Tepebaşı Belediyesi, düzenlediği etkinlikler ile Nâzım Hikmet’in anısını Eskişehirliler ile buluşturuyor.

İş Sanat iş birliğinde düzenlenen “Nâzım Hikmet’in Yolculuğu” adlı söyleşi de Özdilek Sanat Merkezi Oktay Ekinci Sahnesi’nde edebiyatseverlerin yoğun ilgisi ile gerçekleştirildi. Söyleşinin konuğu Prof. Dr. Haluk Oral, moderatörü ise Prof. Dr. İhsan Güneş olurken; etkinliğe Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.

“Büyük bir vatansever idi”
Söyleşi öncesinde etkinliğe gösterdikleri ilgiden dolayı katılımcılara teşekkür eden Başkan Ataç, “Cuma günü çok özel bir sergiyi, belediyemizde beğeniye sunduk. ‘Nâzım’a Yolculuk’ isimli sergimizde gerçekten büyük bir birikim ve emek var. Görmeyen tüm Eskişehirlilere tavsiye ediyorum, Nâzım’ın bilinmeyen yönlerini keşfedebilirsiniz. Bu sergimiz için ağırladığımız Haluk Hoca buradayken, bir de söyleşi düzenleyelim istedik.  Çok keyifli geçeceğinden eminim, Nâzım Hikmet’e dair dağarcığımız gelişecek. Kendisi edebi kişiliğinin yanında, büyük bir vatansever idi. Emeği geçenlere de çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Başkan Ataç daha sonra konuk Oral ve moderatör Güneş’e teşekkür çiçeği ve Devrim otomobilinin camdan bir figürünü armağan etti.

“Nâzım Hikmet’in kıymetini bilmemiz gerekiyor”

 Daha sonra Nâzım Hikmet’in ailesi, çevresi, ilk şiiri ve edebiyata başlaması, Moskova günleri ile sürgün ve hapis hayatının konuşulduğu söyleşiye geçildi. Prof. Dr. Güneş yaptığı konuşmada, “İnsanlar yaşayıp ölüp gider, bazıları da iz bırakır. Biz de bu akşam iz bırakan bir şairimiz üzerinde duracağız. ‘Mavi Gözlü Dev’, Nâzım Hikmet. 20. yüzyılın şairidir. Bu dönem, insanlığın çok acı çektiği bir dönemdir. 1. ve 2. Dünya Savaşları olmuştur. Dileriz 3.’sü çıkmaz. Böyle bir ortamda Nâzım Hikmet gözlemci olarak bunları bize anlatmıştır. Çağdaş Türkiye’nin temelini oluşturan, milli mücadelenin içinde yaşamış, bu mücadeleyi veren kişilerle iç içe olmuştur. Ama gezdiği her yerde tüm bunları Türkçe ile okumuş, yazmıştır. Nâzım Hikmet’in kıymetini bilmemiz gerekiyor. Bu imkanı sağladığı için Sayın Ahmet Ataç’a teşekkür etmek istiyorum, Tepebaşı Belediyesi çağı yakalamış bir kent” ifadelerini kullandı.

“Hak edene saygısını daima göstermiştir”

Prof. Dr. Oral ise söyleşideki konuşmasında, “Nâzım Hikmet gibi büyük şairin oluşmasında mutlaka ailesinin büyük etkisi vardır, olumlu ya da olumsuz. 17, 18, 19 yaşlarında yazdığı şiirler dikkat çekiyor. Daha o yaşlarda tiyatro oyunları yazıyor, dergilerde yayımlanıyor. Çok da şaşırtıcı bir şey değil aslında, eğer içine girebiliyorsanız sahneyi hissedebiliyorsunuz. Para kazanmak için filmlere senaryolar yazıyor, hatta yönetiyor bazılarını. Şiirleri daha çok olduğu için biz onu şair olarak biliyoruz. Nâzım Hikmet arkadaşlarıyla dergi çıkarıyor. Hayatı boyunca vatan sevgisi aşılıyor. Anadolu işgalini anlatırken, Yaralı Efe’yi yazıyor. Bunları yazan çocuk 18-19 yaşında. İşgal edilmiş bir ülkenin evladı olarak bu tarz şiirleri var. Üniversite okurken çok ateşli bir sosyalist oluyor. Çok saygılı bir insan, annesine ve banasına yazdığı mektuplarda ‘siz’ diye hitap eden bir insan. Hak edene saygısını daima göstermiştir. Şiirlerinde farklı diller kullanmıştır” diye konuştu.

Katılımcılardan gelen soruların da yanıtlandığı söyleşi, alkışlar eşliğinde sona erdi.