Küçük Sanayi üç ayda taşınır

Küçük Sanayi: 1950’lile yılların sonunda kurulmuş bir site. Hala faaliyette ama işlevini tamamlamış. Sosyal olarak çok kötü durumda. Yeme-içme, otopark sorunu var. Bir sıkıntı, bir kriz var. Taşınması için hepimiz hemfikiriz. Taşınması için belki 15 yıl önce bu kadar dükkan yoktu ama artık EMKO’da, ESTİM’de, Mobilyacılar’da, Oto Center’da yeteri kadar dükkan var. Bir an önce taşınması gerekir. Orayla ilgili güzel projeler yapmıştık. Ticari, kültürel, sosyal alanlar, yeşil alanlar planladık. Eskişehir’in yeni bir yerleşim alanı olacak modern bir yer vardı. Çok zor değil. Hiç değil… İnsanlar mülklerinin karşılığı değerleri gördüğü zaman kendileri yıkar. Karapınar’da olduğu gibi balyozu alır, dükkanını yıkar. Yapılması gereken geç kalmış bir proje. Olmazsa olmaz bir proje. İlgili belediyeler veya Eskişehir Valiliği ‘ben bu işi yapacağım’ derse üç ayda yıkmaya başlar. Biri çıkıp ben bu işi yapacağım derse üç ay içinde yıkar, dördüncü ay bütün insanları taşıyabilir…

Odunpazarı’nda 5-10 yıldır yeni bir şey yok

Odunpazarı: Odunpazarı, Eskişehir’in vitrini… Bundan 20 yıl önce bir marka değildi. Odunpazarı’nı marka yapan Burhan Sakallı ve Yılmaz Büyükerşen’dir. Odunpazarı Belediyesi aşağı taraflar dışında kalan bütün düzenlemeleri yaptı. 300 sokak, 50 ev, müzeler, çarşılar, dükkanlar… Aşağı tarafta da Büyükşehir çalıştı. Büyükşehir Belediyesi pek çok değer kattı… Müzeler vs… Sonuçta birleştiği zaman bir değer çıktı. Bunun adı da Odunpazarı. Siyasi tartışmaya gerek yok. Odunpazarı’nda kimin ne yaptığı belli. Biz 2013’te Odunpazarı Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu hazırladık. Türkiye’de bu plandan beş tane yok. Bunun beş yıl, maksimum 10 yılda bir revize edilmesi lazım. Bölge gelişiyor, nüfus ve hareketlilik artıyor. İnsanlar Oudunpazarı’nın tarihi dokusunu bozmaması lazım. Odunpazarı’nda şu anda yasal olmayan bir bahçe ve teras kullanımı var. Teras ve bahçelerin kullanılmaması gibi bir şey söz konusu olamaz. Kullanılmalı ama bu yasal ve kültürel boyutuna göre yapılmalı. Odunpazarı’nda herkesin katkısı var ama maalesef Odunpazarı’nda 5-10 yıldır yeni bir şey yok.

Odunpazarı sınıf atlayacaktı

Odunpazarı tarihi sit alanını UNESCO Kültürel Miras Listesi’ne aday olarak aldırmıştık. Çok önemliydi… Bundan dünyada kaç tan var ki… Bu çalışmanın devam edip aday listeden asil listeye geçmeliydi. Maalesef yeterli özen gösterilmedi. Tabelası bile kalktı, demek ki rahatsız etti. Asil listeye girseydik Odunpazarı sınıf atlayacaktı, modu değişecekti.

Kızılyer, Yunusemre Caddesi gibi…

Kızılyer: Kızılyer imara açılmasın diyemeyiz böyle bi hakkımız yok. Açılmamasını isterdim, yeşil olarak kalmasını isterdim. Oradaki insanlar oralardan doğal olarak bi değer kazanmak istiyor. Ya o değerler o insinlara ödenir, ödenemediğine göre o insanlar oralarda imara açılacaktı. Ama imara açılışı hemen Kızılyer’in yakınında Vişne Evleri örneği var. Ne kadar güzel değil mi? Bahçeli, dört katlı… Kızılyer öyle mi? Neredeyse Yunusemre Caddesi gibi! Bunu biraz abarttım ama öyle… Sağlı sollu sıra dağlar… Sosyal konutlar gibi… Müteahhit arkadaşlar bana kırılmasın o kadar bitişik nizamda yapılan yüksek binalarla yapılan bir yerin o kadar pahalı olmasını da anlamıyorum. Ben Kızılyer’den ev almam. Vişne Evleri’nden alırım.

Ben kimseyle çalışmam!

