Kurulduğu ilk yıllarda Hasan Polatkan Bulvarı’ndaki apartmanın yanılmıyorsam iki katında hizmet veriyordu. Fiziki imkanlar kısıtlı olmakla birlikte fena bir yer değildi. Ulaşım, erişilebilirlik vs. açısından iyi sayılırdı.
İktidar Partisi sonraki yıllarda tüm birimleriyle Yunusemre Caddesi’ne taşındı. Merkezde 7-8 katlı bir binaya…
İl, ilçe, kadınlar, gençler…
Hepsi aynı apartmanda…
Fiziki mekan olarak elbette daha genişti ama ulaşım ve psikolojik erişim açısından sorunlu bir yerdi.
Nitekim dönemin Odunpazarı İlçe Başkanı Coşkun Yaşar Şengün, ilçe binasını Asarcıklı’ya taşımıştı. İlk toplantısında da “Halkla iç içe olacağımız bir yer bulduk” demişti.
Şengün’ün açılımı parti adına doğru olsa da pek kabul görmemişti. Sonra Odunpazarı teşkilatı da ana binaya taşınmıştı. 
Bu Odunpazarı’nın taşınma olayı 2010 yılında olmuştu.
O günden sonra taşınma fikrini kimse düşünmedi ya da düşündüyse bile hayata geçiremedi.
Oysa AK Parti iki merkez ilçe teşkilatını kenar semtlere taşıma işini ciddi ciddi düşünmeli. Yunusemre Caddesi’ndeki bina İktidar Partisi’ni halktan biraz kopardı.
İl Başkanlığı belki olabilir ama Odunpazarı ve Tepebaşı’nı mutlaka taşımalı. Yeni dönemde buna ihtiyaç olduğu görülüyor.
Elbette her türlü iletişim aracı var. Herkes herkese anında ulaşıyor. AK Partili politikacılar ulaşılabilir durumda. Mahalleler de ihmal edilmiyor. Her vesileyle mahalle ziyaretleri yapılıyor.
Öte yandan yüz yüze siyasetin gücü göz ardı edilmemeli.
Odunpazarı’nı Emek’e, Tepebaşı’nı Çamlıca ya da Şirintepe’ye taşıyan bir AK Parti, müthiş bir sinerji yakalayabilir.
Giderek ‘devlet dairesine’ dönen teşkilatları yeniden parti hüviyetine sokabilir.
Yeni seçim sistemi üzerinde tartışılıyor…
Daraltılmış bölge seçim sistemi…
Yeni sistem hayata geçerse ilçe teşkilatlarının merkezden çevreye taşınması daha da önem kazanacak. İlçe başkanları ve yönetimleri sorumluluk alanlarına daha iyi sahip olurlar.
AK Parti, halkın randevu falan almadan doğrudan ulaşabileceği bir yeni bir yapılanma içine girmeli.