1.    İlk defa seçime aylar kala adaylığı talep etti 
2.    Normalde haftada iki-üç tane ‘haber değeri’ olan bülten yollayan Büyükşehir Belediyesi seçime sayılı günler kala günde beş-altı haber servis etmeye başladı
3.    Büyükerşen’in yıllardır ‘küs, kızgın ve mesafeli’ olduğu Erman Gölet ile görüşmesi
4.    Diğer seçimlerin aksine Ahmet Ataç’ı devre dışı bırakmak için herhangi bir girişim yapmaması
5.    Kırsal kesim için peş peşe proje açıklaması
6.    Hoca’ya yakın bazı isimlerin Sakallı’ya yüklenmesi
7.    Esnaf ve hemşeri derneklerini ziyaretlerini artırması
8.    Rakibi Burhan Sakallı’nın ‘sakin ve barışçıl’ bir kampanya yürütmesi nedeniyle konum almakta, mesaj vermekte zorlanması
9.    MHP’nin Cumhur İttifakı kapsamında Büyükşehir’e aday göstermemesi ve İYİ Parti’nin Odunpazarı’nda aday çıkarmasına engel olunamaması
10.    Fox Tv’ye çıkıp kendini ve yaptıklarını anlatması

Hoca’yı öldür hakkını ver
•    Seçime sayılı günler kala Yeşiltepe’de daha iyi bir yaşam isteğinden vazgeçmiyor. Alın size üç kat, beş kat popülizmi yapmıyor. En kritik seçimine giderken bile doğru bildiğini yapmaktan geri durmuyor.
•    Eskişehirspor’a yardım konusunda da durduğu yerde duruyor. Kim ne derse desin milim kıpırdamıyor. ‘Hocam seçim var’ diyenlere ‘Yasalar ne diyorsa o, aykırı iş yapamam’ diyor
•    Danışmanların ‘Hocam şöyle bir konuşma yapsanız’ teklifini reddediyor
•    Yakın çevresinin ‘Şu isimlerle bi konuşsanız’ önerisini duymamış gibi yapıyor
•    Partili isimlerin ‘Bi selam gönderin’ dediği isimlere dönüp bakmıyor
•    Hocam şu kararı biraz gevşetin, hayır...
•    Biraz taviz verin, olmaz...
Yılmaz Büyükerşen’i pek çok konuda eleştirebiliriz. Yaptıkları, yapmadıkları... Bir konuda hakkını teslim etmeliyiz. Hoca, önceki dört seçiminde olduğu gibi bu seçimde de popülizm yapmıyor. Doğru bildiğini, inandığını yapıyor.

Hızlı, sessiz ve ateşli...
Cumhur İttifakı Tepebaşı Adayı Hasan Tuç, temposunu giderek artırıyor. Sahayı boş bırakmayan Tuç, evler, iş yerleri, STK’lar, dernekler derken çalınmadık kapı bırakmayacak gibi... Güne çok erken başlayan Tuç, gece geç saatlere kadar mesai yapıyor. Tuç, gençliğinin de verdiği enerjiyle adam adama çalışma yürütüyor. Medyada pek yer almıyor ama derinden bir çalışma yürütüyor. Şu ana kadar sessiz sedasız bir kampanya yürüttü. Duyumlarıma göre üç beş gün sonra kampanya ‘boyut’ değiştirecekmiş. Tuç’u daha ‘ateşli’ göreceğiz... Tuç ile ilgili son olarak şunu paylaşmak istiyorum. Tuç, ittifak ruhuna uygun hareket ediyor. MHP ve BBP’lilerle hatta Saadet Partisi’ne gönül verenlerle arası çok iyi. Bu elbette bugün yarın kurulmuş bir ilişki değil. Yıllar içinde oluşyan dostluklar bunlar... Tuç, bu konuda AK Parti’nin en rahat adayı denebilir.

Kırılma anı yaşanmadı
Seçime yaklaşık bir buçuk ay kaldı. Nazar değmesin, sakin ve huzurlu bir kampanya süreci yaşıyoruz. Hem de aşırı sakin... Kimse kimseyi doğrudan hedef almadı sayılır... Adaylar birbirine sesini bile yükseltmedi... Partiler nezaket kuralları içinde hareket etti. Vaatler, projeler, hayaller olgunlukla açıklandı aynı olgunlukla karşılandı. Yani şu ana kadar özellikle kararsız seçmeni etkileyecek bir ‘girişim’ olmadı! Aboooo diyeceğimiz bir şey duymadık. Ooooo denecek bir cümle de yok. Off offf offf dedirtecek bir gönderme de yapılmadı. Tarihten haberi olmayan biri gazeteleri okuyup, tv’lere göz atsa ‘seçime iki yıl var’ zanneder... Adaylar sakin, vekiller yok, il başkanları idare ediyor... Böylesi bir kampanya dönemini ilk kez görüyorum. Bir gariplik var bu işte... Seçimin ‘kırılma anı’ yaşanmadı.

Volkan Doğan hemen vazgeçmeli
•    Mükemmel görünmekten
•    Güçlüyüm imajı vermekten
•    Kusursuz olma çabasından
•    Asfalt parasını gündemde tutmaktan
•    Profesyonel ‘işler’ yapmaktan
•    20 saat çalışmaktan
•    Durup durup Ülkücülere selam yollamaktan