Davut Atış yazdı...
22–23 Kasım’da Adana’da düzenlenen “Professionalising Teaching: 1st Regional English Language Teachers’ Conference” (İngilizce öğretmenlerine yönelik bölgesel mesleki gelişim konferansı) etkinliğine katıldım. British Council Türkiye’nin organize ettiği bu konferansın ana teması öğretmen iyi oluşu (wellbeing) ve yapay zekâydı. Ben de değerli meslektaşım Dr. Ayşe Zambak ile birlikte İngilizce öğretmenlerine, yapay zekâ destekli dijital araçlarla nasıl ders içeriği geliştirebileceklerine dair örnekler sundum. Katılımcıların oturumumuza ilgisi bizi gerçekten mutlu etti.
Konferansın oturumlarından birinde, IATEFL (1967’den bu yana İngilizce öğretmenlerini dünya çapında bir araya getiren, mesleki gelişimi destekleyen uluslararası bir öğretmen topluluğu) yönetim kurulu üyesi ve eğitim liderliği alanında dünya çapında çalışmalar yapan Andy Hockley’i dinlerken şunu düşünmeden edemedim: “Ders planlama, velilerle iletişim, sınav hazırlıkları; sosyal medya, film, müzik ve bitmek bilmeyen telefon bildirimleri derken… Bunca dijital cihaz ve uygulamanın arasında biz öğretmenlerin zihni ne kadar da çok yoruluyor.”
Andy Hockley’nin öğretmen iyi oluşu üzerine gerçekleştirdiği oturumda, dijital araçların öğretmenlerin zihinsel yükünü nasıl görünmez biçimde artırdığını vurgulaması benim için önemli bir kırılma noktasıydı; çünkü hem kendi deneyimlerimle örtüşüyor hem de sahada gördüğümüz tabloyu net biçimde açıklıyordu.
Eve döndüğümde bu konu üzerine daha fazla düşünme gereği hissettim. Ardından öğretmenlerden öğrencilere, ebeveynlerden okul yöneticilerine kadar pek çok kesimi etkileyen ve doğrudan ilgilendiren bu konuyu araştırdım. Çünkü hepimiz, farkında olmadan giderek büyüyen ve aynı zamanda göz ardı edilen bir sorunla karşı karşıyayız: dijital yorgunluk.
Dijital Yorgunluk: Sadece Ekrana Bakmak Değil, Zihinsel Bir Tükeniş
Dijital yorgunluğu çoğu zaman “ekrana çok baktım, gözüm yoruldu” diye basite indirgeriz. Oysa bu durum; aşırı bilgi yüklenmesi (infobezite), sürekli çevrimiçi olma baskısı, ilişkilerde görünmez kopuşlara yol açan sosyotelizm (phubbing), yeni teknolojilere ayak uydurmaya çalışırken yaşanan teknostres, bitmeyen çevrimiçi toplantıların doğurduğu Zoom yorgunluğu ve sosyal medya yorgunluğu gibi pek çok alt başlığı olan çok katmanlı bir olgudur. Örneğin sosyal medya yorgunluğu, maruz kaldığımız bitmek bilmeyen içerik ve bağlantı kalabalığının yarattığı bunalma hissiyle kendini gösterir. Zoom yorgunluğu, kamera karşısında beden dilini, mimikleri ve göz temasını sürekli kontrol etmenin getirdiği bilişsel yük nedeniyle oluşur. Teknostres ise yeni uygulamalara uyum sağlama baskısının, sürekli ulaşılabilir olma zorunluluğunun ve teknolojiyi yönetememe kaygısının birleşimi olarak karşımıza çıkar. İnfobezite, beynin kaldırabileceğinden çok daha fazla bilgiyle karşılaştığında karar verme mekanizmasının adeta kilitlenmesidir. Sosyotelizm dediğimiz durum ise yanımızdaki insanı görmezden gelip telefona gömülmek; ilişkileri sessizce aşındıran dijital bir refleks.
Pandemiyle başlayan ve hâlâ devam eden bu dijital tempoda öğrenciler de öğretmenler de ebeveynler de benzer sorunlarla karşı karşıya. Türkiye’de yapılan araştırmalar, özellikle gençlerde sosyal medya kullanım süresi arttıkça psikolojik yorgunluğun da buna paralel olarak yükseldiğini gösteriyor. Öğrencilerin ders motivasyonundan uyku düzenine kadar birçok alan, arka planda büyüyen bu yüke bağlı olarak etkileniyor.
Dünya'da ve Türkiye'de Tablo Nasıl?
