Cihan Yıldırım yazdı...
AK Parti’nin Erdoğan sonrası için dört başı mamur bir senaryosu yok. Erdoğan sonrasını bile Erdoğan’ın kendisinin belirleyeceği bir senaryo en baskın olanı. Öte yandan CHP kendi devingenliği içerisinde pek çok aktörü bulup, siyaset arenasına sokmakta oldukça mahir.
Bu durumun Eskişehir’e yansıması da üç aşağı beş yukarı aynı. Eskişehir’deki AK Partili “aktörler” bir siyasetçiden çok bir bürokrat görünümünde. Yerelde politika üretmekten çok merkezden gelen “emir ve talimatları” konforu içinde hareket ediyorlar.
Bu durumun kent siyasetine olumlu ya da olumsuz hiçbir şey katmaması bir yana bir siyasetçinin asgari düzeyde alması gereken risklere de sırt dönülmesine yol açıyor. Haliyle AK Parti’nin yerelde aktör çıkarması mucizelere kalıyor. Ayrıca bir aktör çıksa ne olacak!
Tüm aktörler aynı vasat senaryo ile bir anda perde arkasına atılabiliyor.
Öte yandan CHP sadece son birkaç yılda çok ciddi aktörler Eskişehir siyasetine sokmayı başardı. Mesela Talat Yalaz. Seçim döneminin kriz ortamında gerçekleşen bir kongreden çıktı. Parti içi tartışmaların pişirdiği bir il başkanı olarak seçim sürecinde esti gürledi. Şuanda Yalaz’ın Eskişehir siyasetinin ciddi bir aktörü olmadığı kimse söyleyemez zannediyorum.
Tabi ki asıl başrol oyuncusundan da bahsetmeden geçmek olmaz. Hatırlayalım. CHP’nin büyükşehir adayı konusunda yaptığı ateşli tartışmaların arasından sıyrıldı geldi. İki büyük belediye başkanının kora kor mücadelesine Yılmaz Büyükerşen gibi belediyeciliğe damga vuran bir isim dahil olmuştu. Genel başkanın defalarca şehre gelip gitmesine neden olan kaotik bir ortamdan söz ediyoruz. Hatta pek çoğu bu tartışmaların CHP’ye zarar vereceği tahminin de bulundu. Şuanda neredeyse yazı alanı içine giren tek aktör, şehir için riske giren, şehir adına bir şey söyleyen veya yapan diyelim Ayşe Ünlüce işte bu olumsuz olarak bakılan tartışmaların neticesinde o koltuğa oturdu.
Merkezden gelen talimatlar ile AK Parti’nin Eskişehir siyasetine armağan ettiği isimlere bakın bir de CHP’nin tartışmalarından çıkanlara…
Tüm bu söylediklerim sonrasında şunu söylemek yanlış olmaz zannediyorum. Bir dönem AK Parti’nin Erdoğan’a ihtiyacı vardı. Fakat şimdi Erdoğan’ın AK Parti’ye ihtiyacı var. Tabiki böyle bir parti kaldıysa…