Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) Başkanı Kenan Işık, 35 yıl savunma sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerdeki yöneticilik ve ortaklıkları sırasında pek çok milli projeye imza attıktan sonra melek yatırımcı lisansıyla gençlerin önünü açıyor.

Anadolu Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden 1986 yılında mezun olduktan sonra çalışma hayatına başladığı Savronik firmasında birçok askeri ve sivil projede görev alan Işık, 2003 yılında şirketin ortağı oldu. Savronik Şirketler Grubu başta olmak üzere ileri teknoloji ve sektörel etkinliği olan birçok şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde bulunan Işık, Eskişehir Teknoloji Üniversitesi Dış Danışma Kurulu ve RAYTEK üyeliklerinin yanı sıra, Raylı Sistemler Kümelenmesinin de başkanlığını üstleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı lisanslı Eskişehir'in ilk melek yatırımcısı olan Işık, eskisehir.net'e yaptığı açıklamada, kurucusu olduğu ICI Teknoloji çatısı altında genç girişimcilerin inovasyon yeteneklerinin sanayi ile etkin buluşması ve sonuca hızla ulaşması amacıyla çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.

Işık, üniversite 3. sınıftayken 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı'nda F4’ün attığı bir bomba sisteminin stajıyla çalışma hayatıyla tanıştığını belirterek, şöyle devam etti:

"O dönem burada Fazıl Aydınmakina paşamız vardı. O bize fabrikanın kapılarını açmıştı. Bomba, roketatarın bir ünitesi var tamir edilmiyor… 30 günde onu yaptık. Uçağa takılmadı ama bize güven geldi. F4 Fantom uçağının radar kartlarının otomatik tamir eden bir sistem, dünyada çok yeni… Otomatik test diye bir şey var. Kartı takıyorsunuz, program çalışıyor. Ben bir bölümünü yaptım, eşim bir bölümünü yaptı. Başka arkadaşlarım bir şey yaptı… Mezun olduk, Aselsan’a gideceğim…Beni Aselsan’dan istiyorlar. Sonra 'Sezai Türkeş, Feyzi Akkaya (STFA)' bir şirket kuracak dediler. Ve öyle başladık… Doktorlar Caddesi’nde bir dairede başladık… Türkiye’de uçaklara ilk kez yapılan cihazları yaptık."

"ABD Hava Kuvvetleri’ne sattık. İbreti alem için…"

Fazıl Paşa'nın yurtdışından temin edemedikleri bir uçak parçası için kendilerine danıştığını anımsadan Işık, şöyle devam etti:

"Fazıl Paşa bize 'İçinde bir parça numarası var, ABD’den isteyip takacağız' dedi. Biz 'bunun elekroniğini yapalım' dedik. Bir bomba roketatar sistemi… 'Dünyada bunun elekroniği' yok dediler. 'Olsa Amerikalılar yapar' dedi bir subayımız. Yaptık, patentledik. Hala kullanılıyor, hatta biz onu ABD Hava Kuvvetleri’ne sattık. İbreti alem için… Benim hayatım proje yapmakla geçti. Roketsan’ın roketatar sistemleri, TAI’nin insansız hava aracı, F-16, Atak Helikopter, Hürkuş, Tren Denetim Sistemi, Tünel denetim sistemi ve daha birçok proje… 2005’te Savunma Sanayi İcra Komitesi kararıyla kurulan STM’nin yönetim kuruluna girdim. 8 yıl başkan vekili olmak üzere 12 yıl aralıksız yönetim kurulu üyeliği yaptım. O şirketi de sıfırdan aldık, başka yerlere götürdük. MİLGEM Milli Gemi mesela… İmzadan denize indirilene kadar projenin içindeydik. Bizzat yönetim kurulundan yönetme şansımız oldu. Roketsan’ın attığı ilk roket… İlk milli atış kontrol sistemi… 'Yapamazsınız' dediler, onu da yaptık. İnsansız Hava Araçları (İHA), ANKA’lar başka bir hikayedir. Eskişehir’de yapıldı… 30-35 yıllık bu birikim ve tecrübeyi ihtiyaç olduğunu düşündüğüm başka alanlara da aktarmak istedim. O yüzden ICI Teknoloji’yi kurdum. Savunma Sanayii çok önemli."