Dünya genelinde yapılan araştırmalar, dijital yorgunluğun küresel bir salgın haline geldiğini gösteriyor. Türkiye özelinde ise durum oldukça çarpıcı. We Are Social 2024 raporuna göre Türkiye'de 57,5 milyon sosyal medya kullanıcısı olduğu ve bu oranın Türkiye nüfusunun %66,8'ine karşılık geldiği belirtilmektedir. Yine Tuncer ve Levendeli'nin (2023) aktardığı verilere göre, Türkiye'de sosyal medyada harcanan günlük süre 2 saat 59 dakika iken, dünya ortalaması 2 saat 27 dakikadır. Verilere göre Türkiye'de nüfusun önemli bir bölümü aktif sosyal medya kullanıcısı ve günlük kullanım süreleri dünya ortalamasının üzerinde.
Türkiye'de yapılan güncel bir çalışmada, özellikle "dijital yerli" olarak adlandırılan Z kuşağı üniversite öğrencilerinin, sosyal medya kullanım süreleri arttıkça fiziksel ve psikolojik yorgunluk düzeylerinin de anlamlı şekilde yükseldiği tespit edilmiş. Gençlerimiz ekran karşısında geçirdikleri her ekstra saatte, zihinsel enerjilerinden ve psikolojik dayanıklılıklarından kaybediyorlar.
Öğrencilerde Durum: En Büyük Etki Akademik Başarıda
Öğrenciler gün boyunca ders içerikleri, videolar, mesajlar ve sosyal medya akışı arasında sürekli uyarılan bir zihinle yaşamaya çalışıyor. Bu yoğun dijital maruziyet; konsantrasyon kaybı, dikkat dağınıklığı ve performans düşüşünü beraberinde getiriyor. Nitekim güncel araştırmalar öğrenciler açısından sorunun sadece “dersi dinleyememek”ten ibaret olmadığını; dijital yorgunluğun bilişsel aşırı yüklenme ve düşük akademik başarıyla doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan çalışmalar özellikle günde 6 saati aşan ekran kullanımının yorgunluğu belirgin biçimde artırdığını, öğrencilerde en çok görsel yorgunluğun görüldüğünü; bunun ise sırasıyla duygusal ve motivasyonel yorgunluk ile takip edildiğini gösteriyor.
Özet Tablo: Öğrencilerde Dijital Yorgunluğu Tetikleyen Faktörler
|
Faktör |
Etki Düzeyi ve Bulgular |
|
Cinsiyet |
Kız öğrenciler, erkek öğrencilere göre daha yüksek dijital yorgunluk ve "Zoom yorgunluğu" yaşamaktadır. |
|
Cihaz Türü |
Derslere dizüstü bilgisayar (laptop) ile bağlanan öğrenciler, masaüstü bilgisayar kullananlara göre daha fazla yorgunluk hissetmektedir. |
|
Bölüm |
Sanat ve Beşeri Bilimler öğrencileri, Sayısal öğrencilerine kıyasla daha yüksek dijital yorgunluk bildirmektedir. |
|
Süre |
Günde 6 saatten fazla ekran başında kalmak, yorgunluk düzeyini zirveye taşımaktadır. |
Öğretmenler: “Her An Ulaşılabilir Olma” Baskısı
Konferansta en çok tartışılan konulardan biri buydu. Ders planlama, dijital platformlara içerik yükleme, veli mesajlarına yanıt verme, çevrimiçi toplantılar derken öğretmenlerin iş yükü dijitalleşmeyle birlikte daha da görünmez bir hâle geldi. Yapılan bazı araştırmalar, öğretmenlerdeki dijital iş yükü arttıkça tükenmişlik düzeyinin de buna paralel olarak yükseldiğini gösteriyor.
Üstelik ilginç bir bulgu var: Teknolojiyle daha iç içe olduğu düşünülen genç kuşak öğretmenler, bu alanda daha fazla zorlanabiliyor. Yani “gençtir, teknolojiyi sever, yorulmaz” varsayımı her zaman doğru değil.
Ebeveynler: Evdeki Sessiz Tükeniş
Ekran karşısında geçirilen süre sadece iş yerinde ya da okulda artmıyor; evlerde de herkesin elinde bir cihaz var. Çocuğu bir şey anlatırken telefona bakan ebeveyn davranışına literatürde “sosyotelizm” deniyor. Bu da çocuklarda “var ama yok” (absent presence) hissine neden olabiliyor.
Aile içi iletişimdeki bu belirgin kopuş, ilişkilerin kalitesini zedeliyor. Özellikle evli bireylerde dijital tükenmişliğin ilişki doyumunu azalttığına dair veriler gün geçtikçe artıyor.
Peki Bu Sarmaldan Nasıl Çıkacağız?
Çözüm, teknolojiyi hayatımızdan tamamen çıkarmakta değil; Cal Newport’un dijital minimalizm yaklaşımında vurguladığı gibi, teknolojiyi hayatımıza değer katacak şekilde yeniden düzenlemekte yatıyor. Konferansta öğretmenlerle yaptığımız sohbetlerde de gördüm ki; aslında hepimiz bu optimizasyonu istiyoruz ama nereden başlayacağımızı bilmiyoruz.
