Diploma melesesi bir süredir gündemde… Popüler olması ise Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasıyla oldu. İşin İmamoğlu yani ‘siyasi’ tarafını bu yazıda bir kenara bırakalım…
Biz ‘gerçek’ gündeme dönelim… Diploma aslında gerçekten bir sorun… Üstelik binlerce belki milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir sorun! Ve ‘gerçek’ bir sorun… Öyle üç beş yılda çözülemeyecek bir sorun gibi duruyor.
Üniversite mezunu gençlerin diplomalarından bahsediyorum. Şu an için pek ‘işe yaramayan, iş buldurmayan’ diplomalardan söz ediyorum. Araştırmaları mutlaka gördünüz… Ne okuyan ne çalışan gençler var artık…
Ev genci diyorlar! Ne demekse… Ne yazık ki çoğu lisans mezunu… En azından benim yakın çevremde öyle… Mühendislik bitirmiş, işletme hukuk okumuş, gazetecilik mezunu… Ve daha nice bölümler…
Onlarca bölüm, binlerce genç… Diploma var, üstelik gerçek diplomalar ama ne yazık ki kıymeti yok! Öte yandan son dönemde bir de ‘sahte diploma’ işi çıktı. Allah Allah gerçeği işe yaramazken sahtesi nasıl işe yarar? Neden işe yarar?
Anlamak zor ama haberlere bakarsak sahte diplomalar işe yaramış! Hem de ne yaramış… Her biri bir yerlerde çalışıyor, iş bulmuş hatta yükselmişler… Meselenin daha farklı boyutlarının olacağı tahmin ediliyor.
Ne oldu da gerçek diplomalar kıymetsiz hale geldi?
Ne oldu da sahte diplomalar işe yarar hale geldi?
İlk soru yılların ihmali, yanlışı… Meslek sahibi olmaya bakışımız bizi bu hale getirdi. Herkesin okuma isteği, herkesin okutma hayali… Hem çocukları hem anne babayı zor durumda bıraktı. Ve günün sonunda devlet de zor durumda kaldı. Daha da kalacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin en büyük gücü olarak gösterilen genç nüfus maalesef bumerang gibi kendisini vuracak… Aslında bu uyarı uzmanlar tarafından yapılmıştı. Gençlere nitelikli eğitim verilmezse ileride sıkıntı olacağı söylenmişti.
İşte o ‘ileri’ geldi çattı… Evdeki binlerce genç… Asgari ücrete mahkum binlerce genç… Hayali olmayan, inancı kalmamış binlerce genç… Elbette toplum sağlığı için tehlike arz ediyor.
Pek çok genç okuduğu bölüm dışında işlere yöneliyor. Bir süre iş aradıktan sonra alanı dışında iş yapmak zorunda kalıyor. Durumu biraz daha iyi olanlar ise biraz daha okuyor. Açıköğretim’deki öğrenci profili bu yüzden değişti.
Gerçek bir diplomaya sahip olanların çoğu hayata daha negatif başlar hale geldi. Burada tek bir suçlu yok. Sezen Aksu’nun dediği gibi; masum değiliz hiçbirimiz…
Gerçek diplomayla bulunamayan işlerin sahte diplomayla bulunması ise ayrıca can sıkıcı bir durum. Hatta bu daha kötü, daha negatif diyebiliriz.
İlk sorunun çözümü için umutluyum. Son yıllarda az da olsa aileler evlatlarını meslek sahibi olmaya yönlendiriyor. Evladının EOSB Teknik Kolej’e gitmesi için çabalayan aileler var. Gazetecilik yerine aşçılık okuyor bir yakınımın kızı… İşletme yerine geri dönüşüm, hukuk yerine tarım okunmaya başlandı… Bu iyiye işaret ama dediğim gibi yığılan/biriken kitleyi eritmek kolay olmayacak.
Okuyanlar, aileler, toplum ve devlet için…
Asıl ikinci sorunu ne yapacağız? Sahte diploma ile iş bulma, yükselme meselesini… Adalete güvenmekten başka çaremiz yok…