TOKİ: TOKİ Ihlamurkent, Vadişehir ve Karapınar projelerinde imzam var. Belediyede çalıştığım dönemde, başkanımız Burhan Sakallı Bey ile beraber yaptık. Bu üç büyük TOKİ Projesi Eskişehir’de konut sorununun çözülmesinde en önemli adımlar. Konut sorunu bitti mi, elbette bitmedi. Karapınar Birinci Etap’ı yaptık. Onun ikinci, üçüncü etapları var. Huzur’un, Emek’in, Erenköy’ün bir kısmının daha dönüştürülmesi var. Adım atmak lazım. Bu şehirde bir şey elde etmek için birileri, birileriyle çalışmak zorunda. Odunpazarı Büyükşehir, Odunpazarı TOKİ ile, Odunpazarı Çevre Bakanlığı ile… Eğer siz ‘Ben kimseyle çalışmam’ der ve herkese nezaket sınırları dışında davranırsanız yalnız kalırsınız ve bir şey yapamazsınız. TOKİ ilana çıktı ama Karapınar’ın camisi, sosyal donatıları gecikti, gecikmeyebilirdi. Biz Vadişehir’i, Ihlamurkent’i nasıl yaptık? Biz Karapınar’ı nasıl yaptık? Halka sorarak yaptık. Halka rağmen halk için bi şey yapılamaz. Karapınar’da 1260 konut vardı, 960 hak sahibi vardı. Elbette eleştiren, kutsuz olan da oldu. Bu doğal, bu her zaman olur. Müteahhitten alsanız da eleştiri olur. Bize o dönem iki kişi itiraz etti, 958 kişi itiraz etmedi. Neden? Çünkü hepsine sorduk.

Gündoğdu’da 10 yıl geçti…

Gündoğdu: Gündoğdu, şehrin vitrini… Ve en kötü görünen yeri… Gündoğdu’ya biz bi baktık. Kimsenin tapusu yoktu, biliyor musunuz? Tapusu yoktu. Rahmetli Saatçi Halil’in sigara kağıdına evleri çizmişti. Biz bunları 2013’te düzelttik. 100 kişiden 95’ini mağdur etmedik. Yolun ortasında kalan evi kamulaştırmak zorundaydık. Çok ciddi kamulaştırma bedeli ödedik. Biz altyapıyı yaptık. Buna rağmen aradan 10 yıl geçti. Maalesef Gündoğdu’nun sorunu çözülmedi.

Eskişehir’in Manhattan’ı olabilir

Kocakır deyince benim içim yanıyor. Şehrimizde arsa yok. Şehir daraldı, gidemiyoruz. Hele Odunpazarı… Organize tarafı tıkalı, Seyitgazi yönünde mezarlık ve çöplük… Kocakır bu şehrin nefes alma yeri olacaktı. Aşağıçağlan yolunda, ormanların bittiği hatta tarımın bile yapılmadığı çorak arazi… Bir kısımda tarım yapılan yerde var tabi… Büyük oranda taşlık, çorak arazi… Burada 1000 hektar alanı konuşuyoruz. Yaklaşık 120 bin kişinin yaşayacağı Süper Kent’i konuşuyoruz. Biz bunun projelerini yaptık, hazırladık. Çok da güzel gitti. Bizden sonra Çevre Bakanlığı sahiplendi. Çok önemli ödüller aldı, sertifikalar aldı… Kendi enerjisini üreten, yeşil enerjiyle çalışan, karbon salınımı minimum olan… AB çevre kriterlerine yüzde 100 uyduğu için bu ödülleri ve bu sertifikaları aldı. Şehre de çok yakındı. Müteahhitlerin hep kat isteği vardır. Neden Eskişehir’de Manhattan olmasın deriz. Kocakır’da olabilirdi. Uçuş mania hattı sorunu yok. Zemini sağlam, altyapı ve ulaşım sorunu yok. Bu proje için Çevre Bakanlığı’nın sıkıştırılması gerekiyor.

Biz görmesek çocuklarımız görecek!

Kızılinler: Kızılinler çalışmasına Ahmet Ataç başladı. Ve gerçekten de güzel çalışmalar yaptı. Ama bi yerde takıldı. Bölgeyi turizm termal alanı ilan edemedi. Biz Nabi Hocam hep birlikte Ankara’ya giderek 115-120 milyon metrekare alanı turizm termal alanı ilan ettik. Bunu etmesek meraları ve diğer alanları kullanamayacaktık. Suyun sıcaklığı 36-37 vücut ısısında… Burada 52 dereceye kadar su var. Gazlıgöl’de sondaj 1000 metrenin altına indi. Yüksek sıcaklık ısınma için, maliyeti düşürdüğü için önemli. Kızılinler’de 300 metre civarındayız. Termal için yeterli… Bu konuda çalışmama var. BEBKA Projesi yaptım ve termalde dünyayı gezdim. Avrupa’dan Japonya’ya kadar yerinde gördüm. Kızılinler, Eskişehir’e sınıf atlatacak çok önemli bir proje. Şehre 11 kilometre, tren yolunun kenarında, Güney Çevre Yolu’nun üstünde… Çok artısı var. İnanın yapılacak, biz görmesek çocuklarımız görecek.