Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim öncesi müjdeler vermeye devam ediyor.

Asgari ücretle ve Karadeniz'deki doğalgazın kullanıma sunulacağı ihtimaliyle başlayan süreç, EYT ile devam ediyor.

Malum bugün enflasyon rakamları açıklandı. 

Türkiye İstatistik Kurumu tüketici fiyat endeksini yıllık yüzde 64,27, aylık yüzde 1,18 olarak duyurdu.

Bir de akademisyenlerden oluşan bağımsız araştırma grubu var bildiğiniz gibi adı ENAG.

ENAG'a göre ise tüketici enflasyonu aylık yüzde 5,18, yıllık ise yüzde 137, 55 olarak gerçekleşti.

Artık kime inanacağınız size kalmış.

Ama enflasyonun yüzde 64 olduğunu söylemek safdillilik olur.

Bunu not etmekte fayda var.

Gelelim Erdoğan'ın erken yapılacağı çok fazla dillendirilen seçimden önce peş peşe hayata geçirdiği ve geçireceği konuların hayatımıza nasıl dokunacağına...

Daha önceki yazılarımda da öngörüde bulunup yazdığım gibi...

Enflasyon rakamları açıklandı ve gözler memur ve emeklilere ne kadar zam yapılacağına çevrildi.

Normal koşullarda açıklanan enflasyon rakamına göre memur ve memur emeklilerinin maaşları, toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkıyla yüzde 16,4 zamlanırken SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşları yüzde 15,4 artacak.

Seçim öncesi Erdoğan'ın memurlara yüzde 16,4, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,4 oranından daha fazla zam yapacağına, bir refah payı vereceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Tahminimi sorarsanız eğer yüzde 25-30 arasında bir zam yapacak.

Erdoğan, yarın konut kredi kampanyasını da duyuracak, daha doğrusu müjdeleyecek...

Konut fiyatına göre yüzde 0,69 ile 0,99 oranında açıklanması beklenen kampanya ile piyasada hareketlilik yaşanacak...

Ancak bu bir miktar parası olan ve aylık kredi taksidini ödeme gücü kalanlar için olumlu bir gelişme olur.

Sonra...

Sıra otomobile gelecek. 

Otomobilde ise ilk aracını alacaklar için bir sıfır ÖTV sürprizi olabilir.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bunu ilk aracını alacak gençler için vadetmişti biliyorsunuz.

Erdoğan'ın burada el büyütüp, ilk aracını alacaklar için sıfır ÖTV düzenlemesi getirmeyi planladığı konuşuluyor...

Bitti mi?

Bitmedi tabii ki...

Sıra tüketiciler ile iş dünyasına özel düşük faizli kredilere gelecek.

O da şubat-mart gibi açıklanır...

Buradan da anlaşılacağı gibi konut, otomobil ve tüketici kredisi taleplerini seçim yılına ertelemek çok mantıklı bir davranış gibi görünüyor.

Baksanıza müjdeler, kampanyalar yağdıkça yağıyor...

Nereden geliyor bu değirmenin suyu ya da su var mı? diye sorarsanız...

Söyleyeyim efenim ancak bu köşeye bir tablo ile bir değerlendirme koyduktan sonra...

Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara dün bir twit attı ve dış ticaret dengesine ilişkin 2013'ten 2022'ye kadar olan rakamlarını paylaştı.

Gördüğünüz gibi tablo bu.

Hakan Kara, şu notu düşmeyi de ihmal etmemiş...

"Faizi indirince dış denge fazla verecek, döviz bolluğu ile kur ve enflasyon düşecekti. Tüm zamanların en hızlı çöken teorisi olarak tarihe geçti." 

Enflasyon rakamlarına ilişkin de "Ücretiniz geçmiş enflasyona göre artsa dahi, enflasyon refahınızdan çalar. Düşük ölçülüyorsa daha fazla çalar" demiş.

Türkiye'nin kredi musluklarını böylesine açıp, döviz kurlarını ise aynı seviyede tutmak için milyarlarca dolar bozdurarak piyasaya müdahale edecek bir rezervi yok.

Türk Lirasında para basıp, enflasyonu düşük göstererek belki bir operasyon yapabilirler ama iş dövize geldiğinde işler öyle olmuyor.

Çünkü takas para ve Arap coğrafyasından alınan borç paralarla bir yere kadar dövizi bu seviyede tutabilirsiniz, ya sonra?

Batı dünyasından tek bir dolar gelmediğinde, yeni dış yatırım olmayınca...

Başta ülkeye duyulan güvenin erozyona uğraması olmak üzere işler sarpa sarıyor.

Yani bu ekonomi politikası duvara tosladı.

Acısı seçimden sonra yeni vergiler ve iğneden ipliğe her ürüne gelecek yeni zamlarla çıkacak.

Yani bedelini biz ödeyeceğiz...            

Seçim öncesi başka ne gibi sürprizler bizi bekliyor derseniz...

Vallahi ben bu işin genel affa kadar gidebileceğini düşünüyorum...

Çünkü Erdoğan ve AK Parti'nin bu seçimi almaktan başka hiçbir çıkış yolu yok.

İmamoğlu'nu bile saf dışı bırakmak için göze alınlanları görünce bu düşüncemin ne kadar doğru olduğuna bir kez daha inandım.

Aklıselim bir ekonomi politikası uygulayacak, yani dünyadaki 195 ülkenin yaptığı gibi rasyonel bir iktisat politikasını yeniden hayata geçirecek bir yönetim, tüm bu olup bitenlerin ekonomi kısmını halledebilir.

Demokrasi, insan hakları, kadın cinayetlerinin önlenmesi, fikir hürriyeti, üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü, hakça bölüşüm ve cahilliğin kutsanmadığı bir anlayışın ülkemizde egemen olması ise yıllarımızı alacak gibi görünüyor.

Ama yine de umudumuzu kaybetmeden her yurtsever gibi bunun bir gün gerçekleşeceğine olan inancımızı diri tutacağız…

Çünkü gidecek hiçbir yerimiz yok…

Kalın sağlıcakla.