Haftalık programında Cihan Yıldırım’ın konuğu Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyeleri AK Parti Grup Başkan Vekili Murat Özcan oldu.
Pandemi dönemi çalışmalarının değerlendirmesini yapan Murat Özcan, “Ben bir aile şirketinin yöneticisiyim. Her zaman söylediğim bir laf vardır. Burası Türkiye… Coğrafya her anlamda bir kaderdir. Dünya da etkilenecek çok büyük olayların illa ki memleketimize yansımaları olabilir. Pandemi döneminde insanlar 6 ay dışarıya çıkmadı. Ciddi bir salgınla karşı karşıyayız. Tüm devletler, vatandaşlarını bu salgına karşı korumakla vazifelendirmişler kendilerini. Muhalefette ki yetkililer, üretimin de çalışma hayatının da tamamen durdurulması anlamında çok büyük baskılar yapmışlardı. Bizde kısmi evet ama tamamına hayır demiştik. Neden? Çünkü bugün Amerika’da, Avrupa’da ve birçok ülkede yaşanan sorunun ana sebeplerinden bir tanesi budur. Pandemi bitti. Dünya Sağlık Örgütü’nün başkanının, bütün ülkelerle yaptığı canlı toplantı da Türkiye’yi pandeminin kahramanı ilan ediyorum dedi. Biz pandemi dönemi içerisinde, dünyada gerçekten tarih yazacak bir çalışmanın içeride bulunduk hükümet olarak. 340 tane uçak kaldırdık, dünyadaki vatandaşlarımızı memleketimize getirmek için. 134 milyar tl sadece vatandaşlarımızın pandemi masraflarını karşılamak için bütçemizden para ayırdık. Ve hastanelerde ki yatırımlarını hiç saymıyorum. Şu hastaneler için dünya kadar eleştiri yedik bu memlekette. Ama geldiğimiz nokta bu” ifadelerini kullandı. 
Dünya 6 aylık üretim açığını tamamlayamıyor 
Pandemi sonrasında ekonomi ve siyasi dünyada şu an bir gerçeklik var diyen Özcan, “Ciddi anlamda özellikle 6 ay, dünyadaki tüm üretim bantları sıkıntı yaşayınca ve 6 ay sonrada gevşemeler başlayınca şöyle bir gerçeklikle karşı karşıya kaldık…Dünya 6 aylık üretim açıklığını şu anda tamamlayamıyor. Dolayısıyla ciddi anlamda ham madde, lojistik, enerji ve üretim de sıkıntı var. Yani arz talebi karşılamıyor. Böyle bir süreçte, tüm ekonomistlerin, 1929 Ekonomik Buhranı’ndan daha büyük bir buhranla karşı karşıyayız eleştirisini önümüze getirdi koyduk. Ben burada hem sektörden hem de ticaret dünyasının içerisinden gelmiş biri olarak vatandaşlarımıza şunu izah etmek de gerekir diye düşünüyorum. Son üç dört ay da belirli ürünlerde oluşmuş ciddi bir takım fiyat farklılıkları var. Herkes şöyle bir şey zannediyor. Dövizde artış var, enerji de artış var. Dolayısıyla bu fiyatların tamamı bundan kaynaklanıyor. Değil. Bir bölümü bundan kaynaklanıyor. Ama asıl kaynaklanan şey şu. Bir ülkede bir ürüne ihtiyaç olduğunu düşünelim. Ve bu üründe Türkiye’de üretiliyor. Artık bunun fiyatını pazar belirliyor. Maalesef biz belirleyemiyoruz. Bugün dünyada üretim açığında bir hafifleme olursa bugün ki fiyatlar olarak çok radikal şekilde yansıyarak geri geleceğine düşünüyorum. Şöyle diyebiliriz. İhracat yapmayalım kendi iç tüketimimize bunu verelim dolayısıyla fiyatlar ucuzlasın. Ancak bu seferde serbest piyasa ekonomisini kabul etmiş ve dünyadan yatırımcı çeken bir ülke olarak bunu yapmanın ne kadar doğru bir mantık olabileceğini bugün düşünmek lazım. Maalesef bugün dolar ve euro piyasasındaki dalgalanmanın dışında Türkiye’de ekonomik olarak parametrelerin hiçbirinde bir sorun da görmüyoruz. Tapu da kuyruklar var alım-satım devam ediyor. Üretim devam çünkü ciddi ihracat talebi var. Dolarizasyondaki sorunlarda çözüldükten sonra Türkiye’nin çok fazla sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bu bir sorundur doğru. Siyasetçilerin halkın sorunlarını tespit etmeliler ve buna uygun çözüm üretmeliler.  Bunu bu zamana kadar en iyi partinin bir temsilcisi olarak bunu yapabilecek kudrete, bilgiye ve tecrübeye sahibiz” şeklinde konuştu.