Doç. Dr. Göknur Yorulmaz’ın açıklaması şöyle: “Akromegali, yetişkinlerde hipofiz bezindeki genellikle iyi huylu aşırı büyüme hormonu salgılayan tümörlerden kaynaklanan, hastaların terleme artışı; el ve ayaklarda, alt çenede, burun, dudak ve dilde büyüme; yüz hatlarında kabalaşma, diş yapısının bozulması, ciltte aşırı yağlanma, deride kalınlaşma, ellerde uyuşma veya karıncalanma, seste kalınlaşma, burun tıkanıklığı, yorgunluk, eklemlerde ağrı gibi şikâyetlerle doktora başvurduğu bir hastalıktır.

Hastalığa uçlarda (eller ve ayaklarda) büyüme anlamına gelen ‘Akromegali’ adı verilmiştir. Büyüme hormonu aşırılığı ve buna sebep olan hipofizdeki adenom fark edilmediği takdirde; tip 2 diabetes mellitus, hipertansiyon, kalp büyümesi ile ortaya çıkan kalp damar hastalıkları ve kalp yetmezliği, kalın bağırsakta polipler, tiroid bezinin büyümesi ve tirod nodülleri, beyin damar hastalıkları, omurgada eğrilik gibi sağlık sorunları yaratarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve tedavisiz kaldığında yaşam süresini kısaltabilir.

Kemikler uzunlamasına değil enlemesine büyür

Hastalık ilk kez 1886 yılında tanımlanmıştır. Çocuklarda büyüme süreci tamamlanmadan önce ortaya çıkan aşırı büyüme hormonu salgısı sonucu oluşan duruma ‘Devlik’ anlamına gelen ‘Gigantizm’, erişkin dönemde büyüme tamamlandıktan sonra ortaya çıkan şekline ise ‘Akromegali’ denmektedir. Erişkinlerde büyüme tamamlandığı için kemikler uzunlamasına değil enlemesine büyür bu nedenle ellerde ve ayaklarda kalınlaşma şeklinde enine genişleme olur.

Hipofiz bezindeki adenom genellikle büyüktür ve çevre dokuya bası yapmasıyla baş ağrısı, görmede sorunlar, hormon eksiklikleri, kadınlarda adet düzensizliği, erkeklerde cinsel gücün azalmasına yol açabilir.

Hastalık  yavaş gelişir bu nedenle yakınları hastaların görünüşündeki değişimi fark edemeyebilir. Yıllar içerisinde hipofiz adenomu da büyür ve çoğunlukla tanı konulduğunda adenom boyutu büyüktür. Hastalığın tanısı için mutlaka laboratuvar tetkikleri gerekir ve bu tetkikler Endokrinoloji uzmanı tarafından istenir ve yorumlanır. Kanda büyüme hormonu ile insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) düzeyleri ölçülür. Ayrıca diyabeti olmayan hastalarda şeker yükleme testi ile büyüme hormonunda düşme olup olmadığı değerlendirilir. Yapılan tahliller ile hastada akromegali düşünülüyor ise hipofiz MR görüntüleme istenerek adenom varlığı ortaya çıkarılmalıdır.

Akromegali tedavisinde ilk seçenek hipofiz ameliyatı ile tümörün alınmasıdır. Ameliyatın amacı, mümkünse adenomun tamamen çıkartılması ve hipofize komşu dokularda hasara yol açtıysa bu durumun düzeltilmesidir. Ameliyat ile tümör tamamen alınır ise kandaki büyüme hormonu düzeyi normale gelir. Bu ameliyatlar ESOGÜ Hastanemizde Beyin Cerrahisi Bilim Dalı tarafından yapılmaktadır.

Medikal tedavi verilmektedir

Bazı hastalarda ameliyatla adenom tamamen çıkartılamayabilir ve bu durumda azalmakla beraber kontrolsüz büyüme hormonu salınımı devam eder. Bu durum istenmeyen bir durumdur. Salgının devam etmesi hastalarda solunum sıkıntısı, kalp hastalığı, diyabet gibi ek hastalıklara yol açar. Bu nedenle hastalarda büyüme hormonu düzeyini azaltmak için medikal tedavi verilmektedir. Ameliyat olması çok riskli olan hastalara ışın tedavisi ya da direkt medikal tedavi verilebilmektedir. Işın tedavisi Hastanemiz Radyasyon Onkolojisi Bilim Dalında uygun hastalara uygulanmaktadır. Tedavide kullanılacak ilaçların seçimine ve dozlarının ayarına hastayı takip eden endokrinolog karar verir.

Aşırı büyüme hormonu salgısı kişide uzun yıllar fark edilemeyebilir. Tanının dünya genelinde en az 10 yıl gibi gecikerek konulduğu bilinmektedir. Akromegali nedeniyle ortaya çıkan hastalıklar ve yaşam kalitesindeki bozulma konusunda farkındalık yaratmak ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla 15 Nisan günü Türkiye’de Akromegali Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Bu önemli hastalıkta hastaların tanı, tedavi ve takipleri ESOGÜ Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı olarak tarafımızca yapılmaktadır.”