Burak Kuşan yazdı...
Yazılarımda çoğu zaman Tarım Bakanlığını,Ziraat Odalarını,Eskişehir Ticaret Borsasını,Oedaşı,Zorlu Enerjiyi,Toprak Mahsulleri Ofisini eleştirdim.
Çiftçinin yanında olsunlar,sesi olsunlar, çiftçinin dayanacağı bir dağı olsun istedim. Zaman zaman eleştirinin dozunuda aşmış olabilirim.
Ama sonra düşündüm de her bir kurumumuz aslında çiftçimizi düşünüyormuş.
*Oedaş elektrik kesiyor,çiftçi yıldızları izlesin diye
*Desteklemeler geç yatıyor,çiftçi sabırlı olsun diye
*Mazot pahalı,çiftçi obeziteye karşı çıksın tarlasına yürüyerek gitsin diye
*Marketler pahalı,çiftçi ürettiğini yiyemesin diye
*Hükümet ithalatın önünü açıyor,çiftçi rekabeti öğrensin diye
*Çiftçi borçlu,ekonomiyi canlı tutsun diye
*Tarım politikası sürekli değişiyor,çiftçi her sabah sürpriz yaşasın diye
*Köyler boşalıyor,çiftçi yalnız kalsın diye
*Elektrik faturası yüklü geliyor,çiftçi hesap yapmayı öğrensin diye
*İlaç pahalı,çiftçi doğal yolları keşfetsin diye
*Ziraat Odaları ses çıkarmıyor,çiftçinin başı ağrımasın diye
*Hayvancılık bitiyor,çiftçi etin kıymetini anlasın diye
*Gençler köyden kaçıyor,yaşlı çiftçi nostalji yaşasın diye
*Sigorta fiyatları çok çıkıyor,çiftçi her afette dua etsin diye
*Bakanlık her şeye sessiz kalıyor,çiftçi kendi sesini duysun diye
*Ticaret Borsasında çiftçiden çok aracı kazanıyor ,çiftçi arada kalıp ezilme tehlikesi yaşamasın diye
Meğerse ne kadar da çok yüklenmişim değil mi ?
Kurumlarımız iyi ki varlar …