Osmanlı İmparatorluğunda tahta çıkan padişahlar için tören düzenlenirdi. Cülus adı verilen bu törenlerde, başta Cebeciler ve Yeniçeriler olmak üzere tüm Kapıkulu Askerlerine bahşiş verilirdi. Cülus etmek ve cülus-ı hümayun gibi tamlamalarda da kullanılan bu kelime, asker ve memurlara verilen bahşiş için de kullanılır.

Bu aralar padişahlara özenen bir belediye başkan adayımız dolanıyor Eskişehir’de.

Hilafete özendikleri yetmemiş gibi gazetecilere patronluk taslayıp, cülus dağıtırmış gibi belediye bütçesinden asgari ücret bedeli kadar maaş bağlayacağını söyleyen HATİPOĞLU’nun sözleri bütün gazetecilere bir hakaret teşkil etmektedir.

GAZETECİLERİN, özgür ve objektif olması gerektiğini dile getiren HATİPOĞLU, bu vaadi ile  basın emekçilerini kendi bünyesinde kendisine bağımlı hale getirmeyi hedeflemektedir. Bir nevi kendisine doğal yoldan bağımlı bir medya etkisi yaratmaya çalışmak istediğini açık etti.  Bu sözleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü arifesinde  davet ettiği gazetecilere nasıl söylediğini anlamak mümkün değildir. Söylenen sözler akabinde salonda deyim yerindeyse bir sessizlik hakim olmuş ve bunun üzerine HATİPOĞLU’nun, “bilmiyorum hoşunuza gitti mi” sözleri de bütün söylenenlere tüy dikmiştir. 

Zamanında tahta çıkan padişahların cülus dağıttığı gibi özgür ve bağımsız olması gereken bir meslek grubuna seçildiği taktirde cülus dağıtmaya kalkan HATİPOĞLU, bir dönem şehrin köklü gazetelerinden Milli İrade Gazetesi’ni de yönetmeye kalkmış, boy boy kendi resimleriyle donattığı gazeteyi Eskişehir halkına sunmuştur. Acaba yönettiği dönemde kendi uhdesinde çalışan muhabirlerin - gazetecilerin aldığı maaşı sorgulamış mıdır? 
Bunun için bir çalışma yapmış mıdır? Bugün söylediklerini o zaman kendi gazetesinde neden uygulamamıştır? Büyük bir hevesle sahip olduğu gazetesini sonradan aldığı akılla başka bir gazete sahibine devrettikten sonra mı basın emekçilerinin hakları aklına gelmiştir?

Çok sert bir kayaya çarpan HATİPOĞLU, seçim kampanyasını  gaflarla devam ettireceğini ve kendine nasıl güldüreceğini ortaya koydu. 

Bazen susmak daha hayırlıdır. 
Seçim kampanyasını susarak yürütürse;  en azından  31 Mart sonrasında milletvekili olarak yüzüne bakılabilir. 

Mesleğinin zor şartlarına rağmen kalemini satmadan halkın aydınlatılması ve doğru habere ulaşması için uğraş veren tüm gazetecilerin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü en içten dileklerimle kutluyor, mücadelelerinde her zaman yanlarında olduğumu bildirmek istiyorum.