Başlıkta yer alan ifade halk arasında sıkça kullanılır. Alırken bütün gücünü kullanıp ve kolaylık gösteren, verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse için kullanılan bir deyim.

Yapılan zamlar bunu hatırlatıyor.

Düşünsenize asgari ücrete yapılan yüzde 54,4 zammın olduğu sırada Türkiye yüzde 84 enflasyon yaşıyordu.

Dün enflasyon rakamları açıklandı.

Baz etkisiyle yani geçen yılın aralık ayı ile bu yıl aralıktaki enflasyon farkından kaynaklı 20 puanlık gerileme sonucu enflasyon yüzde 64 olarak tahminlerin 3 puan altında açıklandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllık enflasyon rakamları açıklanınca memur ve emeklilere yapılacak zammı yüzde 25 olarak müjdeledi.

Peki devletin, "maktu vergi cezaları, ehliyet harcı, pasaport harcı, trafik cezaları, çevre temizlik vergisi, emlak vergisi, değerli konut vergisi, yargı harçları, gelir vergisi" gibi vatandaştan aldığı ve "yeniden değerleme oranı" diye açıklanan vergiyi yüzde kaç artırdı?

Yüzde 123.

Yani memura, emekliye zam verirken TÜİK'in 6 aylık yüzde 15'lik, yıllık ise yüzde 64'lük enflasyonu göz önüne alınacak, devlet vatandaştan alırken yüzde 123 zam yapacak...

"Alacağına aslan vereceğine tilki" deyimi burada kendine güzel bir yer buluyor.

TÜİK'in hesabına göre bir yılda yüzde 64 enflasyon gerçekleşmiş. Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) hesabına göre yüzde 137,5, İstanbul Ticaret Odası'nın hesabına göre ise yüzde 93.

İşte zurnanın "zırt" dediği yere geliyoruz...

Çalışan ve emekli kesimin maaşlarına, düşük gösterilen enflasyona göre zam yaparsanız, işte orada yoksulluk baş gösterir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de 2021 yılı itibarıyla yaklaşık 2,7 milyon memur var.

Son çıkartılan EYT düzenlemesi öncesi 6 milyon SSK, 1,7 milyon Bağ-Kur, 1,6 milyon emekli sandığı statüsünde olmak üzere toplam 9 milyonu aşkın kişiye emekli aylığı ödeniyor.

Erdoğan'ın açıkladığı yüzde 25'lik zam yaklaşık 12 milyonu ilgilendiren bir karardı.

Aileleriyle düşündüğümüzde kaç milyon kişiyi ilgilendirdiğini siz hesaplayın artık...

Milyonlarca kişi, tartışmalı TÜİK enflasyonuna kurban edildi, hayat pahalılığına yenik bırakıldı.

Yapılan zam ne memuru ne de emekliyi tatmin etti.

Seçim öncesi kaş yapayım derken göz çıkardıklarının farkındalar mı bilmem...

Ancak "ha düştü ha düşecek" denilen enflasyon kağıt üzerinde 20 puan birden gerilemesine karşın piyasada böyle bir durum söz konusu değil.

Bırakın her şeyi daha dün temel besin kaynaklarından ekmek, et ve yumurtaya zam geldi.

Alacağına aslan vereceğine tilkilik hele bir de devletteyse...

Varın gerisini siz düşünün.