Hüseyin Akçar yazdı...
Tarımsal üretimde adil, sürdürülebilir ve yerli politikaların öneminin her geçen gün daha da arttığı bir dönemde, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği DORLİON Zeytinyağı projesi, yalnızca bir gıda markası değil; aynı zamanda bir vizyonun, bir kalkınma modelinin ve sosyal sorumluluğun somut bir karşılığıdır. Bundan tam bir sene önce Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’nin vizyon toplantısında ekrana yansıttığı yerel zeytinyağı üretimine çoğu kişi o dönem için inanmamıştı. Eskişehir mi – zeytinyağı mı? demişlerdi. Şimdi bunu söyleyenleri DORLİON Zeytinyağı’nın tadına bakmaya davet ediyorum.
DORLİON Zeytinyağı’nın hikâyesi, belediyenin Mihalgazi ve Sarıcakaya başta olmak üzere verimli mikroiklim bölgelerinde, küçük üreticiyi desteklemek amacıyla başlattığı tarımsal kalkınma projelerine dayanıyor. Zeytinlik alanlar, yerel üreticilerin çabalarıyla yeniden hayat bulmuş durumda. Sarıcakaya İlçesi Mayıslar mahallesindeki zeytin üreticilerinin bahçeleri tek tek gezilerek itinayla zeytin meyvesi toplandığı; sonrasında bunun mobil zeytin işleme makinesi ile işlendiği ve gerçekleşen prosedürlerden sonra sofralarımıza taşınan bir zeytinyağından bahsediyoruz. Orta Sakarya Vadisinde zeytin yetiştiriciliğini artırmak açısından büyük bir başarı.
DORLİON Zeytinyağı’nın yapımına dair biraz araştırma yaptığımızda; geleneksel yöntemlerin modern teknolojiyle buluşturulduğu soğuk sıkım yöntemiyle elde edildiğini öğreniyoruz. Bu yöntem sayesinde zeytinin doğasındaki antioksidanlar, vitaminler ve aroma profili korunuyor. Zeytinyağı, dinlenme ve filtreleme işlemleri sonrasında hem gurme damaklara hem de sağlıklı beslenmeyi önceleyen tüketicilere hitap ediyor. İnanın çoğu kişi kullanmaya bile kıyamadıklarını belirtiyor. Bunu ancak kullananlar anlayabilir. Bu bir abartı değil.
DORLİON, yalnızca söylemde değil; bilimsel verilerle de kendini ispatlamış durumda. Zeytinyağı’nın üstün kalitesi, laboratuvar testleriyle bilimsel olarak tescillenmiştir. Zeytindostu Derneği tarafından düzenlenen 18. Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda, Dorlion zeytinyağımız üç ayrı hasat çeşidiyle de ödüle layık görüldü. Bu kadar kısa zamanda böylesine bir başarıya ulaşmak ayrı takdir edilmesi gereken bir durum. Bu konuda başta Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi ve emeği geçenleri kutlamak gerekiyor.
DORLİON’un en büyük farkı, arkasında özel kâr amacı güden bir şirket değil; kamu yararını gözeten bir belediye politikası olması. Bu modelde üretici ve kamu el ele veriyor. Ortaya çıkan gelir yalnızca ekonomik değil; sosyal bir kazanç da sağlıyor: Kadın üreticilerimiz, çiftçilerimiz destekleniyor; kırsal göçün önüne geçiliyor, yöre halkı üretime katılarak kendi toprağında geleceğini inşa ediyor.
Markanın anlamına geldiğimizde de tarihten ayrı bir ilham alındığını söylemezsek ayıp olur. DORLİON ismi, antik Frig uygarlığına ve Eskişehir’in kadim köklerine bir selam niteliğinde. DORLİON, hem Eskişehir’imizin eski ve orta çağlardaki ismini yansıtırken hem de Frigya’nın mitolojik simgelerinden biri olan aslanı temsil eder. Güç, direnç ve asaleti simgeler.
Tıpkı bu zeytinyağının üretim sürecinde olduğu gibi: Emek var, sabır var, toprakla kurulan güçlü bir bağ var.
DORLİON Zeytinyağı, dışa bağımlılığımızın kendi imkanlarımızla nasıl son bulacağını gösteren en güzel kamu örneğidir. Sadece dışa bağımlılığı azaltan bir üretim değil, aynı zamanda bilinçli tüketim çağrısıdır.
Sofralarımıza gelen bu lezzetli ve sağlıklı ürün, raflarda duran yerli ve yabancı menşeli farklı yağın karşısında bir duruştur.
Onun için bu duruşa biz de sahip çıkmalıyız.
Bu üretime destek verip, DORLİON TÜKETMELİYİZ!!
Eskişehir, bunu nasıl Kalabak’ta başardıysa Dorlion’da da başaracaktır.