Çocuklar biriciktir. Aynı ebeveynlerin yetiştirdiği iki kardeş için bile tuvalet eğitimi süreci farklı yollar izlemeyi gerektirebilir. Çocukların gelişiminde evrensel dönüm noktaları olduğunu kabul etsek de tuvalet eğitimine başlama zamanı için çocuğun hazır bulunuşluğu değerlendirilirken, çocuğun doğuştan getirdiği mizaç özellikleri, aile içindeki yaşam olayları, evde bir kardeşin varlığı gibi dinamiklerin de devrede olduğu hatırlanmalıdır.

Gece boyunca bezi kuru kalsa da, altı kirlendiğinde rahatsızlık hissetse de, yaptıktan sonra rahatsızlık duyup bez değişimi talep etse de; kız çocuklarında 18. aydan önce erkek çocuklarında da 22. aydan önce tuvalet eğitimine başlamak, ilerleyen zamanlarda tuvalet eğitiminde geri dönüşler yaşanma olasılığı konusunda tetikleyicidir. Her iki cinsiyet için, ilgili kasların düzenli çalışması, biyolojik bir olgunluk gerektirir. Tuvaletini tutma-bırakma becerisinden sorumlu kas grupları henüz olgunlaşmadan bezi çıkarmak; tuvalet saatlerini takip ederek çocuğu, çiş ya da kaka için lazımlığa/tuvalete oturtmak; çocuğun kendi bedeniyle ilişkili farkındalıklarına müdahale etmek ve kendi bedensel süreçlerini kontrol ihtiyacını elinden almak demektir. Başlarda çocuklar, bu müdahaleye tepki göstermeseler de sıklıkla yaşanan tuvalet kazaları, ilgili kasların olgunlaşmasından sonra bile çocuğun suçluluk ve yetersizlik duygusuyla başa çıkmasını zorlaştırabilir; ebeveyne tepkisel davranışlar sergilemesine sebep olabilir. Bununla birlikte, fizyolojik olarak hazır olsalar bile, psikolojik hazır bulunuşluk olmadığında da çocuklar çiş/kaka tutma, kabızlık, gece-gündüz alt ıslatma sorunları yaşayabilirler.

18. ve 30. aylar arasında; özerk olmak, kendi seçimlerini yapabilmek, birey olarak seçimlerini diğerlerine kabul ettirebilmek gelişimsel bir ihtiyaçtır. Bu dönemde tuvalete gitme alışkanlığı ile ilgili çocuğa yapılan çok sesli müdahaleleri engellemek ve tek elden bu desteği çocuğa sağlamak, çocuğun penceresinde belirecek müdahale algısını azaltarak kafa karışıklığını ve dirençleri engelleyecektir.

Tuvalet eğitimine başlarken, çocuğun hayatında bazı değişikliklerin (taşınma, boşanma, kardeş doğumu, annenin işe geri dönmesi,...) olan bir dönemde bu sürece başlamaktan kaçınılmalıdır. Çünkü tam da dışsal çevreyi kontrol etme ihtiyaçlarının arttığı bir dönemde; tam da kendi bedenleriyle ilişkili bir kontrol sürecini başarmaya çalışmakla meşgulken; yakın çevrelerinde kontrol edemedikleri değişimlerin var olması; duygusal dalgalanmaları, kaygılı olma halini, değişime direnci ve yönlendirilmeye tepki göstermeyi tetikleyebilir.

Her çocuk gece ve gündüz paralelliğinde bezi terk etmek konusunda hazır olmayabilir. Tuvalet eğitimine başlamaya yakın zamanda; gece ve gündüz bezlerini ayrıştırmak ve sabah kuru kalkma sağlandıktan sonra gece bezini çıkarmak tercih edilen bir yöntemdir. Gece kuru kalmayı destekleyecek yöntemler (yatma saatinden önce yoğun sıvı alımını azaltmak, yatmadan önce tuvalete gitmek, kazalar sürüyorsa da uyku arasında tuvalete gidebilmesi için uyanmasına yardım etmek), doğru şekilde uygulandığında, duygusal sorunlar ya da idrar yolu enfeksiyonu veya kabızlık gibi fiziksel temelli sağlık sorunları dışlandığında gece bezini çıkarmak da mümkün hale gelmeye başlar.

Kazalar karşısında; tahammülsüz ya da öfkeli olmak, tuvaleti kullandığında ise aşırı övgü ve ödül kullanmak, kaygılı bir tutumla denetleyici olmak, cezalandırmak ya da cezayla tehdit etmek çocuğumuzun psikolojik sağlığını bozmaya ve hatta ileride ruhsal problemler bile yaşamasına neden olabilir.

Beş yaşına kadar tuvalet kazaları kabul edilebilirdir. Bu beceri kazanıldıktan sonra aniden ortaya çıkan ya da beş yaştan sonra giderek tuvaletini kaçırma ile sonuçlanan olumsuz yaşantılar devam ediyorsa bir uzman desteği almak gerekliliktir.