"Bizim nitelikli insan kaynağına ihtiyacımız var"

Kenan Işık, güçlü sanayi, güçlü ülke parolasıyla artık savunma değil, güvenliğin konuşulduğunu dile getirerek, "Ülke ve toplumların güvende olması için artık başka şeylerin de gerekli olduğuna inanıyorum. ICI Teknoloji 1 Ocak 2019’da tamamıyla bana ait sermaye yapısı ile kuruldu. Girişimcilik, İnovasyon ve yatırımı birleştirmemiz lazım. İleri teknoloji ile katma değerli ürün/hizmet üretmek… Tek derdimiz bu. Dünya da buraya gitti… Herkes bunu söylüyor. Ama esas önemli olan bilimsel temellere dayalı gerçek Ar-Ge çalışmaları yapmak herkes Ar-Ge yapıyor ama… Ve bunu yenilikçi yaklaşımla eko-sisteme aktarmak… Burası çok değerli… ICI Teknoloji’nin temel misyonu bu… Para çok, kaynak çok, fabrikalar çok fakat bir de yeni bir kuşak var. Biz bu kuşakla nasıl çalışacağız? Fabrikalar kuruyoruz, teşvikler alıyoruz, Sermaye de buluyoruz, yurt içi yurt dışı… Kim çalışacak? Hele hele bu son üç-dört senede ciddi bir değişim var. Aileler ve devlet olarak çocuklarımızı yıllarca okutuyoruz, yetiştiriyoruz sonra yurt dışına gidiyorlar. Üniversite mezunlarının çoğu girişimci olmak istiyor. İyi bir şey, çok güzel bir şey. Ama fabrikada çalışacak adam da lazım, mühendis lazım… Hepsi girişimci olmak istiyor. Hiç sıkıntı yok. Problem ne? Bizim nitelikli insan kaynağına ihtiyacımız var" ifadesini kullandı.

"Eskişehir’de bakanlık onaylı ilk melek yatırımcıyım"

Gençleri yeni yüzyılın becerileriyle yetiştirmek zorunda olduklarına dikkati çeken Işık, şunları bildirdi:

"Başka bir dünyadayız. Fikir elbette çok kıymetli ama iş modeli doğru kurulmalı. Bu da çok kolay değil. Esas problem şu… Gençler mezun oluyor, girişimci oluyor. Pırıl pırıl çocuklar… Teknopark’ta şirket açıyor, tek başına… Finans bilmez, şirket bilmez, nereye ulaşacak, nereye satacak bilmez. Günün sonunda kaynaklar gidiyor. Ve biz o pırıl pırıl gencimizi kaybediyoruz. Psikolojik sorunları oluyor. Bu saatten sonra ben o mühendisi ya da üniversite mezunu genci alıp sanayide kullanamam. Ya eve kapanıyorlar ya da yurt dışına kaçıp gidiyorlar. Aynı durum üniversite hocalarında var. Çok değerli hocamızın fikirleri var, bir şeyler yapmak istiyorlar. Girişimci olmak istiyor, ona hocam sen teknoparkta şirket aç diyorlar. Açıyor şirketi… Vergi bilmiyor, KDV bilmiyor, muhtasar bilmiyor, muhasebe bilmez, finans bilmez… Bir hata yapıyor, cezalar, temerrütler. 'Ne bu' diyor, ne oluyor?.. Kaynakları tükenmeye başlıyor, önce hazırdakiler sonra üniversiteden gelen maaşı da gitmeye başlıyor. Sonrası daha acı, hanımın bilezikler gidiyor, sonra hanım evden gidiyor! Bunlar şaka değil, hepsi yaşanan gerçekler… Teknoparkta 130’un üzerinde şirket var. Hadi diyelim ki 30’u ayın sonunu getiriyor. Geri kalanı ne yapacağız? Bunlar bizim değerlerimiz, çok değerli girişimciler… ICI Teknoloji’nin Eskişehir’de örneği yok, Türkiye’de örneği yok, bize anlatıldığı kadarıyla dünyada da bu modelin bir örneği olmadığı söyleniyor... Benzerler var ama tam olarak bizim yaptığımızı yapmıyorlar. ICI Teknoloji’de birlikte çalışma kültürü aşılamaya çalışıyoruz. Eko-sistemi öğretmeye çalışıyoruz. Günün sonunda sen tek başına hiçbir şeysin. Değer zincirinde bir halka olmayı öneriyoruz, koskoca gemiyi limana bağlayan bir tane halka da sen olabilirsin. Bu büyük başarı… Burada bunu öğretmeye çalışıyoruz. Bu kısa süreye rağmen bugün 9 üniversiteyle protokolümüz var. Büyük kurumsal firmaların, Arçelik, Ford, Esalba, Arıkan gibi firmaların Ar-Ge eko-sistemleriyle protokolümüz var. Yerli yabancı fon şirketleri var. Türkiye’nin ilk melek yatırımcılarından biriyim. Eskişehir’de Hazine ve Maliye Bakanlığından onaylı ilk melek yatırımcı benim. Sanırım hala tek ben varım. Türkiye’de 99. Nolu Melek Yatırımcı lisansı bende… Bu eko sistemde çözüm ortaklarımız var. 60’a yakın firmayla protokol var…"

