Günlük hayatımız da sıklıkla duyduğumuz “Kendini bilmek, sözünü tartmak, ölçüyü kaçırmamak” gibi dilimize pelesenk olmuş söylemlerimiz vardır.

Son günlerde Eskişehir Fuar Alanı ile ilgili iddialı açıklamaları, mübalağa sınırlarını aşan benzetmeleri ve insanın aklıyla dalga geçen tespitleri görünce aklıma bunlar geliyor.

Baştan belirteyim ki, Eskişehir Fuar Alanı şehre kazandırılmış bir yatırımdır ve şu saatten sonra desteklemek her Eskişehirliyim diyenin görevidir.

Aklı başında kimse bu alan atıl duruma geçsin, zayıflasın, değer üretmesin istemez.

Fakat

Aklı başında hiç kimse de fuar alanı ve hacmi ile ilgili tespitler yaparken insanın aklıyla dalga geçmeye de kalkmaz.

1’İ 100 yaparak durduk yere insanın kafasına soru işareti koymaz.

Benzetmeleri ile bu şehrin insanını Dünyadan bir haber, ne dense inanır gibi zannetmez.

Özellikle bunu yapan kişiler fuarı işleten yetkili isimlerse ve bunu sık sık tekrarlıyorsa ortada bizim anlamadığımız başka bir sorun var demektir.

Fuar işletmesinden sorumlu yetkililer diyor ki;  “Eskişehir Fuarcılığın Merkezi oldu! Fuar katılımıyla ilgili beklentilerimiz umduğumuzu karşılıyor, Stant açanlar yüzde 90 memnun, Eskişehirliler fuarları çok sevdi”

Görünen o ki fuar işletmecileri rakamlarla yapılamayanı ikna yoluyla gerçekleştirmeye çalışıyor. Söylemlere bakılınca tüm dünyada ve dahi Türkiye’de fuarcılık hızla ivme kaybederken Eskişehir’de artış gösteriyor.

Henüz ilk yılı dolmamasına rağmen Eskişehir yıllardır fuarcılık yapan şehirleri solladı, sene de 30 fuar yapan şehirler dururken bu işin merkezi oldu.

Dost acı söyler ama bu söylemler içi doldurulmadıkça bana göre fuara zarar veren söylemler.

Bilgi ve iletişim çağında insanların istedikleri her detayı verilerle öğrenebilme imkânı çok kolayken söylemek ise daha da üzücü.

Eskişehirliler fuarları sevdi ise bana göre daha fecaat keşke Bursa, Ankara, Kütahya, Bilecik, Afyonkarahisarlılar bizden daha çok sevseydi bu fuarları.

Dışarıdan katılan firma sayısı da, ziyaretçi sayısı da bizden daha fazla olsaydı da bu şehrin oteli, restoranları, taksileri, esnafı da bundan nasibini ziyadesiyle alsaydı.

İnşallah ileride daha iyi olur, şehre daha çok katkı sağlar, bunun için umarım çok güzel çalışmalar yapılır ama şu an fuarla ilgili tespit ve güzellemeler yaparken lütfen tadını, tuzunu kaçırmadan ilerleyelim.

Bakın Antalya’da henüz 2016 yılında üstelik 800 milyon TL yatırımla faaliyete geçen EXPO Fuar alanı nicedir atıl durumda ve düğün salonu olarak kullanılıyor.

Antalya senede 20 milyondan fazla turist konuk ederken, Bakanlıkların ciddi destek ve teşvikleri varken, Antalya Turizm gelirleri dışında ki ihracat rakamlarına bakınca dahi Eskişehir’den kat kat üstteyken sadece 2 sene sonunda adeta iflas bayrağını çekiyor.

Biz ise Fuarcılığın kalbi, merkezi olduk diye birbirimizi ikna ederek güzelleme yapmaya çalışıyoruz.

Başta da belirttiğim gibi Şehir bizim, fuar bizim, iyi olsun, katma değer sağlasın, bir gün inşallah arzu edilen hedeflere beraberce ulaşalım.

Lakin henüz emeklemeden koşmaya, koşmayı bırakın havada çift takla atmaya kalkmayalım lütfen.

Bugün fuar için ne güzelleme yaptık ruh halinden kurtulup, bu fuar için ne yapabiliriz sorusunun peşine düşelim.