Cihan Yıldırım yazdı...

Babalar ve Oğullar, Turgenyev’in meşhur romanlarından… Rusya'nın, batılılaşma hareketi yüzünden yaşadığı çatışmanın kuşaklar üzerindeki etkisini anlatıyor.
Oğullar ve Kızlar… Böyle bir hikayede yazılabilir… En azından köşe yazılmalı diye düşündüm. Burada da bir çatışma var. Zengin, meşhur ya da siyasinin evladı olmak… Çatışma noktamız tam burası…
Çocukken ‘özenirdik’ zengin, meşhur ya da ünlü siyasilerin çocuklarına…
Aklımız biraz başımızı gelince hiç de öyle olmadığını kimi zaman çok yakından tanık olduğumuz örnekler üzerinden yaşadık, gördük.
Zordur zengin, meşhur ya da siyasinin çocuğu olmak.
Daha hayata başlamadan ‘bedel’ ödemeye başlar ve bu hiç bitmeyecek bir bedeldir. Ömrünün sonuna kadar ödemek zorundadır. Belki tercih şansı olsa çoğu istemezdi böyle bir ‘ailede’ dünyaya gelmeyi…
Ama Dücane Cündioğlu’nun de dediği gibi; Yaşamı seçmedik, ona maruz kaldık…
Son olarak Kazım Kurt’un kızı gündeme geldi. Daha doğrusu yine gündeme geldi. Ara sıra geliyor çünkü… Hiç kuşkum yok, bundan sonra da gelecek! Çünkü ünlü bir siyasinin kızı…
Yeteneği, mezuniyeti falan kimsenin umurunda değil. O Kazım Kurt’un kızı! Burada yapılan eleştiriler için haklı ya da haksız demiyorum. Yapılmasını ‘normal’ buluyorum.
Hatta Kurt gibi tecrübeli bir ismin konuyu gündemine almasına şaşırdım! Kurt’un kızı ‘savunulamaz’ bir durumda… Neden? Çünkü şuradan mezun desen binlerce mezun var… Bunları yaptı desen onları yapan binlercesi var…
Belki kendi tırnaklarıyla kazıyarak geldi o noktaya… Ama ne yaparsa yapsın o Kazım Kurt’un kızı! Genel kanı, geldiği noktaya ‘kayırma’ olmadan gelemeyeceği yönünde…
Kurt Ailesi yine şanslı! CHP’li oldukları için bu konuda pek eleştiri almıyorlar… Bir AK Partilinin oğlu ya da kızı böyle bir şey yapsaydı her şey daha kötü olurdu. 
Örnek… AK Partili Harun Karacan’ın büyük oğlu Alihan… Alihan, THK Eskişehir Şube Başkanı oldu… Hayır işi yapacak bir kurumun başına geçti… Tüm Türkiye çocuğun ve babasının içinden geçti. Oysa Alihan yetenekli çocuk. Onun döneminde tüm bağışlarda rekor kırdı THK. Elbette kimsenin umurunda olmadı.
Zordur zengin, meşhur ya da ünlü bir siyasinin çocuğu olmak…
Şimdi aynı durum AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan’ın oğlu için söz konusu…
Zordur böylesi konumlarda insanların evladını saklaması! Ayrıca neden saklayacaklar? Bir şey yapmak, başarmak onların hakkı değil mi? Maalesef toplum böyle düşünmüyor…
Bu konumdaki çocuklar dediğim gibi hep bir bedel ödemek zorunda!
Bunu başaran babalar var… Ahmet Ataç’ın oğlu olduğu Diş Hekimleri Odası Başkanı olduğu zaman öğrenildi. Burada da ‘babadan oğula’ eleştirisi yapıldı. Ama gerçek öyle değildi! Başkan olmak istemiyor insanlar artık böyle yerlere… Baro’da da bunu gördük!
Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’nin iki oğlu var… Kamuoyu pek tanımaz… Yine Yılmaz Büyükerşen’in kızları… İşinde gücünde insanlar… Yanından geçseler kimse tanımaz. Belki babalarının belki kendi tercihleri…
Doğru mu yanlış mı?
Bu insanlara biraz haksızlık mı? Belki…
Nabi Hoca’nın beş evladı var… 2011-2023 arasında vekillik, bakanlık yaptı. Hiçbirini duymadık. İsimlerini bilmeyiz. Şimdi son günlerde birinin Türk Dünyası Vakfı’nda görev aldığını duyuyorum. 
Celalettin Kesikbaş’ın kızını kimse bilmiyor, Sinan Özeçoğlu’nun oğlu şehir yönetiminde söz sahibi…
Hangisi doğru yaptı? Hangisi evladına haksızlık yaptı?
Zordur zengin, meşhur ya da ünlü bir siyasinin çocuğu olmak…