"Sorunu, fikri bu havuza atıyoruz. 'Kim çözer?' diyoruz"

Yazılımcılar, donanımcılar, makineciler, biyoteknoloji grupları, hukuk büroları, teşvik büroları, fon şirketleri, var… Sorunu, fikri bu havuza atıyoruz. 'Kim çözer?' diyoruz… Genç arkadaşım geliyor şirket kuracak… Ver nüfus cüzdanını… Bankayı arıyorum, Ticaret Odasına gidiyor imza atıyor, KOSGEB aranıyor, TÜBİTAK dosyası hazırlanıyor… Bunların hepsi ücretsiz… Çocuk yolun başında ne alayım ben ondan… Bir yıl ayakta kalmayı başarır ise zaten bizim çözüm ortağımız oluyor. Bazılarını başka alanlara yönlendiriyoruz. Şirketine de başlangıçta ortak olmuyorum. Kafası karışmasın işin başında. Ona yol gösteriyoruz. Arkadaşlarım, sen bu kadar destek oluyorsun günün sonunda gidebilir buradan diyorlar. Gitsin, buradan başarıyla ayrılan herkes benim gururum olur. Bilecik Üniversitesinden bir hocamız bir oyun yazdı. Şirket kuracağım dedi… Hocam biraz aceleciydi, önümüzdeki ay şirketi kurar mıyız dedi. Hocam bugün Çarşamba, seni cumaya yetiştiririz dedim. Kurduk… Türkiye’nin kitle fonlamaya giren ilk oyun şirketlerinden biri oldu. Şimdi ayakta kalmaya çalışıyor. İyi gidiyor, fena değil… ICI Teknoloji’de bu 3 sene içinde 4 marka, 2 patentimiz var."

"Prof. Dr. Ahmet Çabuk ile biyoteknoloji alanında önemli işlere imza atıyoruz"

Prof. Dr. Ahmet Çabuk hocamız ile biyoteknoloji alanında çok önemli çalışmalara imza atıyoruz. Hocamızın geliştirdiği ve tüm deneme ve belgeleme süreçleri tamamlanmış Bion-G Ultra markalı tamamı ile milli ve yerli ilk mikrobiyal gübremiz çok ilgi görüyor. ICI Teknoloji’de öncelikli alanlarımızı belirlerdik. Medikal ve Biyoteknolojji, Robotik ve Otonom Sistemler, Dijital Dönüşüm, Enerji ve Malzeme Teknolojileri ve tüm bu alanların birleşimi ile toplum ve yaşam için proje, ürün ve hizmetler. Son 2 yıldır çok değerli bir çalışmaya daha başladık. ICI Akademi ile üniversitelerimizin sadece 3. sınıf öğrencilerine özel 1 yılı kapsayan bir program ile 32 değişik konuda eğitim ve seminerler veriyoruz. Amacımız gençlerimizi daha üniversitenin ilk yıllarında anlamak ve onarı doğru yönlendirmek. Bu gençler 3. sınıf boyunca bizle temasta oluyor. Yaz stajlarını bizim ekosistemdeki istedikleri kurumlarda proje tabanlı bir staj ile geçirirken son sınıf için bu şirketlerle bitirme projelerini konuşuyorlar. Bu öğrencilerimizin hocaları da bu vesileyle sanayi ile daha yakın temas kuruyor. Böylece gerçek manada üniversite-sanayi işbirliğine başlamış olduk. Bu süreçten geçen mezunumuz çok daha kolay ve sağlıklı olarak istersen de aynı şirkette işe başlıyor. Sonrası da var yüksek lisans, TÜBİTAK, doktora programına kadar taşıyabiliyoruz. Bir önceki yıl 60, geçen yıl 80 öğrencimiz ile başladığımızı programı bu yıl diğer üniversitelere de genişleterek devam edeceğiz. Hayallerimiz ve hedeflerimiz hala çok büyük. Büyük işler yapmak için güçlü kurumlara, bu kurumların çalıştığı güçlü ekosistemlere, buralarda da çalışan yetişmiş nitelikli, azimli ve inançlı gençlere ihtiyacımız var. Bir şeyi özünde yapmak ve sürdürülebilir bir yapı için bütünsel düşünmek şart, buna hep inandım. ICI Teknoloji’de temelde bunu yapmaya çalışıyoruz. Her yerde ifade ediyorum. Neyi yapacağımız değil nasıl yapacağımız daha değerli ve önemli."

Melek yatırımcı ne demek?: Melek yatırımcı, genellikle işletmedeki bir mülkiyet hissesi karşılığında kendi parasını bir girişime yatıran kişidir. Melek yatırımcılar genellikle paralarını bir işletmenin oluşumunun ilk aşamalarında yatırırlar.