Aşağıda; konferanstan edindiklerim, yaptığım araştırmalar ve sahadaki deneyimlerimin bir yansıması olarak, literatürde önerilen etkili yöntemler doğrultusunda üç farklı gruba yönelik pratik öneriler sundum.
1. Öğrenciler İçin: Odaklanma ve Dengelenme
Öğrencilerin en büyük ihtiyacı zihinsel gürültüyü azaltmak ve odaklanabilecekleri alanlar yaratmak. Bunun için:
- “Unplugged” Günleri: Haftada yarım gün veya bir günü tamamen ekransız geçirmek bile zihinsel yorgunluğu belirgin şekilde azaltıyor. Araştırmalar, bu küçük molaların stres düzeyini düşürdüğünü ve pozitif duyguları artırdığını gösteriyor.
- Bildirim Kontrolü: Açık kalan her bildirim, öğrencinin zihnini dürten küçük bir “uyarı sesi” aslında. Arama ve SMS dışındaki bildirimleri kapatmak, odaklanmayı doğrudan iyileştiriyor.
- Nitelikli Boş Zaman: Ekranı kapatınca dinlendiğimizi sanıyoruz; oysa aktif dinlenme (spor, arkadaşlarla sohbet, sanatsal faaliyetler vb.) zihni pasif ekrana bakmaktan daha fazla yenilemeye yardımcı oluyor.
- Tek Görev (Monotasking): Ders çalışırken aynı anda telefona bakmaya çalışmak beyni ciddi biçimde yoran bir davranış. Telefonun başka odada durması, odaklanmanızı iki kat artırıyor.
- Uyku Hijyeni: Yatmadan bir saat önce tüm ekranların kapanması, özellikle gençlerde uyku kalitesini belirgin şekilde iyileştiriyor. Telefonun yatak odası dışında şarj edilmesi de çok etkili bir yöntem.
2. Ebeveynler İçin: Rol Model Olma ve Bağ Kurma
Evde dijital yorgunluğun azaltılmasının yolu, çocuklara direkt “telefonu bırak” demekten çok örnek olmak ve ilişkisel alanı güçlendirmekten geçiyor:
- 30 Günlük Dijital Temizlik: Uygulamaları “zorunlu” ve “keyfi” olarak ayırıp, 30 gün boyunca keyfi olanları telefondan kaldırmak, hem zihni sadeleştiriyor hem de kullanım alışkanlığını yeniden şekillendiriyor.
- Teknolojisiz Alanlar: “Telefonsuz yemek masası”, “ekransız yatak odası” gibi küçük kurallar aile içi iletişimi görünür bir şekilde iyileştiriyor. Göz teması, bir evin atmosferini değiştirecek kadar güçlü.
- Birlikte Dijital Kullanım: Çocuğun izlediği içeriklere eşlik etmek, onun yalnızca bir ekranla değil sizinle birlikte bir deneyim yaşamasını sağlıyor. Bu “ortak dikkat” duygusu ilişkileri güçlendiriyor.
- Sosyotelizm Farkındalığı: Çocuğunuz bir şey anlatırken telefona bakmak, farkında olmadan “Seni önemsemiyorum” mesajı gönderiyor. Bu davranışı fark ettiğiniz anda telefonu bırakmak çok değerli bir düzeltme adımıdır.
- Doğa ile Temas: Ailecek yapılan yürüyüşler, dijital yükün yarattığı zihinsel bulanıklığı hafifletmenin en basit ama en etkili yollarından biri.
3. Öğretmenler İçin: Mesleki Sınırlar ve Destek
Konferansın belki de en çarpıcı noktası, öğretmenlerin dijital yükünün çoğu zaman görünmez bir mesaiye dönüşmüş olmasıydı. Bu nedenle öğretmenlerin önce kendi sınırlarını belirlemesi gerekiyor:
- Dijital Yetkinliği Artırma: Dijital araçlara hâkim olmak öğretmenin yükünü azaltıyor. Çünkü bilmediğimiz şey bizi strese sokuyor; bildiğimiz şey ise süreci hızlandırıyor.
- Meslektaş Destek Grupları: Okullarda küçük paylaşım grupları oluşturmak, deneyim ve çözüm paylaşımının yanı sıra duygusal destek açısından da çok önemli. Araştırmalar, bu tür sosyal destek mekanizmalarının tükenmişliği azalttığını gösteriyor.
- İletişim Sınırları: Mesai saatleri dışında gelen veli ve öğrenci mesajlarına anında yanıt verme zorunluluğu hissetmemek, dijital yorgunluğun azalmasında kritik bir rol oynuyor. Belirli iletişim saatleri koymak hem öğretmeni hem veliyi rahatlatıyor.
- Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Molaları: Ders aralarında yapılacak bir-iki dakikalık nefes egzersizleri bile zihinsel toparlanmayı artırıyor. Bu küçük molalar öğretmenin enerjisini tüm güne yayıyor.
Sonuç
Dijital yorgunluk artık çağımızın kaçınılmaz bir gerçeği. Ancak bu, teslim olmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Bilinçli farkındalıkla, dengeli dijital kullanım alışkanlıklarıyla hem kendimizi hem öğrencilerimizi hem de ailelerimizi bu görünmez yükten koruyabiliriz.
Konferansta Andy’nin söylediği bir cümle zihnimde yer etti:
“Teknoloji bizim yerimize düşünmez; sadece düşünmek için alan açar.”
Gerçekten de öyle. Teknoloji bir araç, nihai bir amaç değil.
Ve aklımızın bir köşesinde hep şu olsun:
Hayattaki en güçlü bağlantı, Wi-Fi sinyaliyle değil; göz temasıyla kurulan bağlantıdır.
03.12.2025
Dr. Davut ATIŞ
Yararlanılan ve İncelenebilecek Kaynaklar
Acar, N., & Gülnar, B. (2023). İletişim bilimlerinde yeni bir kavram: “Sosyal ağ yorgunluğu”. Etkileşim, (12), 506-524.
Ateş, V., & Kanık, L. (2022). Öğrenciler için zoom tükenmişlik ve yorgunluk ölçeğinin Türkçe uyarlaması: Geçerlik ve güvenilirlik çalışması. DTCF Dergisi, 62(1), 786-814.
Bayrakçı, S. (2022). Dijital minimalizm: Ekran bağımlılığı ve teknoloji yorgunluğu sarmalından kurtulmak için bir yol haritası. Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, (40), 430-436.
Chambers, F. C., Jones, A., Murphy, O., & Sandford, R. (2018). Design thinking for digital well-being: Theory and practice for educators. Routledge.
Cizmeci Ümit, E. (2024). Dijital detoks: Dijital bağımlılığın şifası mı?. Dijitaldetoks-BOLUMUM, 175-196.
Consensus Report. (2025). What are the effects of digital fatigue on teachers and students?. Consensus AI Search Engine.
Elicit Report. (2025). Digital fatigue in education. Elicit Research Assistant.
Elicit Report. (2025). Digital fatigue mitigation strategies for parents and students. Elicit Research Assistant.
Hamzallari, B., & Kotherja, O. (2023). Managerial policies on digital development in education and the wellbeing of students: Anxiety and exhaustion. International Journal of Professional Business Review, 8(9), 1-21.
Hoşgör, H. K. (2025). Dijital yerliler için sosyal medya kullanım yorgunluğu ölçeği’nin geliştirilmesi. Çalışmaları Dergisi, (27), 1-25.
Kahraman, N. (2023). Sosyotelizm ile dijital tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi: Anadolu Üniversitesi örneği [Doktora Tezi]. Anadolu Üniversitesi.
Kovan, A. (2025). Digital fatigue within the family: Psychosocial reflections of constant connectedness. Afyon Kocatepe University Journal of Social Sciences, 27(Family Special Issue), 333-350.
Lillelien, K., & Jensen, M. T. (2025). Digital and digitized interventions for teachers’ professional well-being: A systematic review of work engagement and burnout using the job demands–resources theory. Education Sciences, 15(7), 799.
Romero-Rodríguez, J. M., Hinojo-Lucena, F. J., Kopecký, K., & García-González, A. (2023). Digital fatigue in university students as a consequence of online learning during the Covid-19 pandemic. Educación XX1, 26(2), 165-184.
Shakirova, I. (2025). Generational differences in experiencing digital fatigue as a factor of burnout among postsecondary educators [Doctoral dissertation]. Adler University.
Tuncer, R. Z., & Levendeli, Ş. T. (2023). Bağ(ım)lı bireyden yorgun bireye: Dijital iletişim çağında sosyal ağ yorgunluğu. Selçuk İletişim, 16(2), 479-507.
Tutar, H., & Mutlu, H. T. (2024). Dijital yorgunluk ölçeği (DİYÖ): Geçerlilik ve güvenirlik çalışması. İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, (67), 56-74.
Yang, X., & Du, J. (2024). The effect of teacher self-efficacy, online pedagogical and content knowledge, and emotion regulation on teacher digital burnout: a mediation model. BMC Psychology, 12(51).
Yiğit, A. G., Topçu, T. B., & Türkoğlu, H. T. B. (2022). Teknostresin dijital tükenmişliğe etkisinde bilişsel ön yargıların rolü. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 9(3), 1857-1883.