Daha doğrusu karar veremediğimiz bir durum var. Biraz bilgi eksikliğinden, biraz da durumun kendi içinde karmaşık olmasından kaynaklı bir tartışma yaşıyoruz.
Neyse ki Eskişehir’de kent belleğine önem veren ve buna ciddi katkı sunan kıymetli büyüklerimiz var. Yaşar Yastıkçı, Ali Akyüz, rahmetli Ahmet Atuk… Bu isimlerden sadece bir kaçı…
Ali Akyüz, gazeteci… Meslek büyüğümüz… Yıllarını mesleğe adamış… Yine kente dair ciddi bir birikimi var. Bunları zaman zaman paylaşıyor. Kimi zaman kendisiyle röportaj yapılıyor kimi zaman kendisi sosyal medya ya da çeşitli mecralarda paylaşıyor.
Gelelim bitmeyen tartışmaya!
Hilton mu? Porsuk Otel mi? Orduevi mi? Eskişehir Otel ve İş Hanı mı?
Şu an Orduevi olarak kullanılan bina daha önceden neydi? Ne oldu? Buranın ismiyle ilgili olarak çok büyük kafa karışıklığı var. İşte bu yazıda Yaşar Yastıkçı ve Ali Akyüz’ün arşiv ve bilgilerinden faydalanarak tartışmayı bitireceğiz!
Akyüz, otel yapma fikrinin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlatıyor: “1950 yılında yapılan seçimleri ezici çoğunlukla DP kazandı. 1954’dekileri de. Birinci ve İkinci Menderes hükümetlerinde Eskişehir’den iki bakan vardı.
Birisi Maliye Bakanı Hasan Polatkan, diğeri Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu. Hâl böyle olunca Eskişehir halkı bakanlardan şehir için bir şeyler yapmasını beklemekteydi. 
O yıllarda bakanların gayretleriyle Eskişehir iki güzel bina kazandı ki, bunlardan biri TCDD Eskişehir Tren Garı, diğeri de bugünkü adı Orduevi olan, Köprübaşı Meydanı’ndaki -ilk adı ile- Eskişehir Porsuk Otel ve İş Hanı Binası’dır.”
Şu anda Orduevi olarak kullanılan binanın yerinde önceden Gazi İlkokulu vardı. O bina yıkıldıktan sonra buraya Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı tarafından ilk adıyla Eskişehir Otel ve İş Hanı yapıldı ancak açılışta Porsuk Otel olarak gazetelere ilan verilmiş.
Emekli Sandığı bina için bir proje yarışması açmış ve bu yarışmayı tanınmış mimarlarımızdan, daha sonra Ankara Belediye Başkanlığı’na seçilen, Yüksek Mühendis-Mimar Vedat Dalokay kazanmış, tatbikat projelerini ve tüm detaylarını hazırlamıştır.
Yapım ihalesini alan Alman firmasının şantiye şefi ise Yüksek İnşaat Mühendisi Saim Ericek’tir. Alman firmasının inşaat taşeronu ise Eskişehir’de o dönemin en önemli müteahhitlerinden Muhtar Karaelmas’tır.
1 Mayıs 1955 günü Eskişehir Valisi Arif Özgen’in konuşması ve Emekli Sandığı yetkililerinin katılımıyla kurban kesilerek inşaata başlandı. 1958 yılının son aylarında hizmete girdi. 
Akyüz, “Porsuk Otel hakkında çeşitli rivayetler var. Kimisi iş yapmadığı için Silahlı Kuvvetler’e satıldığını iddia eder, kimisi Silahlı Kuvvetler tarafından el konulduğunu…
Konunun önemli tarafı Silahlı Kuvvetler’in buraya zorla el koymasıdır, parasının ödenip ödenmediğinin bir önemi yoktur. Silahlı Kuvvetler de devlet kuruluşu, Emekli Sandığı da. Sağ cebinde alıp sol cebine koymanın hiçbir önemi yoktur.
Bu konudaki canlı tanık, 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra Orduevi’nin arkasındaki benzin istasyonuna zorla el konulan Necat Banaz ağabeyimizdir. Akaryakıt istasyonunun olduğu yer şu anda Orduevi’nin otoparkıdır” bilgisini de bizlerle paylaşıyor.
Binanın Hilton Oteli olma durumu… Hilton Oteli olarak anılmasının iki nedeni var. Birisi binanın mimari yapısının İstanbul’daki Hilton Oteli’ne benzemesinden, diğeri de Emekli Sandığı’nın oteli pazarlamak için verdiği reklamlarda Porsuk Otel’in imajına imaj katmak için Hilton Oteli ifadesini kullanmasındandır.
Hilton mu? Porsuk Otel mi? Orduevi mi? Eskişehir Otel ve İş Hanı mı?
İşte hikaye böyle… Katkı veren Yaşar Yastıkçı ve Ali Akyüz’e teşekkürler…