Ruslar’ın sıcak denizlere inme politikası vardı… Ortaokuldan itibaren derslerde hep gördüğümüz ve hep denenen bir şeydi. Eskişehir’in de benzer bir hikayesi var. Sanayisini limana, özellikle de Gemlik Limanı’na bağlama hikayesi…
Ben iki yıldır köşe yazarıyım. Dolayısıyla son iki yıla yakından tanığım. Elbette fazlası var… Tıpkı Eskişehir’in fuar merkezi hayali gibi… En az yarım asırlık bir hikaye…
Bu süre zarfında kimler geldi kimler geçti ama hedef değişmedi. Çünkü bir türlü yerine gelmedi. Eskişehir’de üretilen malların ucuz, güvenilir ve çevreci bir şekilde dünyaya ulaşması için Gemlik Limanı’na bağlanmamız gerekiyor.
Ne yatırımlar kaçtı? Kimler demiryolunun liman bağlantısı yok diye vazgeçti? Hatta belki mevcut yatırımını limana yakın bir yere götürenler…
Belki de TOGG’un üretimine ev sahipliği yapardık! Devrim ile ilham verdik ama TOGG’u bu topraklarda üretemedik. Evet, Gemlik’te üretiliyor.
Sonra deniz, liman hayali bitmiyor…
Plaj geldi, gondol var, botlar var… İskele var, Liman Caddesi bile var. Sarısungur’da Kano Yarışları var… Yeni Yol Okulları’nın yelken takımı var…
Daha neler neler…
Limana bağlantı hariç denizle ilgili her şey var!
Son zamanlarda bağlantı konusunda da güzel gelişmeler oluyor. Bu kez olacak galiba dedirtiyor.
Eskişehir’in tüm sanayi ve ticaret hayatını kökten değiştirecek. Tıpkı 150 yıl önce demiryolunun bu kente gelmesi gibi…
Eskişehir’in ulaşım hikayesi büyük ölçüde tamamlanmış olacak.
Demiryolu gelince Eskişehir’de üretilen ürün ve malların değeri arttı, çeşidi arttı… Gemlik Liman bağlantısı da benzer bir etki yapacak.
Emek verenlere teşekkür ediyorum. Eskişehir, çok önemli bir virajı dönmek üzere…
Meselenin bir de AB Yeşil Mutabakatı boyutu var. Demiryolu ihtiyaç değil, zorunluluk!