel kurula…

Kaybeden CHP oldu… Son yıllarda CHP’nin kaybettiği pek çok olayda olduğu gibi sorumlu da Kazım Kurt. Kurt yaşlandı! Eskiden ‘haksızken’ yarım saat konuşunca ‘haklı’ olurdu. Şimdi haklıyken haksız konumuna düşüyor. Üstelik hiç konuşmadan tek bir oyla, tek bir önergeyle…

Devam ederiz…